48 yaşında öğretmen olarak atandı
Kızının yanına gelmek için tüm engelleri aştı
Ağrı’nın Diyadin ilçesine atanan doktor kızının yanında olmak isteyen anne, dışarıdan bitirdiği üniversitenin ardından formasyon eğitimi alarak kızının olduğu şehre, öğretmen olarak atanmayı başardı.
Samsunlu Nahide Kırbaş (48), üç çocuğunu büyütüp, üniversiteye gönderdikten sonra Ağrı’nın Diyadin İlçesine doktor olarak atanan kızı Ayşenur Kırbaş’ın ardından, Ağrı Merkez Yavuz Selim Ortaokulu’na öğretmen olarak atanmayı başardı.
Üç çocuk annesi Kırbaş, yaklaşık 31 yıl önce Samsun İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra, çeşitli sebeplerden dolayı üniversite eğitimine devam edemedi. Daha sonra evlenen Kırbaş, çocuklarının büyüyüp üniversiteye gitmesi ile birlikte yarım bıraktığı eğitimini tamamlamaya karar verdi. Evlendikten 20 yıl sonra üniversite sınavına giren Kırbaş, İlk önce açıktan Ön Lisans İlahiyat Bölümünü ardından Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile yerleştiği Sivas Cumhuriyet üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni hiç fire vermeden bitirdi. Okulu bitirdikten sonra pedagojik formasyon alarak, yaklaşık 5 yıl ücretli öğretmenlik yaptı. Ardından ücretli öğretmenlere verilen atama hakkı ve girdiği (KPSS) Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda aldığı puanla Ağrı Merkez Yavuz Selim Orta Okuluna Din Kültürü Öğretmeni olarak atanmayı başardı. Kırbaş’ın eğitim sürecindeki en büyük destekçileri ise eşi, kızı ve babası oldu.
Kırbaş, Ağrı’yı tercih etmesindeki en önemli sebebinin kızı Ayşenur Kırbaş’ın iki yıl önce Diyadin ilçesine doktor olarak atanması olduğunu söyleyerek, kızının peşinden geldiği Ağrı’da el ele vererek, büyük bir aşkla görev yaptıklarını söyledi.
Eğitimine ara verdiği zamana inat içindeki okuma aşkı ve enerjiyi hiç kaybetmeyerek, hem öğrencilerine hem de çevresine azmi ile örnek olan Nahide Kırbaş, yaşadığı serüveni şöyle anlattı:
“Öncelikle ben liseyi bitirdikten sonra başörtüsü dolayısı ile üniversite sınavlarına girmedim. Evlilik yaptım. Daha sonra kızım üniversiteyi kazanınca bende tekrar okumaya karar verdim. Tam 21 yıl sonra. İlahiyat ön lisans açık öğretimle başladım. İki yıl sonra DGS ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesini kazandım. Orayı da hiç kayıp vermeden bitirdim. Daha sonra formasyon alarak, 2015 yılından sonra ücretli öğretmenlik yaptım. Ardından kızım buraya atanınca bende kızımın ardından KPSS ye girdim. İlk tercihim buraya geldim. Gelince de Ağrı’yı sevdim. İş ortamımız insanları, öğrencilerimi çok sevdim”
‘Çalışmaktan vaz geçmesinler’
Evlendikten yaklaşık 30 yıl sonra okumaktan vaz geçmeyerek, büyük bir azim örneği sergileyip, öğretmen olarak atanmayı başaran Kırbaş, ‘Okumanın yaşı yoktur’ sözünü hatırlatarak, okumak isteyen herkese seslendi. Kırbaş: “ Buradan şunu genç arkadaşlarıma söyleyebilirim. Okumaktan biraz çekiniyorlar ama okumanın gerçekten yaşı yoktur. Yeter ki gönülden istesinler. İsteyince bir şekilde oluyor. Ben yaklaşık 25 yıl sonra üniversiteyi bitirdim ve atanma şansına sahip oldum. Onlarda bence hiçbir zaman bıkmasınlar ve çalışmayı elden bırakmasınlar” dedi.
‘Doğu’daki mağduriyeti biliyorduk’
Kızı Ayşenur Kırbaş’ın doktor olduktan sonra bilerek ve isteyerek hizmet etmek için Ağrı’yı tercih etmesinin ardından kendisinin de aynı şekilde kızının yanına gelmek istediğini anlatan Kırbaş: “ Ben daha önce Ağrı ile ilgili hiçbir fikrim yoktu. Kızım iki yıl önce tercih edince fikir sahibi olduk. O zamanda Doğu’nun şartlarını az çok biliyorduk. Kızımda Ağrı’da doktor sıkıntısı olduğunu düşündüğü için isteyerek burayı tercih etti. İki yıldır burada ve şu an gitme hakkı olduğu halde gitmiyor. Bura da aşkla şevkle işini yapıyor ve bende aynı şekilde onun için geldim. Onunla birlikte büyük bir aşkla işimi yapmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
‘Ağrı’dan ve insanlarından çok memnunuz’
Kızı ile birlikte neredeyse bütün ailesi ile birlikte Ağrı’ya yerleştiklerini anlatan Kırbaş, burada karşılaştıkları ortama ilişkin ise: “Şu an kızımla birlikte burada görev yapıyoruz. Bu bambaşka bir duygu. Özellikle kızımla gurur duyuyorum. O benden daha azimli. Bende elimde geleni yapmaya çalışıyorum. Benim bu noktaya gelmemde başta eşim, kızım ve babam çok destek oldu. Birde bu noktaya gelene kadar emek sarf ettim. Özellikle uzaktan eğitim zordu biraz. Ama daha sonra üniversiteyi genç arkadaşlarla okumak çok güzeldi. Şu ana kadar burada her hangi bir sıkıntı yaşamadık. Ağrı ve arkadaşlarımızdan son derece memnunuz. Velilerimiz çok sıcakkanlı. Bunca yıldan sonra atandığım içinde kendimi çok zinde hissediyorum. Atama bekleyen arkadaşlara da hiçbir zaman çalışmaktan vaz geçmemelerini istiyorum. Onlar çalışsınlar illaki bir gün emeklerinin karşılığını alacaklardır” ifadelerini kullandı.
‘Bizlere örnek oluyor’
Öğretmen Nahide Kırbaş’ın kızı Doktor Ayşenur Kırbaş ise yıllar sonra annesi ile tekrar aynı çatı altında olmanın mutluluğunu yaşamanın yanı sıra yaptıkları mesleklerin kutsallığının bilinci ile büyük bir şevkle el ele hizmet etmenin kendileri için çok büyük mutluluk olduğunu dile getirdi.
Nahide Kırbaş ile birlikte aynı okulda görev yapan öğretmen arkadaşları ve öğrencileri de Kırbaş’ın azmi ve heyecanının kendilerine örnek olduğunu dile getirirken, Yavuz Selim Ortaokulu’nda mesai arkadaşı öğretmen Büşra Polat Kırbaş’ı: “ Kendisi ile bu yıl tanıştım. Samsunlu olmasına karşın buraya çok güzel adapte olmuş. Bunca zaman sonra atanmayı başarmış olması bizim için çok iyi bir örnek. Gerek bizimle gerek veli ve öğrencilerle arasındaki iletişimi çok güzel. Kendisinden çok memnunuz. Kendisinin başarısını her yerde anlatıyoruz. Arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Ben onun yerinde olsaydım bunu başarabileceğimi pek düşünmüyorum bu yönü ile çok güzel bir örnek” ifadeleri ile anlattı.