Rektör seçiminde oy kullanalım
Eğitim HAK-SEN kamu çalışanlarının sesi olmaya devam ediyor. HAK-SEN bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde bir basın açıklaması yaparak, haklarını istediler. İşte HAK-SEN'in basın açıklaması, Eğitim, Öğretim ve Bilim İşkolunda örgütlü olan ve Konfederasy
Yayınlanma:
Eğitim HAK-SEN kamu çalışanlarının sesi olmaya devam ediyor. HAK-SEN bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde bir basın açıklaması yaparak, haklarını istediler. İşte HAK-SEN'in basın açıklaması, Eğitim, Öğretim ve Bilim İşkolunda örgütlü olan ve Konfederasyonumuza bağlı olarak mücadele veren EĞİTİM HAK-SEN, Eğitimi Kaliteli Tepki Alma ve Verme olarak tanımlamakta olup, geleneksel eğitim sistemlerinin ülkemizde artık hiçbir öğretmen ve öğrenciye yeterli gelmediğini düşünmektedir.
Velilerin, çocuklarının sadece derslerde öğrendikleri ile yetinmelerini arzulamadıkları gibi standart ders programları yanında çocuklarının yeteneklerine göre seçtikleri alanlarda enteraktif çalışma yapmalarını istedikleri EĞİTİM HAK-SEN'in yapmış olduğu anket çalışmaları sonucunda açıkça görülmektedir.
Günümüzde kaliteli eğitim her zaman ülke sorunlarının farkında olan ve bunlara sahip çıkan insan profilini ön plana çıkarıyor. Türkiye'de toplumun okuma yazma sorunu halledilmiş olmakla birlikte; ne yazık ki iyi bir eğitim sistemi kurulabilmiş değildir.
Yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 650 bin öğretmenin bulunduğu, genel bütçeden eğitime ayrılan payın hala olması gereken seviyenin altında olduğu, her seviyede okullaşma oranının artırılmasının ivedilikle gerektiği ülkemizde; bilgiye egemen olabilmemiz için, batıyla bütünleşmek ve analitik düşünce yapısına sahip olmamız şarttır.
Eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunda özveriyle eğitim mutfağında görev yapan, bu güne kadar sosyal ve ekonomik sorunları çözüme kavuşturulamayan genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları
Hakkında Milli Eğitim Bakanlığınca, yer değiştirmeye ilişkin yeni bir düzenlemeye gidilmesi ve bunlara ilişkin yeni görev tanımları yapılmalıdır.
Başta ücret olmak üzere, genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının sosyal ve özlük haklarına ilişkin iyileştirmeler yapılmalı, personel yetersizliği gerekçe gösterilerek, memur ve hizmetlilerin eş, sağlık, öğrenim gibi özür durumlarında iller arası ve il içi yer değiştirme talepleri reddedilmemeli ve muvafakat şartına son verilmelidir.
Diğer yandan, görevde yükselme be unvan değişikliği sınavları belirli periyotlarla düzenli olarak yapılmalı, sınava müracaat eden kişilerden başarılı olanların sayısının azlığı nedeniyle ilan edilen kontenjanların dolmaması halinde buna yönelik çözüm üretilmeli ve gerekirse ikinci sınav yapılarak, ilan edilen kadroların doldurulması sağlanmalıdır.
Okulların ve kurumların eğitim ve öğretime hazırlanmasında önemli unsur olan eğitim çalışanlarının eğitime hazırlık ödeneğinden mahrum bırakılması çalışma barışını bozmakta ve adil olmayan yapıyı oluşturmaktadır.
Yaz dönemlerinde okul ve kurumların badana, boya işleri, kalorifer bakım ve onarım işleri, sıra, kapı, pencerelerin tamiratı ve yapım işi, eğitim öğretim ile ilgili yazışma işlerinin tümü genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları tarafından yerine getirilmektedir. Ancak Eğitime, Öğretime Hazırlık Ödeneği öğretim yılı başında sadece öğretmenlere verilmekte olduğundan, çalışanlar arasında ayrımcılık ve haksızlık yapılmaktadır.
