İnternette yeni dönem başlıyor
Yarın filen göreve başlayacak olan İnternet Güvenliği Başkanlığı çocuk istismarı başta olmak üzere internet suçlarına karşı sıkı bir dönemin başlangıcı olacak.Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, İnternet Güvenliği Başkanlığının, 23 Kasım Cuma g
Yarın filen göreve başlayacak olan İnternet Güvenliği Başkanlığı çocuk istismarı başta olmak üzere internet suçlarına karşı sıkı bir dönemin başlangıcı olacak.
Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, İnternet Güvenliği Başkanlığının, 23 Kasım Cuma günü fiilen göreve başlayacağını belirterek, "İnternet Güvenlik Başkanlığının çalışma alanı çok net çizilmiştir. Yani tüm internetin denetimi değildir" dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Telekomünikasyon Kurumu tarafından düzenlenen "Haberleşme Teknolojileri ve Uygulamaları Sempozyumu" öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Acarer, internette çocuk istismarıyla ilgili yeni yasal uygulamanın nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine, 23 Kasım Cuma günü İnternet Güvenlik Başkanlığının fiilen göreve başlayacağını duyurdu. Acarer, bununla ilgili teknik altyapı ve personel temini çalışmalarını tamamladıklarını belirterek, "İnternet Güvenlik Başkanlığının çalışma alanı, çerçevesi çok net çizilmiştir.
Yani tüm internetin denetimi değildir" dedi. Burada çocuk pornosu, fuhuş, sanal ortamda kumar ve Atatürk'e hakaret gibi 7 temel stratejik başlık bulunduğunu ifade eden Acarer, "Bu tarz siteler kapıtalacak mı?" sorusu üzerine de, bu tarz problemler yaşandığında muhatap bulunamadığını, arama motorlarının bunu üretmediğini söyledi. Acarer, "Şimdi bir muhatap olacak.
Denetim yapıldığı zaman en azından bu siteler üzerinden bu tür yayınların devamı engellenecek. YouTube'ye her an birileri birşey koyabilir. Bunu engelleyemezsiniz. Mesele bunu sıkı denetimle tespit edip yayını engellemek... Yoksa tüm YouTube'yi engellemek değil..." diye konuştu.
Bir ceza olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de Acarer, "Burada müdahaleden sonra onların işlem yapması gerekiyor. Yoksa kaynağı dışarıdan olan şeye müdahalemiz söz konusu değil. Ama bu mutlaka engellenecektir. O konuda bir sorun çıkmaz. Şu ana kadar yaptığımız görüşmeler gayet olumlu" dedi. Acarer, AB'de de bu konuda bir çalışma grubu oluşturulduğunu, sorunun sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, diğer ülkelerin de bu sorunları yaşadığını anlattı.
-GİZLİ NUMARA...-
Tayfun Acarer, 1 Ocak 2008'den itibaren gizli numaraların tarihe karışacağının hatırlatılması üzerine de, "Bu da bir ihtiyaçtı. Bununla ilgili kurul kararını yaklaşık 2 yıl önce aldık. Numaraları istemediğiniz takdirde bunu reddedebileceksiniz. Hatta bazı operatörlerimiz buna başladı. Siz istemezseniz gizli numaraların sizi araması engellenecek" diye konuştu.
Yolcu beraberinde gelen cep telefonlarındaki artışa ilişkin bir soru üzerine de Acarer, "Oradaki konu tamamen bizimle ilgili değil. Başka birimler de ilgileniyor. Ama bir düzenleme yapılması gerekebilir. Çünkü 2006'ya göre 2007'deki rakam tam 7 kat arttı. Bu normal bir artış değil. Orada bir kaçak var diye düşünüyoruz. Bir düzenleme yapılması gerekebilir" dedi.
GSM operatörlerinin Türkiye'deki kapsama alanlarının yüzde 97-98 olduğu yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de, Acarer, şunları kaydetti. "İmtiyaz sözleşmesindeki kurala göre söylenen rakamların hepsi doğru. İmtiyaz sözleşmesi 10 bin ve üzerindeki yerleşim yerlerinin kapsama alınmasını kapsıyor.
Bizim 10 binin üzerinde yerleşim sayımız 645 tane. Halbuki tüm yerleşim sayısı 38 bin civarında. Bunların bir kısmı 10 binin altında, bir kısmı birkaç yüz tane. Özellikle buralarda sıkıntı var. Şu anda GSM operatörleri 3 bine kadar indiler. Bazılarının taahhüdü var; '2007'nin sonunda 2 bin dahil hepsini kapsayacağız' diyorlar. Binin altında da binlerce yerleşim yeri var. İstediğimiz tek şey, nüfusun az olduğu yerlerde bir tanesi gitsin. Mümkünse roaming yapsın. Nüfusun az olduğu yerlerde paylaşım yapalım. Biz 3'e bölelim. Bir tanesi gitsin, roaming yapsın.
