Anahtar Deliği 28.11.2016
Anahtar Deliğinden bakmaya devam edeceğiz...
Yayınlanma:
ERSUN YANAL İSTİFA MI ETTİ?
Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal’ın istifa ettiği haberi oyuncu kafilesi Trabzon’a gelmeden başladı.
Böyle birşeyin olmadığını biliyoruz.
İstifa etmedi. Etmeyecek de..
Neden etsin ki? Arkasında duran bir yönetim var. Sonuna kadar hemde! Ne olursa olsun yanındayız mesajları veriyorlar.
Sezon arasında bir daha transfer yapılacak. Ersun Yanal bu transferleri bekliyor. Bunu herkes biliyor.
Bu takımı yönetimle kendisi bu duruma düşürdü kendileri tekrar ayağa kaldırmasını bilecekler. Başka çaresi yok!
Kimse bir yere gidemez. Yönetim ve hoca dahil.
***
GAZETECİLERİN SOSYAL MEDYA KAPIŞMASI
Trabzonspor’un bu hafta yine puan kaybetmesi bordo mavi camiada sinirleri gerdi.
Bu gazetecilerin kalemlerine bile yansıdı.
Hatta sosyal medyada yorumlarında bir birlerine taş bile attılar.
“Kupa Başbakanda” kitabın yazarı olan Hasan Al, facebook duvarına; “Tamam, eleştirileriniz de haklısınız! Bana şu sorunun cevabını verin; Başakşehir, Trabzonspor kadar hakem hatasıyla karşılaşsa ligde kaçıncı sırada olurdu?” yazdı.
Bu yorumuna Levent Ustabaşı, “zorlama daha istersen hiç olmazsa bu gece..” diye ekledi.
Arından Hasan Al gelen yorumlara dayanamayarak şu notu düştü; “Muhalif arkadaşlar, paylaşıma haklısınız diye başladım... Bu bile size yeterli olmadı... Bir soruya bile tahammül edemiyorsunuz... Ben size hataları görmeyim mi dedim? Ne güzel görüyor ve yazıyorsunuz... Yoksa hakem hatalarını hiç gündeme getirmeden sadece hoca ve yönetimin yanlışlarını mı tartışalım diyorsunuz... Size kolay gelsin…”
Bu notuna Levent Ustabaşı, “Muhalif arkadaşlar derken? Anlamadım biz muhalifsek sen ?” diye sordu Altuğ Atalay da, “Geçen dönem de hakem hataları vardı ama ortalığı yakıp yıkıyordun” diye ekledi.
Levent Ustabaşı’nın sorusuna Altuğ Atalay, “İktidarda demek o da sorumlu” yazdı.
Ustabaşı, “KUPA BAŞBAKANDA adlı kitabı yazan muhalif yazar Hasan Al’a ne oldu anlamıyorum ya artık! Harbi bu camiayı anlamıyorum ben çok cahil kaldım” diye sitem ekledi.
Ardından Altuğ Atalay, “Boşver yorma kendini... Neşet Ertaş dinle…” deyince Ustabaşı, “Müslüm Gürses’ten ‘bıktım be Usta’yı dinliyorum” diye yazdı.
Hasan Kurt da Hasan Al’a, “Hoş ama boş konuşuyorsun” diye sataştı.
Bir çift sözle de bu muhabbeti biz bitirelim; Trabzon medyasında değişimlerin şu son 6 ayda hızla yaşandığını biliyoruz. Ama bu kadar tahmin etmiyorduk.
Eksikleri, yanlışları, hataları yazmalı herkes korkmadan…
***
AKYAZI KÖY İKEN NELERİ İLE BİLİNİRDİ?
Akyazı (Suva) köyken sıskası ve tütünü ile tanınır bilinirdi.
Belde oldu futbol takımı ile fark yaratmıştı; seraların güneş ile parlaması taa Trabzon’dan görünmeye başladı.
Şimdilerde stada köyün adı verildi. Akyazı Stadı ile tüm Türkiye’de tanınmaya başladı.
Köyün arazisi bir değerlendi “altın oldu”.
Yolumuz Akyazı’ya düştü; Haydar Koç’un Akyazı Stadı’nın karşısında, yol kenarında bir buçuk dönüm yerinde ne yapılır? sorusuna cevap aramak için.
Kahvede muhabbet koyulaştı; söz döndü dolaştı tütüne geldi.
Masadakiler İnce Memet’e döndü herkes.
