700 milyarlık pakete makyaj!
Devlet garantisi verilen mevduat limitinin 100 bin dolardan 250 bin dolara yükseltilmesini öngören paketi Bush yönetimi, vakit kaybetmeden Senato'ya gönderdi. Bazı sektörlere vergi indirimini de içeren paketin Senato'da onaylanarak Kongre üzerinde baskı o
Devlet garantisi verilen mevduat limitinin 100 bin dolardan 250 bin dolara yükseltilmesini öngören paketi Bush yönetimi, vakit kaybetmeden Senato'ya gönderdi. Bazı sektörlere vergi indirimini de içeren paketin Senato'da onaylanarak Kongre üzerinde baskı oluşturması amaçlandı.
Pazartesi günü Temsilciler Meclisi'nde reddedilmesi soğuk duş etkisi yapan 700 milyar dolarlık kurtarma planına 'vatandaş makyajı' yapıldı. Wall Street'i kurtarma paketi olarak tanımlanan ve 'sokaktaki adam'a bir faydası olmayacağı için eleştirilen tasarıda, yapılan değişiklikle devlet garantisi verilen mevduat limitinin 100 bin dolardan 250 bin dolara yükseltilmesi öneriliyor. Böylece bankacılık sistemine güvenin artması ve bankaların yeni krediler vermeye teşvik edilmesi hedefleniyor. Bu öneri, tasarıda yer almadan birkaç saat önce Demokrat ve Cumhuriyetçi başkan adayları Barack Obama ve John McCain tarafından dile getirilmişti.
Borçlanma yetkisi istedi
Vatandaşların güvensizlikle mevduatlarını çekerek bankaları daha büyük bir sıkıntıya sokmaması için son günlerde başka ülkelerde de benzer önlemler alındı. Vakit kaybetmek istemeyen Bush yönetimi, Senato'da tasarıyı onaylatarak, Temsilciler Meclisi üzerinde baskı kurmayı amaçladı.
ABD'nin TMSF'si (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) FDIC ise 1980 yılından beri 100 bin dolar olan garanti limitinin yükseltilmesinin de tasarıya eklenmesiyle Hazine Bakanlığı'ndan 2009 yılı sonuna kadar sınırsız borçlanma yetkisi talebinde bulundu. Halen 70 milyar dolarlık bir kaynağı bulunan FDIC, sınırsız borçlanma yetkisiyle parasını bankaların mevduat sahiplerine güven aşılamayı amaçlıyor.
Çevreci vergi indirimleri
Wall Street'ten vatandaşa doğru genişletilen paket, çeşitli vergi indirimleri içeriyor. Buna göre orta sınıf gelir grubundaki 24 milyon Amerikalıyı ilgilendiren varlık vergisinde 2008 yılı için indirime gidilmesi planlanıyor. Paketin bir başka dikkat çekici özelliği ise çevreci uygulamalara önemli oranlarda vergi avantajı getirmesi. Pakette öne çıkan çevreci vergi indirimleri arasında şunlar yer alıyor:
Ar-Ge yatırımlarına vergi teşvikinin 2009 yılına kadar uzatılması.
Temiz enerji yatırımları için 18 milyar dolara varan vergi indiriminin yanı sıra güneş enerjisi için uygulanan vergi teşvikinin kapsamının genişletilmesi.
Hibrid (melez) veya elektrikle çalışan otomobil satın alanlar için 7 bin 500 dolara varan vergi avantajı.
Evlerini enerji tüketimini azaltan ürünlerle yenileyen ev sahipleri için de vergi indirimlerinin kapsamının genişletilmesi.
Hedef hafta sonu
Tasarının Senato'dan sonra Cuma günü Temsilciler Meclisi'nde de onaylanması gerekiyor. ABD Başkanı George W. Bush'un hedefi hafta sonuna kadar tasarıyı imzalayarak yasalaştırmak. ABD'de bir yasanın yürürlüğe girebilmesi için Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisi ve üst kanadı Senato'da kabul edilmesi ve Başkan tarafından imzalanması gerekiyor. Bir yasa teklifi, önce Temsilciler Meclisi'nde veya Senato'da oylanabiliyor. İki tarafın kabul ettiği metinler arasında farklılık varsa, Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinden oluşan bir uzlaştırma komitesi, bunları tek bir metne indiriyor ve ardından bu tek metin, iki kanatta birden yeniden oylanıyor.
136 milyarlık BT&T'den 'tasarı geçmesin' mektubu
ABD'nin önde gelen finans şirketlerinden, 136 milyar dolar büyüklüğü ve 1500 şubesi bulunan BT&T, Senato, Kongre ve Temsilciler Meclisi'ne mektup göndererek, kurtarma paketinin geçmemesini istedi. Mortgage kirizinden etkilendiklerini ancak, sağlıklı portföy ve güçlü sermaye yapılarını koruduklarını belirten BT&T CEO'su John Allison, şu önerilerde bulundu: "Main Street'te panik yok. Problem yüksek riskli finansal kuruluşlarda. Likit sıkıntısı bütün finansal kuruluşları etkilerken paket kötü yönetilenleri kurtarmaya odaklanıyor.
Kurtarmanın iyi yönetilen firmalara zarar vermemesi çok önemli. Bütün düzeltmeler kötü değildir. Düzeltmeler rasyonel olmayan rekabetçileri eler. Ev fiyatlarıyla ilgili kriz yaşıyoruz ve kredi kartı ve otomobil kredilerinin satın alınması mantıklı değil. Hükümet direk ev varlıklarını almalı, gayrimenkul tahvillerini değil. Bu arazi ve yapımı süren evleri de kapsamalı."
