"Trabzonspor'u sadece ben şampiyon yaparım"

Türk futbolunun önemli teknik adamlarından Giray Bulak, futbolumuzun içinde bulunduğu durumu ve Trabzonspor günlerini Futbol Extra'nın Kasım sayısına anlattı.   "Trabzonspor'u sadece ben şampiyon yaparım" diyen Giray Bulak'ın özel röportajından öne çıkanl

"Trabzonspor'u sadece ben şampiyon yaparım"

Türk futbolunun önemli teknik adamlarından Giray Bulak, futbolumuzun içinde bulunduğu durumu ve Trabzonspor günlerini Futbol Extra'nın Kasım sayısına anlattı.

 
"Trabzonspor'u sadece ben şampiyon yaparım" diyen Giray Bulak'ın özel röportajından öne çıkanlar şunlar oldu...
 
Türk futbolunda görev alabilmek için illa futbolun içinden mi gelmek gerekiyor? Öyle bir algı var gibi...
 
Arsene Wenger’in futbolculuk kariyeri mi var? Üniversitede hocaydı. Jose Mourinho, tercümandı ama ustaları gördü, bunları yaptı. Benitez, Amerika’da gidip çocuklara ders veriyor gelip İspanya’da çalışıyor. Ufku geniş insanlara ihtiyaç var. Hayal bile edilemeyenleri konuşmak, tartışmak lazım ama ütopik de olmak lazım! Hayal ötesinde düşünmek lazım. Dâhilik de böyle bir şey. Ufku geniş insanlar kaos ortamı yaratılar mı? Kavgayı yapalım sonra barış sağlayalım… Böyle bir şey olur mu? Kavga kimseye fayda vermez. O zaman neden kaos yaratalım. Maalesef hala ataerkil, avam, varoş mantığı ile düşünüyoruz. Ne zaman gelişmiş ülke düzeyinde, aydın bir şekilde düşüneceğiz, bunun tartışmasını yapmak lazım
 
Bu sezon ülkemizde çok önemli transferler yapıldı. Bu transferler futbolun gelişimine yönelik mi yoksa endüstriyel futbola hizmet mi sizce?
 
Endüstriyel futbola hizmet. Biz dünyayı çok fazla bilen menajerlere ya da kulüp başkanlarına, hocalara sahip değiliz. Siz eğer bilmiyorsanız, kimi tespit edeceksiniz? Bir scouting grubunuz yok. Başkan, yönetici tamamen Türkiye’ye odaklanmış. Yurtdışından çok fazla haberiniz yok. Doğru kararlar verip, hangi doğru oyuncuları seçeceksiniz? Yine menajerlerin eline kalacaksınız. Paranız pulunuz çar çur olacak. 14 yabancı serbestliği var. Şu an takımlara bakın 5-6 tanesi oynuyor. 28 kişilik kadroda 14 tane oyuncu, diğer yerlilerin yerini alıyor, onları kapatıyor mu? Engelliyor mu? Engelliyor. Biz niye santrfor bulamadık, 4-6-0 oynadık. Takımlara bakınca; kaleciler, santrforlar, stoperler yabancı. Burak yoksa yerine adam bulamıyoruz. Trabzonspor, Fenerbahçe’nin iki santrforu yabancı, Beşiktaş’ın bir tanesi yabancı, bir tanesi yerli. Olmadığı zaman kimi kimin yerine koyacaksın? İşte Burak’ın yedeği Umut… Ya 4-6-0 oynuyorsun ya Cenk oynuyor. Sayı olarak yetersiz kalıyorsun.
 
İkinci bir Arda’yı da çıkaramıyoruz...
 
Arda şüphesiz son derece kreatif, akıllı, zeki bir oyuncu. Arjantin de diyor, biz neden ikinci bir Messi çıkartamıyoruz. Arjantin için Messi ne ise bizim için de Arda o. En azından ona yakın oyuncular çıkartabilmeliyiz. Fundamental yok, altyapı eğitimi yok, sokak futbolu bitti, amatörlerde bile lisans çıkarmak 600-700 lira. 30 tane oyuncu olsa 20 bin lira kim verir? Devletin mutlaka destek vermesi lazım. Sahayı çocuğun ayağına getirmek lazım. Bugünkü sapkın ortamda hangi anne, baba çocuğunu 20kilometre uzakta sahaya idmana gönderir? Yolda başına ne geleceği belli değil ki… Semtlerde sahaların olması lazım. Eğer bu çocukları sahalara yönlendiremezsek, üzülerek söylüyorum, ya hastaneden ya hapishaneden toplarız! Çocuklar spor yapmazsa sağlıksız olur hastaneye gider, disiplinsiz olur hapishaneye gider. Doğru insanların doğru yerde görev alması lazım. Bu işleri yapabiliriz biz. İş için adam seçmiyoruz. ‘Bu adam gelsin, tanıdığımızdır’la olmaz.
 
