Trabzon'un Beşikdüzü ilçesinde düzenlenen ''10. Beşikdüzü Mayıs Yedisi Şenliği''nin son gününde, 11 yıl önce denize açılan iki kayığın alabora olması sonucu ölen 38 kişi, törenle anıldı.

Doğu Gözaçan Parkı'nda, 20 Mayıs 2000'deki kazada ölen 38 kişinin fotoğraflarının yer aldığı pano ve anıt önünde düzenlenen anma törenine, Beşikdüzü Kaymakamı Alper Faruk Güngör, Belediye Başkanı Ramis Uzun, Emniyet Müdürü İlker Kara, Garnizon Komutanı Üteğmen Ali Özasağlam, ilçe Müftüsü Ömer Tütüncü ile vatandaşlar katıldı.

Törende konuşan Belediye Meclis Üyesi Hasan Gören, 20 Mayıs 2000 tarihinde elim bir kaza sonucu yitirdikleri 38 canın Beşikdüzü halkının vicdanında derin izler bıraktığını belirterek, ''Bu 38 can Beşikdüzü'nün şehididir. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz'' dedi.

Türk kültüründe suyun ağırlıklı bir yeri ve önemi olduğunu ifade eden Gören, ''Kültürümüzde ve birçok halk inanışında insanlar suyla ilgili olarak ihtiyaçları ve inanışları doğrultusunda kültürlerini oluşturmuşlardır. Mayıs 7'si de bu anlamda anılmaktadır'' diye konuştu.

Konuşmanın ardından Beşikdüzü Kaymakamı Güngör ile Belediye Başkanı Uzun, denizde ölen 38 kişi anısına denize çelenk bıraktı. Ardından Kuran okunarak dua edildi.

-YÖRESEL KIYAFETLİ KADINLAR DENİZDE İNEKLERİNİ YIKADI-

Festival kapsamında, Çeşmeönü Limanı'nda, çevre köylerden gelenlerin katılımıyla, ''Mayıs Yedisi'' adıyla sürdürülen gelenek kapsamında, yöresel kıyafetler giyinmiş kadınlar, inekleri deniz suyu ile yıkadı. Düzenlenen en güzel ve temiz yarışmasında dereceye girenlere çeşitli hediyeler verildi.

Program, katılımcıların gerçekleştirdiği tekne gezisiyle sona erdi.

10. Beşikdüzü Mayıs Yedisi Şenliği, bu akşam 11 yıl önceki kazada ölen 38 kişi için Merkez Camisi'nde okutulacak mevlit ile sona erecek.

-''MAYIS YEDİSİ'' GELENEĞİ-

Geçmişi Oğuz Türklerine dayandığı ifade edilen ''Mayıs Yedisi'' geleneğinin adını, 20 Mayıs'ın Rumi takvime göre Mayısın 7'sine denk gelmesinden aldığı belirtiliyor.

Karadeniz'in bazı bölgelerinde sürdürülen geleneğe göre, hayvanlar, kıyı kesiminde akarsuyla denizin birleştiği yerde, iç kesimlerde ise ırmaklarda yıkanıyor.

Geleneğe göre hayvanları özellikle deniz suyu, denize ulaşılamıyorsa ırmak suyu ile yıkamanın, yaylalara çıkmadan önce onlara sağlık, güç ve enerji vereceğine inanılıyor.

Bu uygulamanın aynı zamanda, yaz aylarını yaylalarda geçirecekler için sonbahara kadar denizle bir vedalaşma anlamına geldiği de belirtiliyor.