Sezonun üçüncü lig maçı oynandı. İki de Avrupa Kupası’nda var. Bir de artı 30 dakika. Yani toplamda (90x5)+30= 450 dakika eder.  Geride kalan 450 dakikada Trabzonspor adına oyun kurgusu, anlayış, mantalite gören var mı? Elazığspor maçı sonrasında da belirtmiştim. Trabzonspor bekli kazandı ama oynanan futbol ışık vermiyor. Bırakın ışığı mum yakmıyor.

Hikmet Karaman bu ligin iyi taktisyenlerindendir. Biliyor bordo mavili ekibin hücum bölgesinde organize olamadığını. Çıkartmadı savunmasını. Orta sahada ise bizimkiler pas yapma hevesinde. Tamam, pas yapın ama nereye? Sağa, sola, arkaya ya da 1-2 metre öne. Sonrasında tekrar geriye.

Muhammed Demir’in yokluğunda uç bölgede Cenk Tosun bekleniyordu. Mustafa Yumlu, Bamba ve Celustka gibi sağır savunmacıların arasında Serdar Özbayraktar’ı koymuş. Cenk Tosun sağ çizgide. Sonuçta Mustafa’nın acemice hatası sonucu penaltı!

Süleyman Abay, Mustafa Yumlu- Serdar Özbayraktar mücadelesinde penaltı kararında ne kadar haklı ise, Soner’in 80. Dakikadaki pozisyonunda ise bir o kadar hatalıydı. Sonuca etki etti.

Trabzonspor hızlı oynayamıyor, tempo yapamıyor. Savunmanın her iki kanadı hücuma destek veremiyor. Orta sahası hücumsal zenginlik yaratamıyor. Daha çok el freni vazifesinde. Oyunda kaldığı süre içerisinde Volkan Şen ve Yasin Öztekin yokları oynadılar. Volkan Şen, fiziksel ve mental olarak gerilere gitmiş. Oysa sezon öncesinin en hazır ismiydi.

Trabzonspor Janko, Emerson gibi oyuncuları kadrosuna kattı ve katmaya da devam edecek gibi görünüyor. Ancak oyuncu transferinden çok, oyun anlayışını hazırlamalı, şablonunu oturtmalı. Herkes bireysel takılıyor. Sahada Trabzonspor adına uyum içerisinde olan sadece forma ve şort vardı.  

Yoksa ne yaptığını bilmeyen onbir adamın sahada koşmasından bir şey beklenmez. Beklenmemeli de. “Bu kadro ile bu kadar” tezine de şu anlık katılmıyorum. Önce, bu anlayışla bu kadar, sonra bu kadroyla bu kadar. Kimse alınmasın, gücenmesin.