Trabzonspor’da yaşadığınız süreci merak ediyoruz. Neden orada istedikleriniz olmadı?
 
Ben görev yaparken, Şenol Hoca teknik direktör, Nevzat Şakar Asbaşkan. Sadri Şener’in Tolunay Kafkas’la görüştüğünü biliyorum. Şenol Hoca’ya dedim ki, “Siz burada çalışıyorsunuz ama Başkan bir başka Hoca arkadaşla görüşüyor. Ya gelin istifa edin ya bırakın…” O ara benim de bazı sıkıntılarım oldu. Kulüp Direktörlüğünden öte başka görevler üstlendim sanki. Seçici ben oluyorum, scout ekibinde ben oluyorum… Planlamada yanlışlık oldu. Bana bir mail geldi bir gün… O maili Şenol Güneş’e de göstereceğim. Bir gün mutlaka bunun açıklamasını da ondan isteyeceğim. Bu beni çok kırdı. Böyle bir durumda yine ona dürüst davrandım. “Siz ayrılırsanız ya bana teknik direktörlük teklif edecekler ya bir başkasını getirecekler. Önce ben ayrılayım. Siz ayrılırsanız bana teklif yaparlar, bundan üzüntü duyarım. Beni bırakın gideyim” dedim. Nevzat Şakar, Şenol Güneş, ben konuşuyoruz. 
 
Problem neydi tam olarak?
 
Mesela bir örnek vereyim. Ben oyuncu izliyorum, Kweuke. Sparta Prag maçı var. Hollanda’da onu seyrettim. İkinci maç Prag’da ben onu göreceğim. Başkan gidiyor, Avusturya’da Janko ile anlaşıyor. Bu beni de üzüyor. Emerson’un anlaşmasında hocaya diyorum ki, “Lütfen Başkan’ı engelle” ama hoca engellemedi. Bunlar hep benim sırtıma kaldı. Ben ayrıldıktan 1 hafta sonra Mersin teklif yaptı gittim. Ünal Karaman geldi. Elazığ’da 3-0 kaybedince, Şenol Hoca istifa etmek zorunda kaldı. Ünal Karaman aradı beni. “Ya hocam bunların olacağını biliyordun da neden söylemedin bana” dedi. Ben de ona, “Ünal senin anlaşacağını bilmiyordum ki. Niye bana söylemedin?” dedim. Şenol Hoca da, ‘Giray uyarmıştı, biz uyanamadık bu duruma’ demiş. 
 
Acaba görev tanımında mı bir sıkıntı yaşandı?
 
Tabii ama şu da var; Genel Menajerlik başka bir şey olmalı. İstediğimiz gibi bir ortam olmadı. Ama bunları hiç açıklamadık. Ama şunu söylüyorum; Trabzonspor’u benden başka kimse şampiyon yapamaz. Trabzonspor şampiyon olacaksa benimle beraber olacak. Maalesef bu şehir kendi insanını sevmiyor, reddediyor. Yabancıyı daha çok seviyor.
 
Çok iddialı bir açıklama oldu. Bunun altını nasıl doldurabilirsiniz?
 
Bu zaman kadar hep küme düşmemeye oynayan takımlarda çalıştım. 3 tane takımı düşürdüysem 13 tane takımı da kurtardım. İnsanlar hep o 3 takıma bakıyor. Bir tane şampiyonluğa oynayan takım yakaladım; Trabzonspor. Ben de onu şampiyonluğa oynattım! Benim için camia çok önemli. Hiçbir kimseden eksiğimiz yok. Ben Türkiye’de yapılan bütün kursların en başarılı hocasıyım. Ben kendimi tanıyorum. Bu ülkede ilk spor hekimi ile çalışan, ilk profesyonel menajerle çalışan hocayım. Ahmet Suat Hocayı, Vanspor’a profesyonel menajer olarak ben teklif ettim. Ellerinden öpüyorum. Bu ülkede kimin konuştuğu önemli, ne konuştuğu değil.
 
Bir dönem Liverpool’un kapısından dönmüştünüz. Nasıl oldu o olay?
 
İngiltere’de Mehmet Öksüzoğlu diye bir arkadaşım vardı. Ben ona orada Trabzonspor takımı kurdum. Sonra Mehmet Özksüzoğlu’nu başkan yaptık. Ben İngiltere’de Ipswich Town’da çalışırken, 6. ayım doluyordu. Mehmet Öksüzoğlu, Kenny Dalglish’le yakın arkadaş. Liverpool’da 2 yıllık yardımcılık ama kulübün istediği yardımcılık değil, bana katkı sağlaması için bir yardımcılık teklifi oldu. Kenny Dalglish de seve seve kabul etti. Ama sonra olmadı. O avantajı kaçırmış oldum.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler