İlhan Selçuk'a bunlar soruldu

Gazeteci-yazar İlhan Selçuk'un Emniyet'teki sekiz saatlik sorgusunun büyük kısmını telefon konuşmalarıyla ilgili sorular oluşturdu. AKP, ordu, türban kelimelerinin geçtiği sohbetleri açıklaması istendi.

İlhan Selçuk'a bunlar soruldu

Ergenekon operasyonunda gözaltına alınıp serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk'un merak edilen 'polis sorgusu'nda örgüt ilişkisinden çok 'gündem sohbetleri'nin sorulması dikkat çekti. Selçuk'tan değişik konulardaki uzun telefon konuşmalarındaki 'AKP, ordu, türban, kapatma davası' gibi kelimelerin geçtiği cümleleri açıklaması istendi. Bunun dışında İlhn Selçuk'a gazetenin sekreterinden avukatına, genel yayın yönetmenine kadar çalışanlarla ve okurlarla yaptığı sohbetleri de soruldu. Cumhuriyet gazetesinin satılacağı iddialarıyla ilgili de bilgi istenen Selçuk, gazetenin vakfa devredildiği için satılamayacağını, ancak bir ara televizyon kurmayı düşündüklerini söyledi.

Radikal Gazetesi'nin haberine göre, Ümraniye'de bir gecekonduda geçen yaz bulunan patlayıcılardan sonra başlatılan soruşturma 21 Mart'taki 'şafak' operasyonuyla boyut değiştirmişti. O operasyonda İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'ylaSelçuk gözaltına alınmıştı. Selçuk sekiz saat süren sorgunun ardından 'yurtdışına çıkışı' yasaklanarak serbest kalmıştı. 83 yaşındaki Selçuk'un sabaha karşı gözaltına alınması ve evinin aranması büyük tepki yaratırken, ifadesi de merak konusu olmuştu.

 Ulusal Medya sorusu

Edinilen bilgilere göre Selçuk polisteki sorgusunda 21 Mart'ta yapılan Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan 39 kişiyi tanımadığını söyledi. Perikçek'in adını ilk kez 1968 yıllarında öğrenci hareketlerinde duyduğunu anlatan Selçuk, siyasi parti lideri olduğu için ara sıra ziyaretine geldiğini söyledi. Selçuk, Veli Küçük'ü ise basından bildiğini, kendisini JİTEM Başkanı olarak hatırladığını belirtti.

Selçuk'un 70 sayfalık sorgusunda operasyon kapsamında ele geçen belgelere konu olan 'Ulusal Medya'nın oluşturulması, Cumhuriyet gazetesinin satış planı üzerinde duruldu. Selçuk'sa Cumhuriyet'in vakıf gazetesi olduğu için satılamayacağını belirtti. 2001 yılında yakalanan Tuncay Güney'in Veli küçük'ünCumhuriyet gazetesini Ergenekon bünyesinde kullanabilmek amacıyla satın almayı çalıştığı, bunun için Küçük, Gürbüz Çapan, Ferit İlsever, Kemal Özden ve Ümit Ülgen'le toplantı yapıldığı iddiası sorulunca Selçuk, bu kişilerin Cumhuriyet'i satmaya yetkili olmadığını, sadece Çapan'ın Yenigün Holding'deki hissesini satmaya çalışmış olabileceğini anlattı.

 Akfırat'ın 'darbe belgesi'

Selçuk'a yöneltilen ilginç sorulardan biri de bu operasyon kapsamında tutuklanan gazeteci Adnan Akfırat'ın evinde ele geçirilen sekiz sayfalık belgeydi. Söz konusu belgede 'Çevik Bir ve Erol Özkasnak' ekibinin 'Amerikancı Darbe' girişiminde oldukları, bu darbenin sivil toplum darbesi olacağı, darbe sonrası kurucu meclis oluşturulacağı, meclis içerisinde, İlhan Selçukgibi Cumhuriyet gazetesi yazarlarının bulunacağı da belirtiliyordu.

Belgenin son sayfasındaysa 'Asker, MİT, polis, sivil, emekli subay' başlıkları altında bazı isimlerin olduğu şema vardı. Selçuk, belgenin sahibi Akfırat'ı tanımadığını söylerken, 'darbe girişimi' iddiasını da "Bilgim yok. Örgüt şemasında beni de sivil kanadın bir sorumlisuymuş gibi göstermişler. Bu tamamen saçmalıktır. Bu darbe iddiası konusunda ben de normal bir vatandaş gibi kamuoyundaki iddialar dışında bir şey bilmiyorum" diye yanıtladı.

Selçuk gözaltına alındıktan sonra AKP'ye açılan kapatma davasını önceden bildiği iddiaları ortaya atılmıştı. Selçuk'a telefon konuşmalarındaki "... öyle olacak galiba Anayasa Mahkemesi son olarak kendisi tasfiye edilmeden AKP hakkında partinin kapatılması kararını verirse o zaman ortalık büsbütün karışır", "...eğer kapatma davası açılırsa, bir de üstüne ekonomik kriz gelirse, Türkiye biraz karışırsa ümit doğabilir", "...yargı kapatma kararına doğru gidiyor. Haberini de verdiler" sözleri soruldu.


Selçuk şu yanıtı verdi:

 "Gazetemizin Ankara'da istihbarat kaynakları vardır. Bu kaynaklar tahminlerde de bulunurlar. Biz de kendi aramızda bu bilgileri değerlendiririz. Zaten Yargıtay Başsavcısı da dava açmadan önce AKP'yi uyarmıştı. Davanın açılacağını bilmek için bu bilgiler yeterlidir. ....Yargıtay Başsavcısı'nın iddianameyi hazırlamasıyla ülke karıştı. Gazete manşetlerine de bu olay yansımıştır. Anayasa Mahkemesi ne karar verirse versin ortalık daha da karışacaktır. Çünkü iktidar Anayasa Mahkemesi'ni tanıma niyetinde değildir. Bu benim bir durum tespitimdir...

Ben bir gazeteci yazar olarak ülkenin gün geçtikçe daha istikrarsız bir ortama doğru gittiğini düşünüyorum ve yazıyorum ve bir yazar olarak istikrarsızlığın karışıklık getireceğini söylüyorum. Bu fikrimde yalnız değilim. Çok geniş bir halk kitlesi de böyle düşünüyor. Kuşku ve korku büyüyor. Böyle bir istikrarsızlık ortamında hakem olarak Türk Silahlı Kuvvetlerimizin devreye girip istikrarsız ortamı yatıştırabilmesini değerlendirmem normaldir."


Telefon görüşmeleri

İlhan Selçuk'un polisteki sorgusunda Ergenekon bağlantıları sorgulanırken en fazla soru telefon görüşmelerinden çıktı. Selçuk'a bazı dostları, gazetenin sekreteri, akrabası, gazetenin yöneticileri ve başka gazetecilerle yaptığı uzun görüşmeler soru olarak yöneltildi. Bu sohbetlerin kimi gazetenin manşeti, kimi bir yakınının sağlık sorunu, kimileri televizyon programları ya da diğer gazetelerdeki haber ve yazılardı. Özellikle görüşmelerde içinde 'AKP, darbe, ordu, türban, ekonomik çıkmaz, miting, AKP'ye açılan kapatma davası' gibi kelimelerin geçtiği cümleleri açıklanması istendi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler