Artvin, "Macahel Saf Kafkas Arı ve Bal Festivali"ne hazırlanıyor
Artvin'de bu yıl 16'ncısı düzenlenen Macahel Saf Kafkas Arı ve Bal Festivali kapsamında, "Biyosfer Rezerv Alanı" konulu konferans düzenlendi.
Macahel Eğitim-Kültür ve Dayanışma Vakfı ile Borçka Kaymakamlığının organizasyonunda düzenlenen festival kapsamındaki konferans, Camili Köyündeki TEMA Vakfı konuk evinde gerçekleşti.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İnsan ve Biyosfer İzleme Grubu Üyesi Erdoğan Ertürk, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olan Camili Havzası'nın UNESCO tarafından 2005 yılında "biyosfer rezerv alanı" ilan edildiğini söyledi.
Bölgenin doğasını koruma noktasında son derece başarılı olunduğunu dile getiren Ertürk, bundan sonra da bu başarının sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
Ertürk, doğanın korunması ve sürdürülebilir yaşamın geliştirilmesinin bölgenin biyosfer rezerv alanı olarak kalması için önemli olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Camili bölgesi endemik bitki ve hayvan türlerine sahip olma noktasında da Türkiye’nin ve Kafkasya’nın nadide bir bölgesidir. Macahel dünyanın üç önemli arı ırkından biri olan Kafkas Arısının gen merkezidir ve damızlık olarak üretilen kraliçe arılar ve koloniler ülkemizin arıcılık faaliyetlerinde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, yörede üretilen bal, zengin florasından dolayı yüksek besin değerine sahip olup yöreye ciddi katma değer sağlamaktadır."
Camili bölgesinin dünyaca tanınır hale geldiğini ifade eden Ertürk "Bugün dünyanın büyük bir kısmı Camili'yi tanıyor. Herhangi bir milli parkımızı Avrupa’da birine sorsanız bilemeyebilir Camili Biyosfer Rezervi dediğimiz zaman birçok insan bunu biliyor. Ülkemizde UNESCO logosunu taşıyan tek alan, bu da Camili’nin ülkemize kattığı değerlerden bir tanesi." diye konuştu.
Ertürk, 2015 yılı verilerine göre Camili bölgesinde tarımsal üretim ve turizm odaklı olarak hane başına 45 bin lira gelir düştüğünü gördüklerini belirterek, "Yılda 30 binin üzerinde turist bölgeyi ziyaret ediyor. Camili Havzası'nın Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilmesiyle insan ve doğa birlikte korunmaya başlandı. Bu havza sürdürülebilir kalkınmada tüm Türkiye için bir model." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki biyosfer rezerv alanı sayısının artırılması için UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ile Orman ve Su İşleri Bakanlığının çalıştığını dile getiren Ertürk, "İnşallah ikinci bir biyosfer rezerv alanını da ülkemize kazandırırız. Biyosfer alanları insan ile kalkınma arasındaki dengeyi kuran önemli doğa koruma alanlarıdır. 120 ülkede 669 biyosfer alanı var. Burada yapılan faaliyetlerle doğaya da insana da önem veriliyor." dedi.
Festival, yarın, bal yarışması, Gürcü ve Türk kültürünü yansıtan konserler ve değişik etkinliklerle devam edecek.