Çakıcı mafya değil kabadayı
Alaattin Çakıcı, Sedat Peker ve Sedat Şahin'in avukatlığını yapan Arsinli Avukat Ömer Yeşilyurt çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bu isimlerin mafya olarak adlandırılmasını istemediğini dile getiren Avukat Ömer Yeşilyurt, Bu isimler mafya değil, kabadayıdır
Alaattin Çakıcı, Sedat Peker ve Sedat Şahin'in avukatlığını yapan Arsinli Avukat Ömer Yeşilyurt çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bu isimlerin mafya olarak adlandırılmasını istemediğini dile getiren Avukat Ömer Yeşilyurt, Bu isimler mafya değil, kabadayıdır. Bu devletin iç ve dış siyasetini kendi çıkarları için organize edebilecek güçleri hiç yok. Üç tane emniyet müdürü bir tane vali tanımakla bu ülkenin kaderini değiştiremezsiniz. Bu isimler seçilmiş insanlardır dedi.
İşte Trabzonlu avukat Ömer Yeşilyurt'un baktığı en önemli davalar;
Ömer Yeşilyurt, Abdullah Öcalan'ın yargılandığı davada şehit yakınlarının avukatlığını üstlendi.
Susurluk davasında 6 yıl hapis cezası verilen, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in avukatlığını yaptı.
Alaattin Çakıcı'nın ve Sedat Peker'in avukatlığını yaptı.
Gazeteci Metin Göktepe'yi dövülerek öldürüldüğü iddiasıyla yargılanan polislerin avukatlarından biri de Ömer Yeşilyurt idi.
Finansbank'ı soymaya kalkan iki soyguncuyu öldüren güvenlik görevlisi Engin Bozkurt, 'kastı aşan şekilde adam öldürmek'ten tutuklandığı davada Engin Bozkurt'un avukatlığını Ömer Yeşilyurt yaptı.
Oyuncu ve manken sevgilisi Gamze Özçelik'i ilaçla uyutup tecavüz ettiği iddiasıyla
yargılanan Gökhan Demirkol'un avukatlığını yaptı.
Milli futbolcular Fatih Tekke ile Gökdeniz Karadeniz'in Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davalarında ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Hakan Süleyman'ın, karar duruşmasındaki ifadesinde suçladığı avukat Ömer Yeşilyurt idi.
`Plan yapmayın plan` isimli türküyle Hrant Dink `in katillerini övdüğü iddiasıyla haklarında dava açılan türkücü İsmail Türüt ve türkünün söz yazarı `Ozan Arif `Türüt ve Şirin'in avukatlığını yaptı.
TRABZON'DA NÜFUS AJANLARI VAR
Trabzon'u dışarıdan izlediğini ifade eden Avukat Yeşilyurt, Trabzon'un üzerinde ciddi oyunların oynandığına işaret etti, Trabzon benim için çok önemli bir şehir. Trabzon'un beni ilgilendiren yanı zaman zaman kamuoyunda basına taşındığı olaylardır. Gözlerimiz hep Trabzon'un üzerinde oldu. Trabzon doğuya açılan bir kapı, havaalanının, üniversitenin burada olması farklı görüşte, farklı ideolojide insanları buraya taşıdı. Trabzon'un o günlerde kaşınmaya başlamıştır. İstanbul ne ise Ankara ne ise Trabzon'da o. Trabzon çok önemli politikacılar yetiştirmiştir. Trabzon farklı etnik yapıdaki insanları bünyesinde barındırıyor. Bunun pek önemi yok bizim için. Ama Trabzon'la her nedense Yunanistan'da ilgileniyor.
Pontus İmparatorluğu'nun burada kurulmuş olması, daha sonra tarihi süreç içerisinde yaşadıkları münasebetiyle Trabzon üzerinde oynanan oyunlardan kimse vazgeçmemiştir. Trabzon'dan bir ip çekerseniz bu ip sizi Mersin'e götürür. İpin bir tarafında kalan bölge şuanda Türkiye'deki üniter yapıyı bozmak federasyon adı altında Türkiye'nin üniter yapısını bozmak için gayret sarf eden bir takım hainlerin bulunduğu yerdir.
Trabzon'da asayiş olayları çok az demekle Trabzon'u geçiştiremezsiniz.
Trabzon'da bir takım işi gücü olmayan, istihdam içerisinde varolmayan kişilerin birileri tarafından bir yerlere götürülüp oralarda eğitildiğini biz biliyoruz. Buna nüfus ajanı deniyor. Türkiye'de geçmişte bakanlık yapmış önemli kişiler bunları ifade ediyor, ellerinde belgeler var. Türkiye'de nüfus ajanlarının Türkiye'de cirit attığını dolayısıyla Trabzon'da da nüfus ajanlarının olmadığını söylemek yanlış olur dedi.
