Gümüşhane’de Musalla, Gülaçar ve Çit Dereleri üzerine yapılacağı iddia edilen hidroelektrik santrallerine, tepki eyleminde bulunuldu.

 

Torul ilçesine bağlı Şehit Yavuz Selim Şahin Parkında toplanan grup adına açıklamada bulunan Avrasya Üniversitesi Mimar Mühendisliği Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Burcu Demir,  Musalla, Gülaçar ve Çit Dereleri üzerine yapılması planlandığı öne sürülen projelerle ilgili kaygılı olduklarını söyledi.

 

Bölgede birçok insanın tarımsal faaliyetlerle yaşamını sürdürdüğünü ifade eden Demir, şunları kaydetti:

 

"Son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan kuraklık sonucu azalan su kaynakları bile köylerde yaşayan nüfusu zor durumda bırakmaktadır. Hal böyle iken bu vadilere enerji üretimi için suların borulara hapsedilmesi vadi halkını hiçe saymaktan öte bir şey değildir. Vadileri birleştiren Artabel Tabiat Parkı, yapılması planlanan bu projelerden olumsuz etkilenecektir. Artabel Tabiat Parkı’ndaki 21 buzul gölü kirliliğe karşı toleranslı olunmadığından yok olan türlerin tespiti açısından büyük öneme sahiptir. Nitekim tabiat parkı ilanında, 'bölgenin hidrolojik yapısına kesinlikle dokunulmaması' gerektiği belirtilmiştir. Projelerin gerçekleşmesi durumunda Artabel Tabiat Parkı geri dönüşü olmayan zararlara uğrayacaktır. Bölgede 141 bitki türü ile 30 memeli ve 88 kuş türü vardır. Tabiat parkındaki 141 bitki türünün 12'si de endemiktir ve bu endemik türlerin 10'u kırmızı listededir. Yine 30 memelinin 6'sı ve 88 kuş türünün 8'i kırmızı listededir. Uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınan bu türler projelerin gerçekleşmesi durumunda yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. 5909 sayılı Çevre Kanunu'nda uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan türlerle ilgili hükümler nettir."

 

Bölgede bulunan alabalık çiftliklerinde ise 200 ton alabalık ve 5 milyonu aşkın yavru balığın üretiminin yapıldığını vurgulayan Demir, şöyle devam etti:

 

"Akarsular ekosistemin en önemli unsuru ve canlı popülasyonunun sürdüğü yerlerdir. Projelerin gerçekleşmesi durumunda bu vadilerimizde hem insan yaşamı olumsuz yönde etkilenecek hem de doğal yaşam geri dönüşümü olmayan zararlara uğrayacaktır. Sonuç olarak bu bölgelerimize yapılması planlanan her türlü hidroelektrik santrali projesine karşı olduğumuzu belirtmek isteriz. Yapılacak her projeye karşı hukuk kuralları çerçevesinde yaşam alanlarımızı korumak adına mücadele edeceğimizi ve anayasal haklarımızı her zeminde arayacağımızı belirtmek istiyoruz."

 

Açıklamanın ardından grup olaysız dağıldı.