Sınav üç aşamalı oluyor ama...
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, bu yıl her adayı sadece cevaplayacağı sınavlara sokarak, ders düzeyinde bilgilerini ölçmeye çalışacaklarını belirterek, ''Soru sayılarını artırarak, ölçme ve değerlendirmenin geçerliliğini artırmak, şans faktörünü az
Yayınlanma:
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, bu yıl her adayı sadece cevaplayacağı sınavlara sokarak, ders düzeyinde bilgilerini ölçmeye çalışacaklarını belirterek, ''Soru sayılarını artırarak, ölçme ve değerlendirmenin geçerliliğini artırmak, şans faktörünü azaltmak için değişiklik yapılıyor'' dedi.
Yarımağan, Işık Üniversitesinde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de üniversitede okumak isteyen çok öğrenci bulunduğu, onlara sunulan kontenjanların az olduğunu, öğrencilerin büyük bir bölümünün belirli programlara gitmek istediğini ve bu nedenle sınav yapma ihtiyacı duyulduğunu anlattı.
Bu sınavlar üzerinde en son değişikliğin 1999'da yapıldığını hatırlatan Yarımağan, ''1999'dan önce lise müfredatının tümü üzerinden yapılan sınavlar yerine, 1999'da ortak müfredata dayalı sınavlar yapılmaya başlandı'' dedi.
Bu değişikliğin beklenen sonuçları vermediğini, olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyleyen Yarımağan, ''Bu olumsuz sonuçları iki başlık altında toplamak mümkün. Bu değişiklik orta öğretim eğitimini olumsuz yönde etkiledi. Öğrenciler, 'Nasıl olsa üniversite eğitiminde sorulmuyor' diye lisede 9'uncu sınıftan sonraki derslere ilgi göstermez oldular. Bunun sonucu olarak öğrenciler üniversiteye bilgi açısından yetersiz olarak gelmeye başladılar'' diye konuştu.
Yarımağan, 2006'da bu olumsuzlukları gidermek için tekrar lise müfredatının tümünü kapsayan bir değişiklik yapıldığını ve 2006'dan beri sadece 9'uncu sınıfa kadar olan derslerden değil, son sınıfa kadar olan derslerden sorular sorarak üniversite giriş sınavını düzenlediklerini belirtti.
Ünal Yarımağan, ''2006'da bu değişikliğin ilk aşaması yapıldı. İçerik değiştirildi. 2010'da bu sefer içeriğe dokunulmadan, uygulama değiştirilecek. Bunun bir üçüncü aşaması var. Üçüncü aşamada da 3-5 yıl sonra çoktan seçmeli sorular yanında açık uçlu soruların sorulduğu bir sınav uygulanmaya başlanacak'' dedi.
Her adayın yalnız cevaplamak istediği testlere katılmasını sağlamak amacıyla sınavda değişiklik yaptıklarını dile getiren Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu yıl her adayı sadece cevaplayacağı sınavlara sokarak, ders düzeyinde bilgilerini ölçmeye çalışacağız. Soru sayılarını artırarak, ölçme ve değerlendirmenin geçerliliğini artırmak, şans faktörünü azaltmak için değişiklik yapılıyor. Testlerin sürelerini ayırarak adayların ders grupları düzeyinde değil, ders düzeyindeki bilgilerini ölçmek istiyoruz. Şimdiye kadar biz örneğin adayın fen bilgisini ölçmüştük. Fen bilgisinin içinde fizik, kimya, biyoloji var. Ama aday fenden mi yeterli bilgiye sahip, kimyadan mı, biyolojiden mi ayrımı elde edemiyorduk. Bu yıl bu ayrımı elde etmeye çalışacağız. Puan türlerini artırarak, her yüksek öğretim programı için daha uygun puan türlerini belirlemeye çalışacağız.''
Amaçlarından birinin de planlı değişikliğin üçüncü aşaması olan açık uçlu soruların da sorulacağı bir ortamı oluşturmak olduğunu ifade eden Yarımağan, ''Tek sınav yaptığınızda bu sınava 1.5 milyon kişi giriyor. 1.5 milyon kişiye açık uçlu soru sorma imkanınız yok. Oysa adayları ayırırsanız, her sınava giren aday sayısı 300-500 binle sınırlı kalırsa, bu sınavlarda çoktan seçmeli sorular yanında açık uçlu soruların sorulması da mümkün olabilecektir'' diye konuştu.
-2010 ÜNİVERSİTE SINAVLARI-
Yarımağan, YGS'nin 11 Nisan'da yapılacağını hatırlatarak, bu sınavda temel matematik, Türkçe, fen bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere 160 soru sorulacağını belirtti.