SÜREKLİ DİKKATLER TRABZON'A ÇEKİLSİN İSTENİYOR
Trabzon insanının provakatif eylemlere gelmediğini ifade eden Yeşilyurt, Birileri Trabzon'da TAYAD adı altında demokratik bir kuruluşmuş gibi, birlik ve beraberliğin sembolü olan Karadeniz'i kaşımaya başladılar. Demokrasi, sivil toplum kuruluşu ve özgürlük adına, Trabzon'da bir şeyleri denemeye çalıştılar. Ama halk buna izin vermedi. Zaten onların amacı dayak yemekti. Sürekli dikkatleri Trabzon'a çekmek istiyorlar.
Yine herkesin sosyal demokrat olarak bildiği Maçka'da, teröristlerin halk tarafından yakalanması ve oyunlarının bozulması çok önemli gelişmeler. PKK burayı neden yoklamak istedi, çünkü burada PKK eğer bir eylem yapabilseydi, kendine yandaş bulabilseydi, burası Güneydoğu'nun lojistik desteği olacaktı. Hava ve deniz limanını kullanmaya çalışacaktı dedi.
FATİH VE GÖKDENİZİ TANIMIYORUM
BİRİLERİ BENİM TRABZON'DA OLMAMI İSTEMİYOR
Fatih ve Gökdeniz'ın kurşunlanması davasında yargılanan Hakan Süleyman'ın hakkında ortaya attığı suçlamalara cevap veren Yeşilyurt, Cezaevinde yatan Hakan Süleyman'ın bir iftira dolu beyanlarını zabta getirmesinin ötesinde hiçbir şeyin tanığı değilim. O işin içinde değilim. Ben Trabzonspor yönetiminde çalıştım ama Fatih ve Gökdeniz'i tanımam. Daha bir kere sohbet etmiş değiliz. Ama birisi çıkıyor duruşmada diyor ki, hakimi de itham ederek, 'Siz Ömer Yeşilyurt'la görüştünüz, Fatih ve Gökdeniz'in beraatini sağladınız'. Bu beni karalamaktır. Hem benim mesleğimdeki gayretimin önünü kesmektir. Hem de oradaki hakimi töhmet altında bırakmaktır. Ben o haberden sonra 'Bunu ispatlayamayan şerefsizdir' dedim. Hayatımda Dedeman Oteli'ne hiç gitmedim, yerini de bilmem. O hakimi de duruşmadan başka hiçbir yerde görmedim. Birileri benim Trabzon'a gelmemden rahatsız oluyor. Ben kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum. Ama birileri benim buraya ayda bir kere de olsa gelmemden rahatsızlık duyuyor. Türkiye'de en önemli davalara bakmışım, içlerinden alnımın akıyla çıkmış bir avukatım. Bunların kimler olduğu bende saklı kalacaktır ifadelerini kullandı.
ÖKÜZ'ÜN ALTINDA BUZAK ARADILAR
`Plan yapmayın plan` isimli türküyle Hrant Dink'in katillerini övdüğü iddiasıyla haklarında dava açılan türkücü İsmail Türüt ve türkünün söz yazarı Ozan Arif 'in avukatlığını da üstlenen Ömer Yeşilyurt, Milliyetçilik dümdüz bir akımdır, ya seversin ya da sevmezsin. Milliyetçilerin bu işi provake ettiğine ben inanmıyorum.
Sanki Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra tetiği çekenlerin veya çektirenleri över nitelikte gözüken beste olması iddiasıyla İstanbul'da suç duyusunda bulundular. Haklarında bir davada açıldı. Adamlar bir türkü yaptılar, beste şöyleydi; plan yapmayın plan, tutmaz Karadeniz'de. Eğer bu birilerinin hoşuna gitmiyorsa, birileri öküz altında buzak arıyorsa biz bunu tersinden okuyalım; 'Plan yapın plan, tutar Karadeniz'de' oldu mu? Olmadı.
Bir eserin içinde suç unsuru olup olmadığını ancak o eseri bir bütün olarak ele alıp bütün olarak yorumlarsanız suç olup olmadığını görürsünüz. Karadeniz'deki olaylara karşı hassasiyetini dile getiren bir şiirdir. Bunu da söyleyen Karadenizlidir, milletini seven birisidir dedi.