İnce; “Ben devam ediyorum” dedi ve ekledi; “tütün artık yüz güldürüyor. Cebimiz para gördü.”
“Nasıl yani diyecek?” oldum.
“Artık otomatik tütün kıyma makinemiz var” diye ekledi.
Vay anasına kaçakçılık mı yapıyorsunuz, diyecek oldum.
“Artık kaçak maçak yok, serbest. Kıyma işini de otomatiğe bağladık” diye ekleyince, “Oha dedim be yani fabrikamı kurdunuz?”
Şaşkınlığım yüzüme vurdu.
“Yok” dedi.
Bıyık altından gülerek ekledi: “Biraz zorlasak o da olur.”
***
SIĞINMACI ÇOCUKLARIN ELLERİNDEN TUTTULAR
Trabzon'da Sivil Toplum Kamu el ele.
Trabzon’da, adı tam konulmamış sığınmacı, mülteci ya da misafir beraber yaşadığımız 117 ülkeden Trabzon’a gelmiş onbin kadar insanla birlikte yaşıyoruz.
Binbir sorunla boğuşuyorlar.
Gördüklerimiz, trafik ışıklarında kucaklarında çocukla dilencilik yapanlar.
Suriyeli deyip geçiyoruz. Durum böyle değilmiş.
Benimseyemeyeceğim içinden çıkamayacağımız sorunların henüz kuluçka dönemi.
Göç İdaresi Başkanlığı en kalabalık gurubun Afganlı sonra Suriyelilerin olduğunu, Afganlıların ise dörtbin kadar olduğunu bazılarının yirmi yıldır Trabzon’da yaşadıklarını öğrendik.
Bir yürekli kadın Nuray Usta (Yetişme Çağındaki Çocukları Destekleme Derneği Başkanı) Ortahisar Halk Eğitim Merkez ile Afganlı okul öncesi çocuklarla oynayarak;
Anne - babaları ile de bir program ile Türkçe okuma- yazma öğretmeye başladılar.
Başlatılan çalışma Afgan aileler tarafından “şükran” (büyük memnuniyetle) karşılandığı ifade edildi.
Taliban’dan kaçan da var, çocuklarına daha iyi bir eğitim sağlamak için de gelen var…
Konuştuğumuz bir Afganlı baba; önce Türkçe sonra da meslek eğitimlerine katılarak iş hayatına katılmak istediklerini belirtti.
Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal’ın istifa ettiği haberi oyuncu kafilesi Trabzon’a gelmeden başladı.
Böyle birşeyin olmadığını biliyoruz.
İstifa etmedi. Etmeyecek de..
Neden etsin ki? Arkasında duran bir yönetim var. Sonuna kadar hemde! Ne olursa olsun yanındayız mesajları veriyorlar.
Sezon arasında bir daha transfer yapılacak. Ersun Yanal bu transferleri bekliyor. Bunu herkes biliyor.
Bu takımı yönetimle kendisi bu duruma düşürdü kendileri tekrar ayağa kaldırmasını bilecekler. Başka çaresi yok!
Kimse bir yere gidemez. Yönetim ve hoca dahil.
***
GAZETECİLERİN SOSYAL MEDYA KAPIŞMASI
Trabzonspor’un bu hafta yine puan kaybetmesi bordo mavi camiada sinirleri gerdi.
Bu gazetecilerin kalemlerine bile yansıdı.
Hatta sosyal medyada yorumlarında bir birlerine taş bile attılar.
“Kupa Başbakanda” kitabın yazarı olan Hasan Al, facebook duvarına; “Tamam, eleştirileriniz de haklısınız! Bana şu sorunun cevabını verin; Başakşehir, Trabzonspor kadar hakem hatasıyla karşılaşsa ligde kaçıncı sırada olurdu?” yazdı.
Bu yorumuna Levent Ustabaşı, “zorlama daha istersen hiç olmazsa bu gece..” diye ekledi.
Arından Hasan Al gelen yorumlara dayanamayarak şu notu düştü; “Muhalif arkadaşlar, paylaşıma haklısınız diye başladım... Bu bile size yeterli olmadı... Bir soruya bile tahammül edemiyorsunuz... Ben size hataları görmeyim mi dedim? Ne güzel görüyor ve yazıyorsunuz... Yoksa hakem hatalarını hiç gündeme getirmeden sadece hoca ve yönetimin yanlışlarını mı tartışalım diyorsunuz... Size kolay gelsin…”
Bu notuna Levent Ustabaşı, “Muhalif arkadaşlar derken? Anlamadım biz muhalifsek sen ?” diye sordu Altuğ Atalay da, “Geçen dönem de hakem hataları vardı ama ortalığı yakıp yıkıyordun” diye ekledi.