Tedavi ve geçici görev yollukları aylarca geciktirilerek, eğitim çalışanları mağdur edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim çalışanlarının tedavi giderleri ve geçici görev yolluklarını kolaylıkla- zamanında ve bu konudaki birikmiş alacaklarını ödemelidir.
Eğitim Fakültelerinden mezun olup da; atanmayı bekleyen 200 binin üzerinde öğretmen adayı varken; eğitim kurumlarında 100 binin üzerinde öğretmen ihtiyacı hala varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını, sözleşmeli, vekil, ücretli öğretmen alımıyla kapatmaya çalışmaktadır. Hak ve emeğin savunucusu olan HAKSEN Konfederasyonu olarak diyoruz ki; Doktorun, hakimin, polisin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmadığı gibi öğretmenin de olamaz ve olmamalıdır.
Hafta içi mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında zorunlu olarak hizmet içi eğitim, kurs ve seminerlerine kursiyer olarak katılanlara ek ders ücreti ödenmesi, öğretmenlerin sevkli ve idari izinli olduğu süreler ile resmi ve dini bayram günlerinde ek ders ücretinin kesilmemesi, yönetici olarak görev yapmakta olan öğretmenlerin haftada aylık karşılığı girmek zorunda oldukları ders saati sayısının azaltılması ya da kaldırılması gibi hususlar başta olmak üzere; bu sorunun kökten çözülmesi için ek ders esaslarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Üniversitelerde çalışan kardeşlerimiz açısından konuyu ele aldığımızda;
Üniversitelerin sadece öğretim görevlisi ve öğrencilerden oluştuğunu düşünen yönetim anlayışı değiştirilerek, bilim çalışanlarının da varlığı kabul edilmelidir.
Üniversite idari personellerinin 2914 sayılı Kanun'a tabi hale getirilmesi için bir an önce yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Bütün kadrolardaki memurların görev tanımlarının açık ve net bir şekilde yapılarak, memurlar alan görevi dışında çalıştırılmamalıdır.
İkili Eğitim olan fakültelerde veya döner sermaye olan birimlerde yapılan ödemeler eşit olarak dağıtılarak keyfi uygulamalara son verilmelidir.
Üniversitelere ait lojmanlardan idari personelin de yararlanması sağlanmalıdır.
Birden fazla görev yürüten personele yürüttükleri görevler için ek tazminat ödenmelidir.
İdari personellere rektör seçimlerinde oy kullanma hakkı verilmelidir
Velilerin, çocuklarının sadece derslerde öğrendikleri ile yetinmelerini arzulamadıkları gibi standart ders programları yanında çocuklarının yeteneklerine göre seçtikleri alanlarda enteraktif çalışma yapmalarını istedikleri EĞİTİM HAK-SEN'in yapmış olduğu anket çalışmaları sonucunda açıkça görülmektedir.
Günümüzde kaliteli eğitim her zaman ülke sorunlarının farkında olan ve bunlara sahip çıkan insan profilini ön plana çıkarıyor. Türkiye'de toplumun okuma yazma sorunu halledilmiş olmakla birlikte; ne yazık ki iyi bir eğitim sistemi kurulabilmiş değildir.
Yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 650 bin öğretmenin bulunduğu, genel bütçeden eğitime ayrılan payın hala olması gereken seviyenin altında olduğu, her seviyede okullaşma oranının artırılmasının ivedilikle gerektiği ülkemizde; bilgiye egemen olabilmemiz için, batıyla bütünleşmek ve analitik düşünce yapısına sahip olmamız şarttır.
Eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunda özveriyle eğitim mutfağında görev yapan, bu güne kadar sosyal ve ekonomik sorunları çözüme kavuşturulamayan genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları
Hakkında Milli Eğitim Bakanlığınca, yer değiştirmeye ilişkin yeni bir düzenlemeye gidilmesi ve bunlara ilişkin yeni görev tanımları yapılmalıdır.
