Sörloth'tan Trabzonspor itirafı: "Farklı bir dünyaydı!"
RB Leipzig'in Norveçli santrforu Alexander Sörloth, Trabzonspor günleriyle ilgili dikkat çeken itiraflarda bulundu.
Trabzonspor formasıyla geçtiğimiz sezon Süper Lig'de gol krallığı yaşayan Alexander Sörloth, sergilediği müthiş performansın ardından 20 milyon euroluk bonservis bedeliyle RB Leipzig'in yolunu tutmuştu. Bundesliga ekibiyle çıktığı 29 maçta dört gol, üç asist kaydedebilen ve Türkiye'deki günlerini mumla aratan 25 yaşındaki santrfor, RB Live adlı internet sitesiyle gerçekleştirdiği röportajda ise Bordo Mavililer'de oynadığı döneme ilişkin çarpıcı itiraflarda bulundu. İşte Norveçli futbolcunun açıklamalarından öne çıkan bölümler:
"Trabzonspor'da işim basitti: Çıkıp gol atmak. Taktiksel ve yapısal anlamda odak noktamız farklıydı. Dolayısıyla sadece defansif değil, ofansif anlamda da benim için kısmen yeni bir maceraydı. Mesele, daha çok koşu yolları, kendinizi savunmak ve hareketlere başlamak ile ilgiliydi. Birden şu sorularla yüzleşmeye başladım: Nereye, nasıl ve ne zaman hareket etmeliyim?
Şu anda Trabzonspor'daki gibi sadece gol atan bir oyuncu değilim. Aslında arada o kadar da büyük bir fark yok. Evet, maçlara kenarda başlıyorum ama yaklaşımım aynı: Rakip defansın arkasına mümkün olabildiğince çabuk sarkıp kendimi gol pozisyonunun içine sokmak ya da takım arkadaşlarımı kullanmak. Kaleyi gördüğümde ve rakip futbolcular önümde olduğunda en iyi oyunumu oynuyorum. Bununla birlikte tabii ki kanatlardan da beslenebilirim.
RB Leipzig'e geldiğimde bir kültür şoku yaşamadım. Ancak seyircisiz maçlar benim için de son derece tuhaf. Yeni bir kulübe imza attığınızda elbette taraftarlarla temasa geçmek istersiniz. Özellikle de golcüyseniz... Ne var ki boş tribünler önünde oynuyoruz. Bu, bilhassa Trabzon'da geçirdiğim bir yıldan sonra benim için gerçekten hayal edilemez bir durumdu.
Mevcut durumla kıyaslayacak olursak Trabzon gerçekten farklı bir dünyaydı. Orada fotoğraf çektirmeden ya da imza atmadan gidebileceğiniz bir yer yoktu. Ne zaman ki çok gol attım taraftarlar da çıldırdı. Bu, bir açıdan iyiydi. Ancak diğer yandan da buraya gelirken rahatladığımı söyleyebilirim. Çünkü biz Norveçliler biraz Almanlar gibiyizdir. Dolayısıyla Almanya'daki her şey bana çok tanıdık geliyor. Burada herkes sizi az ya da çok huzur içinde bırakıyor."