Her abone istediği operatörle konuşabilsin. Ama en azından bir operatör gidip orayı kapsasın. Bu konuda Bakanlığın çok önemli bir kararı var. Sayın Ulaştırma Bakanı, özellikle ticari olmayan çok düşük nüfuslu yerler için Evrensel Hizmet Fonundan yararlanılabileceğini söyledi. Bu çok önemli bir destektir. 2008'in sonuna kadar bu sorun aşılacaktır diye düşünüyorum."
-NUMARA TAŞINABİLİRLİĞİ-
Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Acarer, numara taşınabilirliğiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken de Turkcell'in açtığı davanın mahkemede sürdüğünü hatırlatarak, "Numara taşınabilirliğinde altyapı çok büyük ölçüde ilerledi. Tahminim 2008 Mart veya Nisan ayında numara taşınabilirliği altyapısı kurulacaktır. Ondan sonra mevzuat, mobil operatöre 6 ay, sabit operatöre bir yıl süre veriyor. Ondan sonra numara taşınabilirliği hayata geçer. Ancak mahkemenin vereceği karar çok önemli'' diye konuştu.
3G ihalesi ile ilgili de Acarer, "3G ihalesinde düşüncemiz belli. Temeli her yere yayalım. O zaman 3G de olur, 4G de olur. Önce her yere alo gelsin. Beşiktaş ve Nişantaşı'daki insanlar ne kadar haberleşme hakkına sahipse Hakkari de, Van da, yani Anadolu da aynı haberleşme hakkına sahip. Ondan sonrası kolay" dedi. Acarer, 3G ihalesinin 2008 sonunda sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin boru sorusuna da, "Daha erken de sonuçlanabilir" karşılığını verdi.
Acarer, toplantıdaki konuşmasında da, sabit telefonda 2003 yılından beri bir durağanlık yaşandığını ifade ederek, 18,6 milyon sabit abone sayısı bulunmasına karşın, şu andaki mobil abone sayısının 61 milyon olduğunu, mobil abone sayısındaki penetrasyon oranının 2008 sonuna kadar yüzde 100'e ulaşacağını, hatta bunu geçeceğini söyledi.
Telekomünikasyon Kurumunun 2007 yılı faaliyetleri hakkında da bilgi veren Acarer, numara taşınabilirliği ile ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, "Her ne kadar bu konuyla ilgili mahkemedeysek de numara taşınabilirliği ile ısrarımız bundan sonra da devam edecek. Bizim tahminlerimize göre numara taşınabilirliği en geç Nisan sonunda yürürlüğe girecek" diye konuştu.
-ELEKTRONİK İMZA-
Elektronik imzayla ilgili şu anda kullanıcı sayısının 20 bin olduğunu, bu sayıyı son derece yetersiz bulduğunu ifade eden Acarer, bununla ilgili mutlaka bağlayıcı düzenlemelerin yapılması gerektiğine inandıklarını, aksi takdirde yakın zamanda ciddi suiistimallerle karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Herkesin baz istasyonlarının ciddi tehlike taşıdığı konusunda kafasının karışık olduğunu belirten Acarer, "Büyük şehirlerde anten tarlaları dediğimiz yerler var. Yoğun vericilerin olduğu mahallelerdeki tehlike, baz istasyonlarınkinden daha fazla. Telekomünikasyon Kurumu olarak bu noktaları sürekli ölçüyoruz" dedi.
Türkiye'de sayısal yayıncılık yapacak yeni emisyon noktalarının tespit edilmesiyle ilgili çalışmayı bitirdiklerini, bin adet emisyon noktası belirlediklerini anlatan Acarer, bu faaliyete geçtiğinde anten tarlası gibi görünen alanlarda 1-2 antenle televizyon ve radyo yayınının yapılmasının mümkün hale geleceğini kaydetti. Acarer, kayıt dışı telefonlarla ilgili de, şunları kaydetti: "Kanun çıktığında 18,5 milyon kayıtlı, bir o kadar da kayıtsız telefon vardı. Kanun çıktıktan bu yana, 1,5 yılda 63 milyon telefon daha kayıt altına alındı.
Bugün 91 milyon telefon kayıtlı, 3,5 milyon telefon da kayıt dışı. 63 milyon kayıt altına alınan telefonun bedelini 9 milyar dolar diye hesaplıyoruz. Türkiye'ye hala hızla telefon gelmeye devam ediyor. Bu düzenleme yapılmasaydı kayıtlı telefon sayısı, kayıtsız telefon sayısının onda birine düşmüş olurdu. Kanunun uygulamaya geçtiği tarihten bugüne hiçbir ölüm olayı olmadı. Kanun çıkana kadar 7 ölüm olayı, 600'den fazla yaralanma olayı vardı. Bu yüzde 80 oranında düştü.
Kayıt dışı ile ilgili mücadele ve ısrarın devam etmesi gerek." Bu arada, sempozyuma katılacağı duyurulan Avea Genel Müdürü Cüneyt Türktan, Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany ve Vodafone Üst Yöneticisi (CEO) Attila Vitai'nin, sempozyum kapsamında düzenlenen panele katılmadı.