Karadeniz'in bilinmeyen dramları!
Bu isim Karadeniz'den bir zamanlar göç etmiş ama yıllar sonra kendi topraklarını özleyen ve dönen-dönemeyen insanların özlemlerini, arafta kalışlarını bir romancı diliyle anlatıyor. "Farzet ki Dönemedim" de, Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanların yakın
Bu isim Karadeniz'den bir zamanlar göç etmiş ama yıllar sonra kendi topraklarını özleyen ve dönen-dönemeyen insanların özlemlerini, arafta kalışlarını bir romancı diliyle anlatıyor. "Farzet ki Dönemedim" de, Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanların yakın geçmişte neler yaşadıkları ve nasıl hikâyelere sahip oldukları konularına odaklanıyor ve bir anlamda sosyal ve ekonomik şartlar nedeniyle bölgeden göçmüş insanların bölünmüş hayatları vesilesiyle Karadeniz insanının iç dünyasına işaret ediyor.
Dursun Ali Sazkaya bu amaç için kendi ailesinden karakterleri seçmiş. Bir ailenin yaşam serüveninden hareketle göç psikolojisini, yabancılaşmayı, geride kalmanın yaşattığı yalnızlaşmayı duru bir anlatımla okurlarına aktarmayı başarmış. Kitabı okurken kendinizi eski zamanlarda gezinirken buluyorsunuz. Başından sonuna kadar hüzün atlasında gezdiriyor insanı. Ama "Farzet ki Dönemedim" makro anlamda da önemli şeyler vadediyor okurlarına.
Bunlardan özellikle bir tanesi çok önemli ve çarpıcı. Günümüzün küresel dünyasına yüz küsur yıl önce açılan, iş için dünyanın çeşitli yerlerine dağılan bölge insanının cesareti ve kendine olan özgüveni. Coşkulu derelerde akan hüzün dolu hayatlar, darbe sonrası Karadeniz Bölgesi'nde ilkokul çağındaki çocukların yarım Türkçeleriyle hayata tutunma çalışmaları altı çizilmesi gereken satırlar olarak öne çıkıyor. Darbe dönemlerinde yerel dillerini konuşmaktan men edilen insanların yürek burkulmalarını anlatırken bunca ötekileştirilmeye rağmen o insanların ülke değerlerine tarihsel derinliklerden gelen bağlılıkları ise baskıcı anlayışa ders verir nitelikte. Asıl yerli olanın kim olduğunu sorgulatan bir duruş seziliyor. Ayrıca ekonomik nedenlerle yurtlarından memleketin farklı coğrafyalarına ve hatta Rusya'ya çalışmaya giden insanların gerçekçi dramları dikkat çekici.
Kitabın en önemli özelliği, anlatı türünde kaleme alınmış olması hasebiyle bütün bir resmi vermekteki başarısı denebilir. Zira, Dursun Ali Sazkaya'nın kişisel hikayesi de çizilmek istenen resime hizmet ediyor ve okurunu Karadeniz Bölgesi hakkında kapsayıcı bir hikayenin içine dahil ediyor. Kitapta Cioran’ın beyhudelik felsefesinin yanında sıradan insanın kader anlayışını da mümkün. Okur Kitaplığı tarafından yayınlanan "Farzet ki Dönemedim", hem dilindeki sadelik hem anlatımındaki sahicilik hem de entellektüel düzeyi ile bu yılın kıymetli kitapları içinde hiç şüphesiz kendisine yer bulacaktır.Okur kitaplığının seçiciliğini ayrıca vurgulamakta yarar var.