Levent Ustabaşı’nın sorusuna Altuğ Atalay, “İktidarda demek o da sorumlu” yazdı.
Ustabaşı, “KUPA BAŞBAKANDA adlı kitabı yazan muhalif yazar Hasan Al’a ne oldu anlamıyorum ya artık! Harbi bu camiayı anlamıyorum ben çok cahil kaldım” diye sitem ekledi.
Ardından Altuğ Atalay, “Boşver yorma kendini... Neşet Ertaş dinle…” deyince Ustabaşı, “Müslüm Gürses’ten ‘bıktım be Usta’yı dinliyorum” diye yazdı.
Hasan Kurt da Hasan Al’a, “Hoş ama boş konuşuyorsun” diye sataştı.
Bir çift sözle de bu muhabbeti biz bitirelim; Trabzon medyasında değişimlerin şu son 6 ayda hızla yaşandığını biliyoruz. Ama bu kadar tahmin etmiyorduk.
Eksikleri, yanlışları, hataları yazmalı herkes korkmadan…
***
AKYAZI KÖY İKEN NELERİ İLE BİLİNİRDİ?
Akyazı (Suva) köyken sıskası ve tütünü ile tanınır bilinirdi.
Belde oldu futbol takımı ile fark yaratmıştı; seraların güneş ile parlaması taa Trabzon’dan görünmeye başladı.
Şimdilerde stada köyün adı verildi. Akyazı Stadı ile tüm Türkiye’de tanınmaya başladı.
Köyün arazisi bir değerlendi “altın oldu”.
Yolumuz Akyazı’ya düştü; Haydar Koç’un Akyazı Stadı’nın karşısında, yol kenarında bir buçuk dönüm yerinde ne yapılır? sorusuna cevap aramak için.
Kahvede muhabbet koyulaştı; söz döndü dolaştı tütüne geldi.
Masadakiler İnce Memet’e döndü herkes.
İnce; “Ben devam ediyorum” dedi ve ekledi; “tütün artık yüz güldürüyor. Cebimiz para gördü.”
“Nasıl yani diyecek?” oldum.
“Artık otomatik tütün kıyma makinemiz var” diye ekledi.
Vay anasına kaçakçılık mı yapıyorsunuz, diyecek oldum.
“Artık kaçak maçak yok, serbest. Kıyma işini de otomatiğe bağladık” diye ekleyince, “Oha dedim be yani fabrikamı kurdunuz?”
Şaşkınlığım yüzüme vurdu.
“Yok” dedi.
Bıyık altından gülerek ekledi: “Biraz zorlasak o da olur.”
***
SIĞINMACI ÇOCUKLARIN ELLERİNDEN TUTTULAR
Trabzon'da Sivil Toplum Kamu el ele.
Trabzon’da, adı tam konulmamış sığınmacı, mülteci ya da misafir beraber yaşadığımız 117 ülkeden Trabzon’a gelmiş onbin kadar insanla birlikte yaşıyoruz.
Binbir sorunla boğuşuyorlar.
Gördüklerimiz, trafik ışıklarında kucaklarında çocukla dilencilik yapanlar.
Suriyeli deyip geçiyoruz. Durum böyle değilmiş.
Benimseyemeyeceğim içinden çıkamayacağımız sorunların henüz kuluçka dönemi.
Göç İdaresi Başkanlığı en kalabalık gurubun Afganlı sonra Suriyelilerin olduğunu, Afganlıların ise dörtbin kadar olduğunu bazılarının yirmi yıldır Trabzon’da yaşadıklarını öğrendik.
Bir yürekli kadın Nuray Usta (Yetişme Çağındaki Çocukları Destekleme Derneği Başkanı) Ortahisar Halk Eğitim Merkez ile Afganlı okul öncesi çocuklarla oynayarak;
Anne - babaları ile de bir program ile Türkçe okuma- yazma öğretmeye başladılar.
Başlatılan çalışma Afgan aileler tarafından “şükran” (büyük memnuniyetle) karşılandığı ifade edildi.
Taliban’dan kaçan da var, çocuklarına daha iyi bir eğitim sağlamak için de gelen var…
Konuştuğumuz bir Afganlı baba; önce Türkçe sonra da meslek eğitimlerine katılarak iş hayatına katılmak istediklerini belirtti.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.