Prof. Dr. Ergun Özbudun, AK Parti hakkında açılan kapatma davası sürecinde parti kapatmayı zorlaştıracak bir anayasa değişikliğinin tamamen meşru olacağını savundu.

Trabzon Barosu'nun kuruluşunun 85. yıldönümü ve 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla 'Nasıl Bir Anayasa? Hukuk Devleti ve Demokrasi' konulu bir panel düzenlendi. Panele Yargıtay Onursal Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ergun Özbudun ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı konuşmacı olarak katıldı.

Demokrasinin anlamlı olabilmesi için seçimlerde uygulanan yüzde 10'luk barajının kaldırılması gerektiğini savunan Doç. Dr. Selçuk, yüzde 10 baraj
uygulamasının bulunduğu Türkiye'de katılımcı demokrasiden bahsedilmesinin doğru olmadığını söyledi. Bu uygulamanın katılımcı demokrasinin gerçekleşmesini zorlaştırdığına dikkat çeken Selçuk, "Yüzde 10 barajı olduğu zaman siz gerçek partinize oy vermeyebilirsiniz. Böyle bir ortamda katılımcı demokrasiden bahsedemezsiniz" dedi.

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı ise, AK Parti hakkında açılan kapatılma davasının anayasa değişikliği için engel bir teşkil etmediğini vurgulayarak şunları söyledi:"1982 Anayasası tamamen esaretçi bir dille kaleme alınmıştır. Bunun eseri olarak da öylesine güçlü bir Cumhurbaşkanlığı makamı oluşturulmuştur ki Cumhurbaşkanı devletin üç temel olgusu üzerinde bir varlık olarak tanzim edilmiştir. Anayasa değişikliğiyle ilgili AK Parti'ye açılan kapatılma davasından dolayı böyle bir reformun yapılamayacağı söylenmektedir. Bir siyasi parti hakkında dava açılmış olması, parlamentonun anayasa değişikliği yapmasını etkileyecek bir faktör değildir. Anayasanın hiçbir hükmündeparlamentonun bu hakkını kısıtlayan bir madde yoktur."

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun da, AK Parti hakkında kapatma davasının açıldığı bir süreçte yapılacak anayasa değişikliğinin meşru olacağının altını çizerek şunları kaydetti:
"Bu, genelde yanlış bir algılamaya dayanıyor. Elbette, burada görülmekte olan bir davada hakimin kararına etki edilmesi söz konusu değildir. Anayasanın 138. maddesi, elbette bunu haklı olarak yasaklıyor.

Bu, hukuk devleti ile asla bağdaşmayacak bir davranıştır. Ama parti kapatma biçiminin değiştirilmesinde hiçbir hukuki engel yoktur. Elbette yasama meclisi gerekli yasal değişiklikleri yapabilir. 2004 yılına kadar Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardı. 2004 yılında bunlar kaldırıldı. Kaldırıldığı zaman bu
mahkemelerde görülen yüzlerce veya binlerce dava vardı. Doğal olarak bunlar da etkilenerek farklı mahkemelere intikal ettirildi. Aynı şekilde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) değiştirildi. Elbette o ana kadar yapılan işlemler muteberdir ama o andan sonra yapılacak işlemler açısından yeni kanun geçerli olmuştur."

Prof. Dr. Özbudun, parti kapatmayı güçleştirecek, daha zor şartlara bağlayacak bir anayasa değişikliğinin tamamen meşru olduğunu sözlerine ekledi.