Güvence Türkiye'de 10 yıl boyunca uygulandı
Türkiye'de 1994 kriziyle birlikte mevduata yüzde 100 güvence uygulanmaya başlanmıştı. Haziran 2000'e gelindiğinde Ecevit Başbakanlığındaki 57'nci hükümet, Avrupa Birliği'ne uyum doğrultusunda 4 yıldır uygulanmakta olan bu güvencenin kademeli olarak kaldırılacağını açıkladı. Plana göre, 2000 yılı bitimine kadar üst güvence sağlanacak mevduatta üst limit 100 milyar lira olacak, 2001 yılında üst limitin 50 milyar liraya inecekti.
Ancak Ecevit birkaç ay sonra, bu uygulamanın geçerli olmadığını açıkladı. İçinde bulunulan konjontür nedeniyle 6 Aralık 2000'de bir açıklama yaplan Ecevit, mevduatta güvencenin yüzde 100 devam ettiğini duyurdu. Türkiye o tarihten 5 Temmuz 2004 tarihine kadar, tam güvence uygulandı. Bu tarihten sonra ise tutar 50 bin YTL olarak uygulanıyor.
İngiltere de krize karşı önlem aldı
İngiltere, önceki gün İrlanda'nın yaptığına benzer bir karar alarak mevduat sahiplerinin bankalardaki paralarının 50 bin sterlinlik bölümünü garanti altına aldı. Daha önce bankanın iflası halinde sadece 35 bin sterlinlik bölümüne garanti veren İngiltere hükümeti, böylece bankaların müşterilerinin kendilerini güvende hissedip, bankalardaki paralarını çekmeye kalkışmalarının önüne geçmeye çalışıyor. Ancak, Maliye Bakanı Alastair Darling üzerinde, gerek sektörden gerekse halktan, bankalardaki mevduatların tümünün garanti altına alınması yolundaki baskıların sürdüğü belirtiliyor.
Üretim düştü
İngiltere'de eylül ayında üretim, son 17 yılın en düşük düzeyine geriledi. İç ve dış piyasalardan yeni siparişlerin azalması nedeniyle üretimdeki düşüşün hızlandığı kaydedildi.
B&B'ye onay
Bu arada Avrupa Birliği (AB), İngiltere'nin zor durumdaki Bradford&Bingley (B&B) bankasını kurtarmasına izin verdi. Avrupa Komisyonu çarşamba günü daha katı kurallar içeren yeni bankacılık düzenlemesini de açıkladı.
Krizden ürkenler altına hücum ediyor
Tüm dünyada finansal piyasalarda yaşanan krizden ürkenler, altına hücum ediyor. Londra Külçe Piyasası Birliği (LBMA) Başkanı Jeremy Charles, yatırımcıların benzeri görülmemiş bir şekilde külçe altın alarak kasalarda sakladıklarını belirterek "33 yıllık kariyerim süresince böyle bir piyasa görmedim. İnanılmaz bir talep var" dedi. Londra'da spot altın piyasasında fiyatlar, Lehman Brothers battıktan sonra yüzde 25 artarak ons başına 900 dolara çıktı.
Barroso: Bankalar daha etkin denetlenmeli
Son 2 haftada küresel finansal kriz nedeniyle birçok büyük bankasını kamulaştırarak kurtarmak zorunda kalan AB, yeni kayıpların engellenmesi için harekete geçti. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, üye ülkelere yönelik çağrısında, banka denetimlerinde AB'nin rolünün güçlendirilmesini istedi. Barroso, AB'de bankacılıkla ilgili mevcut düzenlemelerin küresel krizle başa çıkabileceğini belirtse de denetim yapılarının Avrupa çapında güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Finans sektöründe sermaye aktarımı gibi güven aktarımına da ihtiyaç olduğunu anlatan Barroso, eriyen bankaların reel ekonomiyi de olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu. Barroso, AB'nin bu şartlar altında üye ülkeler arasında işbirliğini artırarak finans sisteminde istikrar ve güvenin yeniden temininin önündeki engelleri, uzun vadeli bakışla kaldırması gerektiğini vurguladı.
ABD'de tüketici güveni arttı
ABD'de tüketici güveni beklenmedik şekilde yükseldi ancak hálá son 16 yılın en düşük seviyesine yakın seyrediyor. Ağustos ayında 58.5 olan Tüketici Güven Endeksi eylül ayında 59.8'e yükseldi. Güven endeksindeki yükselme, eylül ayının son günlerinde Wall Street'te yaşanan depremi yansıtmadığı için bir taraftan eleştiriliyor. Eylül ayında çıkan sonuç, bir yıl önceki yılki orana kıyasla çok düşük kalıyor. Ekim 1992'de endeks 54.6 tarihinde açıldığından buyana en düşük seviyeleri son bir kaç ayda gördü.
Putin ABD finans sistemini suçladı
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, ABD'de başlayıp tüm dünyayı etkileyen küresel mali krizin kaynağının Amerikan finans sisteminin sorumsuzluğu olduğunu söyledi. Rusya Başbakanı, "En üzücü olan ise artık sistemin uygun kararları alamamasını görmek" dedi.
Kriz Belçika'da hükümet içindeki uyumu artırdı
Hollandaca konuşan Flaman ve Fransızca konuşan Valon toplumları arasında bölünme tartışmasının yıllardır sürdüğü Belçika'da son günlerde gerçekleştirilen banka kurtarma operasyonlarının, dayanışma güdüsünü artırarak tartışma ve kavgayı geri plana ittiği belirtildi.
Belçika Başbakanı Yves Leterme, De Tijd gazetesine yaptığı açıklamada, banka krizinin hükümet içindeki uyumu güçlendirdiğini söyledi. Leterme, bankacılık krizinde fırtınanın atlatıldığı, ancak sevinmek için erken olduğu uyarısında da bulundu.