Başta ücret olmak üzere, genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının sosyal ve özlük haklarına ilişkin iyileştirmeler yapılmalı, personel yetersizliği gerekçe gösterilerek, memur ve hizmetlilerin eş, sağlık, öğrenim gibi özür durumlarında iller arası ve il içi yer değiştirme talepleri reddedilmemeli ve muvafakat şartına son verilmelidir.
Diğer yandan, görevde yükselme be unvan değişikliği sınavları belirli periyotlarla düzenli olarak yapılmalı, sınava müracaat eden kişilerden başarılı olanların sayısının azlığı nedeniyle ilan edilen kontenjanların dolmaması halinde buna yönelik çözüm üretilmeli ve gerekirse ikinci sınav yapılarak, ilan edilen kadroların doldurulması sağlanmalıdır.
Okulların ve kurumların eğitim ve öğretime hazırlanmasında önemli unsur olan eğitim çalışanlarının eğitime hazırlık ödeneğinden mahrum bırakılması çalışma barışını bozmakta ve adil olmayan yapıyı oluşturmaktadır.
Yaz dönemlerinde okul ve kurumların badana, boya işleri, kalorifer bakım ve onarım işleri, sıra, kapı, pencerelerin tamiratı ve yapım işi, eğitim öğretim ile ilgili yazışma işlerinin tümü genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları tarafından yerine getirilmektedir. Ancak Eğitime, Öğretime Hazırlık Ödeneği öğretim yılı başında sadece öğretmenlere verilmekte olduğundan, çalışanlar arasında ayrımcılık ve haksızlık yapılmaktadır.
Tedavi ve geçici görev yollukları aylarca geciktirilerek, eğitim çalışanları mağdur edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim çalışanlarının tedavi giderleri ve geçici görev yolluklarını kolaylıkla- zamanında ve bu konudaki birikmiş alacaklarını ödemelidir.
Eğitim Fakültelerinden mezun olup da; atanmayı bekleyen 200 binin üzerinde öğretmen adayı varken; eğitim kurumlarında 100 binin üzerinde öğretmen ihtiyacı hala varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını, sözleşmeli, vekil, ücretli öğretmen alımıyla kapatmaya çalışmaktadır. Hak ve emeğin savunucusu olan HAKSEN Konfederasyonu olarak diyoruz ki; Doktorun, hakimin, polisin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmadığı gibi öğretmenin de olamaz ve olmamalıdır.
Hafta içi mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında zorunlu olarak hizmet içi eğitim, kurs ve seminerlerine kursiyer olarak katılanlara ek ders ücreti ödenmesi, öğretmenlerin sevkli ve idari izinli olduğu süreler ile resmi ve dini bayram günlerinde ek ders ücretinin kesilmemesi, yönetici olarak görev yapmakta olan öğretmenlerin haftada aylık karşılığı girmek zorunda oldukları ders saati sayısının azaltılması ya da kaldırılması gibi hususlar başta olmak üzere; bu sorunun kökten çözülmesi için ek ders esaslarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Üniversitelerde çalışan kardeşlerimiz açısından konuyu ele aldığımızda;
Üniversitelerin sadece öğretim görevlisi ve öğrencilerden oluştuğunu düşünen yönetim anlayışı değiştirilerek, bilim çalışanlarının da varlığı kabul edilmelidir.
Üniversite idari personellerinin 2914 sayılı Kanun'a tabi hale getirilmesi için bir an önce yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Bütün kadrolardaki memurların görev tanımlarının açık ve net bir şekilde yapılarak, memurlar alan görevi dışında çalıştırılmamalıdır.
İkili Eğitim olan fakültelerde veya döner sermaye olan birimlerde yapılan ödemeler eşit olarak dağıtılarak keyfi uygulamalara son verilmelidir.
Üniversitelere ait lojmanlardan idari personelin de yararlanması sağlanmalıdır.
Birden fazla görev yürüten personele yürüttükleri görevler için ek tazminat ödenmelidir.
İdari personellere rektör seçimlerinde oy kullanma hakkı verilmelidir
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.