Trabzon'da Biber gazı protestosu

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yalova’da Bir kafede iki grup arasında çıkan kavgaya gaz sıkarak müdahale eden polislerin sıkmış olduğu gazdan etkilenerek ölen Çayan Birben için yürüyüş düzenledi. Trabzon Uzunsokak’tan Atatürk Alanına ka

Trabzon'da Biber gazı protestosu

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yalova’da Bir kafede iki grup arasında çıkan kavgaya gaz sıkarak müdahale eden polislerin sıkmış olduğu gazdan etkilenerek ölen Çayan Birben için yürüyüş düzenledi.

 

Trabzon Uzunsokak’tan Atatürk Alanına kadar yürüyen Kesk üyeleri Atatürk Heykelinin önünde basın açıklaması düzenledi. KESK adına açıklamada bulunan Eğitim Sen Trabzon Şubesi başkanı Muhammet İkinci, “Yaşamının baharında bir gencimizi daha AKP şiddetine kurban verdik. Taklacı Bakan Sayın Idris Naim Şahin’in insan sağlığına zararlı değil, bizim gazımız” dediği kimyasal silah bir genç arkadaşımızın daha canına mal oldu. Bir kafede iki grup arasında çıkan kavgaya gaz sıkarak müdahale eden polislerin sıkmış olduğu gazdan polis, bu sırada kavgayı ayırmaya çalışan Çayan Birben’e astım hastası olduğunu belirtmesine rağmen gaz sıkmaya devam etmiştir. Çayan Birben bunun sonucunda kalbi durarak hastaneye kaldırılmış ve beyin ölümü gerçekleşmiştir.”dedi.

Bu ölüm ilk değil 

İkinci. “Biber gazı nedeniyle yaşananlar ilk değil. 1 Mayıs 2007 İbrahim Sevindik, 31 Mayıs 2011 Metin Lokumcu, 21 Mart 2012 de Haçı ZENGİN kullanılan gaz nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Biber gazının solunum sistemi başta olmak üzere, insan sağlığına kalıcı zararlarına ilişkin birçok bilimsel çalışma yapılmış, bu konuda Türk Tabipler Birliği ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) defalarca uyarıda bulunmuş ve bunun olası sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmıştır. Ancak iktidar kendi sözünden başkasının sözüne kulak asmamaktadır. AKP iktidarı insanların hayatıyla oynamaktan vazgeçmelidir. Çayan Birben’in beyin ölümüne neden olan saldırının sorumlusu, polisleri cesaretlendiren, uyguladığı şiddetten ötürü sırtını sıvazlayan AKP iktidarıdır. AKP iktidarı hayata düşman, insana düşman bu politikalardan ve zorbalıktan vazgeçmelidir. Olayın sorumluları hesap vermelidir. Bu olayın üzerinin kapatılmasına izin vermeyeceğimiz ve takipçisi olacağımız bilinmelidir.” Şeklinde konuştu.

ic.20120530181322.jpg

 

 'Kamu Çalışanları yok sayılıyor'

AKP iktidarının yaşamın her alanında uyguladığı şiddetin bir başka örneğini de dün hakem Kurulu kararları ile nihayetlenen toplu sözleşme sürecinde gördüklerini söyleyen İkinci, "Bu süreç kamu çalışanlarının yok sayılması, emeğinin değersizleştirilmesi sürecidir. Uygar ülkelerde örneği görülmeyen bir toplu sözleşme düzeni ile 2 milyonu aşkın kamu emekçisine ve1.8 milyon emekliye psikolojik ve ekonomik şiddet uygulanmaktadır.Kamu görevlileri hakem kurulu vermiş olduğu karar ile AKP iktidarından bağımsız bir kurul olmadığını kanıtlamıştır. 4+4 ve 3+3 şeklinde ifade edilen zam oranları, kamu emekçilerinin taleplerini karşılamaktan çok uzaktadır. AKP’nin üzerinde büyük bir kampanya yürüttüğü ve bazılarının ısrarla kamu emekçilerini yanılttığı toplu sözleşme düzeni daha ilk yılında anlamını yitirmiş ve işlevsiz hale gelmiştir. Bir kez daha altını çiziyoruz. Grevsiz toplu sözleşme, toplu sözleşmesiz sendika olmaz. Kamu emekçilerinin taleplerinin karşılanması grevli toplu sözleşmeli sendikal hakların güvence altına alındığı çağdaş bir toplu sözleşme düzeni ile mümkündür.”dedi.

 

İkinci : Hopa'da yarın ttoplanacağız

Artvin Hopa’da hayatını kaybeden Metin Lokumcu’nun ölüm yıldönümünün olduğunu ifade eden İkinci , “31 Mayıs. Devrimci öğretmen Metin Lokumcunun AKP’nin saldırıları sonucunda yaşamını yitirişinin birinci yıl dönümü. Ne yaşanmıştı Hopa’da? Sularının ve topraklarının satılmasına karşı çıkmıştı Hopalılar. Yaşam alanlarının talan edilmesine rıza göstermeyeceklerini göstermişlerdi. Bu direncini kırmak için hunharca saldırılmıştı Hopa halkına. “Beni de alın memleket kurtulsun" demişti.Bugün Metin Lokumcu’nun direnme mirasını geleceğe taşımak, eşitliğin özgürlüğün ülkesini kurma mücadelesi, kamu emekçilerinin, gençlerin, HES’lere karşı direnen köylülerin, gazetecilerin, sanatçıların dilinde yayılıyor. Yarın 31 Mayıs 2011’in hesabını sormak, unutmadığımızı haykırmak ve direnme hakkımıza sahip çıkmak için tüm eşkıyalığımızla Hopa’da olacağız.” Şeklinde konuştu

 

Grup basın açıklamasının ardından dağıldı. 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler