Çay ve fındık hedefleri yakalayamaz

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Bülteni'ne açıklamalarda bulunan Kavranoğlu, Türkiye’nin artık bilgi ekonomisine geçişinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Kavranoğlu, “Türkiye 1963 yılında yılda 350 milyon dolar ihracat yapan bir ülkeydi. 1982

Çay ve fındık hedefleri yakalayamaz

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Bülteni'ne açıklamalarda bulunan Kavranoğlu, Türkiye’nin artık bilgi ekonomisine geçişinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Kavranoğlu, “Türkiye 1963 yılında yılda 350 milyon dolar ihracat yapan bir ülkeydi. 1982 yılında 2,5 milyar dolar ihracat yapan ülke haline gelmiştir. Şu anda ise 152 milyar dolar ihracat yapan bir ülke konumundayız. Kişi başı milli gelirimiz 11 bin dolara yaklaştı. Yapılan bu gelişmeler Türkiye olarak bize özgüven vermiştir” dedi.

Türkiye’nin 2023 hedefleri olduğu dile getiren Kavranoğlu, “Bu hedeflerin başında Türkiye’nin Dünya’nın en büyük 10 ekonomisi arasında olması ve kişi başı milli gelirin de 25 bin dolar seviyesine çıkması gibi. Peki bu nasıl olacak. Bunun olması için bir tek yol vardır. Başka da alternatifi yoktur. Bilim ve teknoloji, ekonomimizin lokomotifi olacak. Biz, artık bilim ve teknolojiye dayalı bir ekonomiye sahip olmalıyız. Yüksek katma değerli bir ekonomiye sahip olmalıyız. Bakanlığımızın görevi de bu dönüşümü sağlamaktır. Türkiye’nin artık bilgi ekonomisine geçişini sağlamalıyız. Bugün dünyada gelişmiş ülkelerdeki ekonomi modeli hep böyledir” ifadelerini kullandı.

Hazırlanacak planların Türkiye’nin vizyonuna uygun planlar olması gerektiğini kaydeden Kavranoğlu, “Tabii ki devletimizin belirlediği 2023 hedefleri vardır. Hazırlanacak olan planlar bu büyük Türkiye vizyonuna uygun planlar olmalıdır. Yani 2023 yılında bekliyoruz ki; Türkiye’nin kişi başı milli geliri 25 bin dolar olacak. Ülkemizin, Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri olma gibi büyük hedefleri vardır. Bunu yapmak için öncelikle yüksek katma değerli ürün ve hizmetler üreten bir Türkiye olması lazımdır. Dolayısıyla DOKA’nın da mutlaka bölgemizin iklimine, var olan ekosistemine uygun projeler geliştirmesi gerekir. Tabii ki bunları bizim Ankara’dan söylememiz lazım. Burada bulunan bilhassa üniversiteler bu çalışmanın merkezinde olmalı ve yeni fikirlerle yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri içine alan bir vizyonla planın yapılması gerekmektedir. Bunu şöyle açabiliriz; kalkınma her şeyden önce bir öncekini iyileştirme ile olmaz. Mesela Edison ampulü icat etti. O zamana kadar insanlar mum kullanıyordu. Mumu iyileştirerek ampul yapmadı. Ampul, mumun daha iyileştirilmiş bir hali olarak değil katma değeri yüksek, farklı bir teknolojik ürün olarak ortaya çıkmıştır.

Dolayısıyla bu zihniyetle olaylara bakmak lazımdır. Bugüne kadar olmayan yol ve yöntemler ortaya koymalıyız. Bizim bölgeden örnek verirsek. 1940-1950’lere kadar Rize’de çay diye bir şey yoktu. Çay, 1950’lerden sonra Rize’de ekonomik değeri olan bir ürün haline geldi. Daha sonraki yıllarda Rize ekonomisinin tek bileşeni haline geldi. Rize’ye çayın getirilmesi ekonomik bir inovasyondur. Zihni Derin, Batum’dan çay fidanı getirerek Rize’de ekimini yapmış ve yetiştiği görülünce, Rize için ekonomik bir ürün haline gelmiştir. Ama artık çay ve fındık ile 2023 hedeflerini yakalayamaz. Dolayısıyla DOKA Bölgesi’nde ve Türkiye’nin her yerinde katma değeri yüksek ürün ve hizmetleri yakalamalıyız. Hazırlanacak bölge planları da bu misyona ve vizyona hizmet edebilecek seviyede olmalıdır” şeklinde konuştu.