Bu sınavın klasik sınav olacağını ifade eden Yarımağan, ''Öğrencinin ders düzeyinde bilgisini bu sınavda ölçemeyeceğiz. Gerekçesi de bu sınava katılacak öğrenci sayısının 1.5 milyon kişi olması'' dedi.
YGS sonunda adaylar için 6 puanın hesaplanacağını anlatan Yarımağan, bu yıl YGS'nin puan aralıklarının da değiştiğini, bu yıl tüm puanları 100-500 arasında hesaplamaya karar verdiklerini söyledi.
Yarımağan, YGS'de iki taban puanının kullanılacağını, 140 taban puanıyla ön lisans ve açık öğretim programlarının tercih edileceğini belirterek, 180 puanın ikinci sınava girme hakkı vereceğini bildirdi.
6 puan türünden en az birinden 180 puan elde eden adayın ikinci sınava girme hakkını kazanacağını ifade eden Yarımağan, adayın ikinci sınavda istediği sınavlara girme seçeneğini kullanabileceğini kaydetti.
Yarımağan, ikinci aşama sınavlarının 19-20 ve 26-27 Haziranda yapılacağını söyledi.
-SORULAR-
Ünal Yarımağan, sınavlara ilişkin verdiği bilgilerin ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.
'
'Sınav belgesi eline geçmeyen adaylar ne yapacak?'' şeklindeki soru üzerine Yarımağan, sınav giriş belgelerinin adayların adresine postalandığını, adresi yanlış olduğu için giriş belgesi eline geçmeyen adayların 5 Nisan Pazartesi gününden itibaren sınav merkezi yöneticiliklerine başvurarak belge çıkartabileceklerini söyledi.
Yarımağan, ''Adaylara şu öneride bulunuyorum; Belgeniz gelmediyse 5 Nisan Pazartesi günü bir girişimde bulunmayın, belgeniz gelebilir. Ben olsam perşembe gününe kadar beklerim'' dedi.
Başka bir soru üzerine, bu yıl soru sayısı arttığı için daha çok üniteden soru geleceğini belirten Yarımağan, ''Öğrencinin, belli konuları çalışıp belli konuları çalışmama gibi bir lüksü yok. Öğrencinin bütün müfredatı öğrenmesi gerekir. Tabii sınavda bazı konulardan soru gelir, bazılarından gelmez'' diye konuştu.
''Üniversiteye giriş sınav sisteminde sürekli değişiklik yapılmasının öğrencileri olumsuz yönde etkileyip etkilemediği'' sorulan Yarımağan, ''Bana deniyor ki, 'Sınavı çok değiştiriyorsunuz'. 1974'ten beri 2 veya 3 değişiklik yapıldı. 1974'ten beri yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz değişti, ders içerikleri, televizyon değişti. Değişmeyen hiçbir şey yokken sınavın aynı kalması düşünülebilir mi?'' yanıtını verdi.
Yarımağan, Işık Üniversitesinde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de üniversitede okumak isteyen çok öğrenci bulunduğu, onlara sunulan kontenjanların az olduğunu, öğrencilerin büyük bir bölümünün belirli programlara gitmek istediğini ve bu nedenle sınav yapma ihtiyacı duyulduğunu anlattı.
Bu sınavlar üzerinde en son değişikliğin 1999'da yapıldığını hatırlatan Yarımağan, ''1999'dan önce lise müfredatının tümü üzerinden yapılan sınavlar yerine, 1999'da ortak müfredata dayalı sınavlar yapılmaya başlandı'' dedi.
Bu değişikliğin beklenen sonuçları vermediğini, olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyleyen Yarımağan, ''Bu olumsuz sonuçları iki başlık altında toplamak mümkün. Bu değişiklik orta öğretim eğitimini olumsuz yönde etkiledi. Öğrenciler, 'Nasıl olsa üniversite eğitiminde sorulmuyor' diye lisede 9'uncu sınıftan sonraki derslere ilgi göstermez oldular. Bunun sonucu olarak öğrenciler üniversiteye bilgi açısından yetersiz olarak gelmeye başladılar'' diye konuştu.
Yarımağan, 2006'da bu olumsuzlukları gidermek için tekrar lise müfredatının tümünü kapsayan bir değişiklik yapıldığını ve 2006'dan beri sadece 9'uncu sınıfa kadar olan derslerden değil, son sınıfa kadar olan derslerden sorular sorarak üniversite giriş sınavını düzenlediklerini belirtti.
Ünal Yarımağan, ''2006'da bu değişikliğin ilk aşaması yapıldı. İçerik değiştirildi. 2010'da bu sefer içeriğe dokunulmadan, uygulama değiştirilecek. Bunun bir üçüncü aşaması var. Üçüncü aşamada da 3-5 yıl sonra çoktan seçmeli sorular yanında açık uçlu soruların sorulduğu bir sınav uygulanmaya başlanacak'' dedi.
