Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu'nun bakanlığa yazı göndererek, Öğretmenler Günü'nde öğretmenlere pahalı hediyeler alınmaması uyarısında bulunduğunu belirterek, “Öğretmenler Günü'nde öğretmenlere saygımızı sadece maddi hediyelerle göstermemiz gerekmiyor” dedi.


Gülen Muharrem Pakoğlu İlköğretim Okulu Spor Salonu'nun açılış törenine katılan Bakan Çelik, törende yaptığı konuşmada, geçen sene bu okula yaptığı ziyarette öğrencilerin kendisinden spor salonu istediğini söyledi.

İnşa edilen spor salonunun sadece bu okul için olmadığını vurgulayan Çelik, “Bunlar kamuya ait şeylerdir. Etrafımızda birçok okul var. Bu okullarımızın da spor yapacak kapalı mekanları yok. Paylaşımcı bir anlayışla bu salonu onlarla da paylaşmak zorundayız” diye konuştu.

Bu konuya ilişkin yayımladığı genelgeyi anımsatan Çelik, bazı okulların müdürlerinin kapıyı kilitleyip, anahtarı cebine koyduğunu, böyle bir anlayışının olamayacağını belirtti. Çelik, “Bize ait olanları kardeşlerimizle paylaşmak gibi bir zorunluluğumuz var” dedi.

Konuşmasının ardından plaket vermesi için Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan'nın çağrılması üzerine Çelik, “Ben bir genelge yayımladım. Gittiğim hiçbir yerde okullar, ilçe, il milli eğitim müdürlükleri bana plaket falan vermesin. Gittiğim her yerde bahçede benim adıma bir ağaç dikin, üzerine de adımı yazın, yeryüzünde dikili bir ağacımız olsun dedim. Bu daha iyi değil mi çocuklar?” diye konuştu.

Ardından Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Aydoğan, Bakan Çelik'e teşekkür plaketini takdim etti.

Spor salonunun açılışını yapan Çelik, salondaki minik öğrencilerle futbol oynadı ve onları izledi. Çelik, bahçedeki halkoyunları ekibine de katılarak, öğrencilerle halay çekti.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ İÇİN HEDİYE

Bir gazetecinin “Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu'nun, Öğretmenler Günü nedeniyle bakanlığa yazı göndererek, öğretmenlere pahalı hediye alınmaması uyarısında bulunup bulunulmadığını” sorması üzerine, Bakan Çelik, şunları kaydetti:

“Devlet adamlarına, siyasetçilere, yöneticilere, öğretmenlere verilebilecek, tolere edilebilecek hediyeler bellidir. İnsanlar birbirine çiçek verebilirler ama bir sınıfta Öğretmenler Günü dolayısıyla beş çocuk öğretmene yarım, tam altın getiriyor. Diğer çocuklar da hiçbir şey getiremiyorlar. Onlar da öğretmenlerini bu tür hediyelere şüphesiz ki boğmak isterler. Bu açıdan etik kurulu, böyle bir şey düşünerek, bakanlığa uyarıda bulunmuş. Bu da genelge olarak gönderilir. Bu son derece normal bir şey. İsmini ne koyarsanız koyun, ister hediye koyun, ister başka şey koyun. Aslında bunun miktarı çok önemlidir, değeri çok önemlidir. Bu tartışmalar Türkiye'de yıllardır yapıldı. Dolayısıyla burada bir anormallik yok.

Şüphesiz ki öğretmenlerimiz eli öpülesi insanlardır. Öğretmenler Günü'nde öğretmenlere saygımızı sadece maddi hediyelerle göstermemiz gerekmiyor. Bunu Türk toplumu çeşitli şekillerde yapıyor. Öğretmenler Günü'nde onların gönüllerinin alınması, ziyaret edilmesi, küçük hediyeler verilmesi güzel şeylerdir. Bugüne kadar oturmuş olan güzel bir geleneğimizdir ama belli bir dozu aştığında da bunun anlamı değişir.”