"KAZMA KÜREĞİ ALIP GİDEYİM, KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİRİ 25 BİN DOLARA ÇIKARAYIM, MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Kazma ve kürekle, kişi başı milli geliri 25 bin dolara çıkarmanın mümkün olmadığını vurgulayan Kavranoğlu, şöyle konuştu.

“Bu ve bunun gibi merkezler çok önemlidir. Bizim bölgede katma değeri yüksek bazı bitkiler yetiştirilebilir veya kozmetik sektörüne yönelik ürün geliştirilebilir. Dolayısıyla biyolojik araştırmalara, bitkiler üzerine araştırmalar, ekonomimizi çeşitlendirmemiz ve yüksek katma değerli yeni ürünler elde etmemiz açısından son derece önemli olacaktır. Artık hep kafamızı çalıştıracağız. Artık kazma küreği alıp gideyim, kişi başı milli geliri 25 bin dolara çıkarayım, mümkün değildir. Yine burada da üniversitelerle işbirliği halinde olarak daha fazla İnovasyon merkezleri gibi yerler açmak lazımdır. Bu merkezlerin, lokaldeki girişimcilerin, iş adamlarının ve halkımızın akıl danışmaya geldiği, fikir danışmaya geldiği, bunlara danışmanlık hizmeti veren, yol gösteren bir fonksiyonu üstlenmesi gerekir. Katılımcı, halk ile iç içe, ekonomi ile iç içe merkezler olması durumunda başarılı olurlar. Üniversiteler ile işbirliği içerisinde olunmalıdır. Üniversiteler, ekonominin merkezinde olmalıdır. Bu merkezlerde mutlaka kendini ispatlamış, değerli bilim adamlarının olması lazımdır. Bu tip insanları çekmek için gerekli maddi desteği de sağlamalıyız. Bakanlık olarak bu gibi yerlerin araştırma projesi varsa mesela yeni bir teknoloji, bilim ile ilgili yeni bir teknoloji biz bunlara AR-GE desteği veriyoruz.”

TÜNELLERDEN ÇIKAN HARFİYATLARDAN DENİZDE ADA OLUŞTURULSUN ÖNERİSİ

Trabzon-Rize arasında kurulması yönünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından talimat verdiği ‘Yeni Nesil Lojistik Merkezi'nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ne çok büyük katkısının olacağını belirten Kavranoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Trabzon ve Rize, Doğu Karadeniz Havzası, Orta Asya’nın, İran’ın bağlandığı önemli bir merkezdir. Yapılmakta olan Ovit Dağı tüneliyle de doğrudan yapılan otoyol ile Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’ya, Orta Asya ve İran’a, sahil yolu ile de Batum üzerine Rusya’ya bağlamış oluyoruz. İşte bunların düğümleneceği yer Doğu Karadeniz’dir. Kanaatimce Ruslar'ın, Trans Sibirya Demiryolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya Ovit üzerinden bağlanacak karayolu ile yine Gürcistan üzerinden Orta Asya ve Rusya, Trabzon’a kadar gelecek tren ile bağlanan bir Doğu Karadeniz, düğüm noktası haline gelecektir. Buraların da kalkınmasına çok büyük yararları olacaktır. Bölgesel kalkınmada büyük bir atılım olacak lojistik merkez, sadece kendi ürünlerini değil, başkalarının da ürünlerinin taşındığı bir merkez haline gelmelidir."

"Doğu Karadeniz’in en büyük problemlerinden birisi arazi sorunudur" diyen Kavranoğlu"Uygun yerlerde bu gibi alanlar oluşturulması bence çok iyi bir fikirdir. Doğu Karadeniz’de deniz seviyesi birden bire 80 metreye kadar inebiliyor. Bu yüzden ada yapılacak evsafta bir denizimiz varsa bunların değerlendirilmesi çok iyi bir düşüncedir. Bu sadece sanayi bölgesi değil turizm bölgesi de olabilir. İklim ve deniz derinliği fizibilse, arazi de olmadığından çok iyi bir fikirdir. Ajans olarak Doğu Karadeniz sahillerinde deniz derinlikleri nedir diye bir araştırma yapılıp rapor haline getirilebilir. Şu anda yapımları devam eden tünellerde çıkan malzeme de buralarda yapılacak adalarda kullanılabilir. Hem çıkan malzeme kirlilik yaratmamış olur hem de bir adamız olur” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler