Düşünebiliyor musunuz ?
Bir takım 26 yıl, 18 gün sonra da 27 yıl olacak,şampiyon olamıyor.
Bu gezegen üzerindeki 8 milyonu Trabzonlu olmak üzere,10 milyon civarındaki Trabzonspor taraftarı hasret,bu şampiyonluğu sayıklıyor.
Komutan askerlerini almış karşısına konuşmuş.
Durumun önemini anlatmış ve sırt çantalarını almışlar,silahlarını kuşanmışlar ve kayalıklarla dolu cephenin yolunu tutmuşlar.
*
Bölük deki Güney Amerikalı lejyonerlerden biri yani Teofilo Gutierrez “ Kalbim pır pır atıyor,kalp krizi geçireceğim,burada bunalıma girdim.Stresliyim ” diyerek,saçmalayıp çekip gidiyor.
Aileni ,çoluk çocuğunu o kadar seviyorsan gelmeseydin kardeşim,silah zoruyla mı getirdiler buraya.
Futbol geleceğini bile düşünmeden ve bu kadar taraftarı yüz üstü bırakıp, cephe
de yalnız bırakarak üstelik.
Bir Kolombiyalı vatandaşı üç tane gol attı diye, kendini bulunmaz Hint kumaşı ya da Kolombiya kahvesi zannederek,durup dururken çekip gidiyor.
Olacak iş değil ya.
Cephe de,ölüm-kalım savaşı verirken bir asker arkadaşınız,sizi ve arkadaşlarınızı bırakıp arkasına bile bakmadan kaçarak gitse, ne yaparsınız soruyorum ?
Bir düşünün bakalım...
*
Trabzonspor da en uzun süre oynayan yabancı uyruklu tek futbolcu olan Yatara.
Kulüpten yıllık en fazla ücreti alacak olan Afrika kıtasından Gineli İbrahima Yattara’ya komutan sorumluluk taşısın diye kaptanlık pazubantı verdi.
Bu kaptanlık kolluğunu sevgili arkadaşım herhalde kurdele zannediyor.
Cepheye ısrarla ilk on bir de çıkmak istiyor,komutan onu ilk on bir de göreve sürüyor.
Ama ara ki adamı sahada bulasın.
Son yazımda Yattara için,sahada bizimle sanki ………… geçiyor diye yazmıştım.
Olumlu yorumlarınız yanında, bir o kadar da olumsuz yorumunuzu aldım.
Hatta, hayatımızda ilk kez yazdığım bir kelime ile ilgili olarak, özür de diledik.
Şimdi türkçesini yazayım. İbrahima Üçüncü kardeşim, ona güvenenleri mahcup etmeye devam ederek, sahada halen elini beline koymuş yürüyor,reis in takası gibi olduğu yerde mavra yapıyor,yazık ki ne yazık !...
*
Ya diğer Güney Amerikalı ya ne demeli ?
Bizim Gustavo Colman,en son oynanan, çok da iyi futbol oynadığı İstanbul Büyükşehir Belediye maçında sanırım istemeden sarı kart görmüş !... cezalı duruma istemeden düşmüştür değil mi ?
İçinden düşünmemiştir, aklından geçirmemiştir yani ‘’ Bir sarı kart göreyim de memlekete noel tatiline bir hafta daha erken gideyim ’’ diye.
Siz öyle zannedin , Ne de olsa ben ard niyetli düşünüyorum ya !...
*
Bir başka Güney Amerikalı lejyoner, sezon başı yıllık 600 bin euro karşılığında,kendisiyle 4 yıllık sözleşme imzalandı.
Ukranya’nın Metalist Kharkiw kulübüne de,4.2 milyon euro bonservis bedeli taksitle ödenecek,diye imza atıldı.
“Şu anda bonservisime bu kadar ödeyeceksiniz ama benim sözleşmeme isterseniz 12 milyon euro getirirse gidebilir diye de yazabilirsiniz “ diyerek,kendine olan çok güveni için kendine göre bir latife de yapmıştı.
Ayağında top varken oyunda olan ,ayağında top yokken arkadaşlarını seyre dalan bir Jaja.
İstanbul’da ki kötü futbolundan sonra,haklı olarak oyundan alındı ve maç sonrası da her nedense izinsiz çekti gitti.
İzin istedi.Ona dediler ki “ Arkadaş sen ne diyorsun ? Şunun şurasında bir maçımız kalmış, bizi ve takım arkadaşlarını sana güvenen bu taraftarları yalnız mı bırakacaksın ?
Nereye mi gitti ? Tabi ki memleketine karnavala Brezilya’ya.
O zaman Jaja’ya iyi Noeller.
*
…Ve milyonlarca insan şampiyonluk havasına girmeye başlarken ve önümüzdeki cuma günü akşamı, Avni Aker’de bence çok ama çok önemli bir karşılaşma olacak.
Karabükspor maçı öncesi ,bırak bizleri Trabzonluları ve Trabzonsporluları bir kenara, takım arkadaşlarını yalnız bırakan, bu Avelino Coelho yani jaja efendiye ne diyeceksiniz peki ?
Trabzonspor kulübü başkanı ,yönetim kurulu,teknik heyeti,takım arkadaşların ve bordo mavili taraftarlar,yani bu yeryüzü üzerindeki 10 milyon civarındaki size yüreğini vermiş insanlar var.
Sizlere bu kadar sevgi gösterilirken,Fenerbahçe’nin M.Ö den önce ki başkanı Ali Şen’i bile konuştururken,bu önemi tavan yapmış mücadelenin ortasında bırakıp,izin verilmemesine rağmen Noel’e kaçmakta neyin nesi ? diye sormazlar mı adama ya.
Çocuğu hasta ise sözümüz asla yok.İyileşsin diye de en çok duacısı da ben olurum.
Ama yoksa siz burayı,
babanızın çiftliğimi zannediyorsunuz ?