Her adayın yalnız cevaplamak istediği testlere katılmasını sağlamak amacıyla sınavda değişiklik yaptıklarını dile getiren Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu yıl her adayı sadece cevaplayacağı sınavlara sokarak, ders düzeyinde bilgilerini ölçmeye çalışacağız. Soru sayılarını artırarak, ölçme ve değerlendirmenin geçerliliğini artırmak, şans faktörünü azaltmak için değişiklik yapılıyor. Testlerin sürelerini ayırarak adayların ders grupları düzeyinde değil, ders düzeyindeki bilgilerini ölçmek istiyoruz. Şimdiye kadar biz örneğin adayın fen bilgisini ölçmüştük. Fen bilgisinin içinde fizik, kimya, biyoloji var. Ama aday fenden mi yeterli bilgiye sahip, kimyadan mı, biyolojiden mi ayrımı elde edemiyorduk. Bu yıl bu ayrımı elde etmeye çalışacağız. Puan türlerini artırarak, her yüksek öğretim programı için daha uygun puan türlerini belirlemeye çalışacağız.''
Amaçlarından birinin de planlı değişikliğin üçüncü aşaması olan açık uçlu soruların da sorulacağı bir ortamı oluşturmak olduğunu ifade eden Yarımağan, ''Tek sınav yaptığınızda bu sınava 1.5 milyon kişi giriyor. 1.5 milyon kişiye açık uçlu soru sorma imkanınız yok. Oysa adayları ayırırsanız, her sınava giren aday sayısı 300-500 binle sınırlı kalırsa, bu sınavlarda çoktan seçmeli sorular yanında açık uçlu soruların sorulması da mümkün olabilecektir'' diye konuştu.
-2010 ÜNİVERSİTE SINAVLARI-
Yarımağan, YGS'nin 11 Nisan'da yapılacağını hatırlatarak, bu sınavda temel matematik, Türkçe, fen bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere 160 soru sorulacağını belirtti.
Bu sınavın klasik sınav olacağını ifade eden Yarımağan, ''Öğrencinin ders düzeyinde bilgisini bu sınavda ölçemeyeceğiz. Gerekçesi de bu sınava katılacak öğrenci sayısının 1.5 milyon kişi olması'' dedi.
YGS sonunda adaylar için 6 puanın hesaplanacağını anlatan Yarımağan, bu yıl YGS'nin puan aralıklarının da değiştiğini, bu yıl tüm puanları 100-500 arasında hesaplamaya karar verdiklerini söyledi.
Yarımağan, YGS'de iki taban puanının kullanılacağını, 140 taban puanıyla ön lisans ve açık öğretim programlarının tercih edileceğini belirterek, 180 puanın ikinci sınava girme hakkı vereceğini bildirdi.
6 puan türünden en az birinden 180 puan elde eden adayın ikinci sınava girme hakkını kazanacağını ifade eden Yarımağan, adayın ikinci sınavda istediği sınavlara girme seçeneğini kullanabileceğini kaydetti.
Yarımağan, ikinci aşama sınavlarının 19-20 ve 26-27 Haziranda yapılacağını söyledi.
-SORULAR-
Ünal Yarımağan, sınavlara ilişkin verdiği bilgilerin ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.
'
'Sınav belgesi eline geçmeyen adaylar ne yapacak?'' şeklindeki soru üzerine Yarımağan, sınav giriş belgelerinin adayların adresine postalandığını, adresi yanlış olduğu için giriş belgesi eline geçmeyen adayların 5 Nisan Pazartesi gününden itibaren sınav merkezi yöneticiliklerine başvurarak belge çıkartabileceklerini söyledi.
Yarımağan, ''Adaylara şu öneride bulunuyorum; Belgeniz gelmediyse 5 Nisan Pazartesi günü bir girişimde bulunmayın, belgeniz gelebilir. Ben olsam perşembe gününe kadar beklerim'' dedi.
Başka bir soru üzerine, bu yıl soru sayısı arttığı için daha çok üniteden soru geleceğini belirten Yarımağan, ''Öğrencinin, belli konuları çalışıp belli konuları çalışmama gibi bir lüksü yok. Öğrencinin bütün müfredatı öğrenmesi gerekir. Tabii sınavda bazı konulardan soru gelir, bazılarından gelmez'' diye konuştu.
''Üniversiteye giriş sınav sisteminde sürekli değişiklik yapılmasının öğrencileri olumsuz yönde etkileyip etkilemediği'' sorulan Yarımağan, ''Bana deniyor ki, 'Sınavı çok değiştiriyorsunuz'. 1974'ten beri 2 veya 3 değişiklik yapıldı. 1974'ten beri yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz değişti, ders içerikleri, televizyon değişti. Değişmeyen hiçbir şey yokken sınavın aynı kalması düşünülebilir mi?'' yanıtını verdi.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.