( O arada röportaj esnasında yanımızda bulunan Ömer Yeşilyurt'un kardeşlerinden birisinin telefonu çalıyor ve telefonun melodisi 'Plan Yapmayın Plan' türküsü)
ÖCALAN DAVASI EN ÖNEMLİ DAVAYDI, DURUŞMADA AĞLADIM
Türkiye'de en önemli davalarda yer aldınız. Sizin için (alınması gereken) en önemli dava hangisiydi? sorumuza Yeşilyurt şu şekilde cevap verdi;
Çok şükür ki o davada müdahil olma şerefine eriştim. Abdullah Öcalan'ın davasında şehit yakınlarının avukatlığını yaptım. 25 yıllık meslek hayatımda sizi onurlandıran, şereflendiren hiç aklınızdan çıkmayacak bir dava var mı diye sorarsanız; yüzlerce dava arasından gösterebileceğim, hatta oğluma miras bırakabileceğim benimle övünmesini sağlayabileceğim, tek dava Öcalan davasındaki şehit yakınlarının avukatı olmamdır. Her dava bir avukat için önemlidir. Ama biz davalarımızda müvekkillerimiz ile özdeşleşemeyiz. Onlarla bütünleşemeyiz. Her sanığın bir avukata ihtiyacı vardır. Bu İmralı'daki davayı kastetmiyorum. O davada müvekkillerimle özdeşleştim. Bu suçsa ben bu suçu peşin kabul ederim. Şehit yakınlarının hissettiklerinin aynılarını bende hissettim. Bir şehit eşinin kocasının öldürülmesini anlatırken heyetin, diğer meslektaşlarımın ağladığı gibi bende ağladım. Orda eğer ağlarsanız o davayla özdeşleşirsiniz. Onun için diğer davaları önemli olarak nitelendirmem. Her dava benim için önemlidir, her dava benim için önemsizdir. Bir tek istisna vardır, o da şehit yakınlarının avukatlığını yapmamdır
YEŞİLYURT'TAN MAFYA TARİFİ
Davalarınıza baktığımızda hep mafya olarak adlandırılan kişiler ön plana çıkıyor. Hatta size mafya avukatı yakıştırması da yapılıyor. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
Metin Göktepe davasında bana kontrgerillanın avukatı da dediler. Ben 15 yıl polis avukatlığı yaptım. İçlerinde avukatlığını yaptığım öyle insanlar var ki şuanda önemli şehirlerin emniyet müdürleri. O dönem bana kontrgerillanın avukatı yakıştırması yaptılar. Bir kere mafya avukatı tarifi çok yanlış. Avukatlığını yaptığım kişilere mafya yakıştırması yapılması çok yanlış. Çünkü onlar mafya değil. Mafyanın tarifi şudur; 'Bir devletin iç ve dış siyasetini kendi çıkarları içerisinde organize eden guruplara denir. Gelelim benim avukatlığını yaptığım kişilere; Sedat Peker, Alaattin Çakıcı, Sedat Şahin. Bunlar mafya değil, kabadayıdır. Bunlar Türkiye'nin geleneğinden çıkmıştır. Ben onlara bir zamanlar seçilmiş insan derdim. Bu dünyaya gelen herkes seçilmiştir. Henüz doğmadan Allah onları seçmiştir. Hepimiz savaşımızda sağ kalanlardanız. Bunlar mafya değil, bunlar başkomseri gördükleri zaman ayağa kalkıp esas duruşta duran insanlardır.
Ben size mafyayı da söyleyeyim; devletin kanını sülük gibi emip, milyonlarca doları alıp sonra 'Ben ne yapayım, benim param yoktu' diyen, papyon takan, puro yakan, bankaların içini boşaltanlar mafyadır.
Yıllar önce ben işaret etmiştim. Bu insanlar daha sonra yargılandılar. Bu insanlar yargılanırken 313. maddeden yargılandılar. O zaman devlet güvenlik mahkemeleri kapsamında bir suçtu.
Ne olduysa birileri 313'ü devlet güvenlik mahkemeleri kapsamından çıkarıp adli mahkemelere getirildi ve hepsi tahliye oldu.
O zaman mafyayı ararsanız, yetimin hakkını bankalar üzerinden hortumlayarak, trilyonları İngiltere'de yatlar, katlar alarak değerlendirenlere gözlerinizi çevirirseniz mafyayı göreceksiniz. Kabadayıları mafya olarak gösterende onlar, kendilerini bu şekilde kamufle ediyorlar. Bu devletin iç ve dış siyasetini kendi çıkarları için organize edebilecek güçleri hiç yok. Üç tane emniyet müdürü bir tane vali tanımakla bu ülkenin kaderini değiştiremezsiniz. Bu ülkenin kaderini değiştiren sermaye guruplarıdır. Bu sermaye grupları da helal sermaye gurupları olan kişiler değildir. Bunlar fakirin fukaranın hakkını yiyen, bankaları hortumlayan kişilerdir.
Öte yandan ben Gamze Özçelik davasında da yer aldım. Gökan Demirkol'un avukatlığını da yaptım. Bakın hiçbir uyuşturucu kaçakçısının avukatlığını yapmadım. Ayrıca ben hiç kimseye 'dava avukatı olayım' demedim. Dava bana gelir, bende kabul ederim ifadelerini kullandı.
Ergenekon oluşumuna nasıl bakıyorsunuz?
Şuanda yasak olduğu için bir yorum yapmak istemiyorum. Ergenekon oluşumunun içinde çok farklı ideolojiden insanlar var. Bizim tanıdığımız insanlar içeride ve meslektaşım da var. Sanal bir örgüt olduğu düşünülebilir.