Bu belgesiz evinizi satamazsınız!
Binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri ve ısıtma-soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içeren belgeyi almayan konutlara ruhsat verilmeyecek. Zaman'ın haberine göre, bu belgeye sahip olmayan konutların kiralama ve satış işlemi de yapılamay
Binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri ve ısıtma-soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içeren belgeyi almayan konutlara ruhsat verilmeyecek. Zaman'ın haberine göre, bu belgeye sahip olmayan konutların kiralama ve satış işlemi de yapılamayacak. 2017'ye kadar belgeyi almayan sanayi kuruluşlarına yüklü miktarda para cezası verilecek. Söz konusu belgenin en olumlu tarafı ise konutta oturanı yüklü fatura ödemekten kurtarması.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın 2 Mayıs 2007'de çıkardığı 2627 sayılı Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Buna göre yeni yapılacak binalar yönetmeliğe uygun projelendirilecek, ısı yalıtımı denetlenecek ve sınırlı yıllık enerji tüketimi miktarına göre enerji kimlik belgesine sahip olacak. Eski binalar içinse 10 yıllık geçiş süreci bulunuyor. Bu sürecin üç yılı geride kalmasına rağmen yönetmelikler, geçen ayın sonunda çıktı. Uygulama, 1 Temmuz'dan itibaren mecburi olacak. Bu tarihten sonra 50 metrekarenin üzerindeki daire veya gecekonduyu satmak isteyenlerin, önce enerji kimlik belgesini alması gerekiyor. Belge, kiralama işlemlerinde de zorunlu olacak. 10 yıllık geçiş sürecinin sonunda belgeyi almayan sanayi kuruluşlarını yüklü miktarda para cezası bekliyor. Düzenleme, 20 bin metrekarenin üzerindeki binalarda 'bina enerji yöneticisi' atanmasını da zorunlu kılıyor.
'Enerji tapusu' diye de nitelendirilebilen bu belge, evin aydınlatma da dâhil senelik ne kadar enerji harcadığını gösteriyor. Ev sahipleri, duvarlarını yalıttıktan, çift cam taktırdıktan ve diğer gerekli düzenlemeleri yaptırdıktan sonra, ilgili kanuni otoriteye gidip enerji kimliğini yükseltmeyi isteyebilecek. Enerji kimlik belgesini ise Elektrik İşleri Etüt İdaresi'nin yetkilendirdiği 'enerji verimliliği danışmanlık şirketleri' verecek. Şimdiye kadar Türkiye genelinde bu amaçla yetki alan 15 şirket faaliyete geçti. Bunlardan biri de EVD Enerji Yönetimi ve Danışmanlık Hizmetleri. Şirketin genel müdürü Ergin Kaya, enerji tapusu vermek için belirlenmiş bir tarife olmadığını, fiyatın piyasa şartlarında belirleneceğini belirtiyor. Kaya, "Avrupa Birliği ülkelerinin uyguladığı tarife var. Metrekaresi 1 Euro'dan fiyat veriliyor. Türkiye'de de metrekaresi 1 Euro veya 1 lira olacağı tahmin ediliyor." dedi.
DÜZENLEME GECEKONDULARI DA KAPSIYOR
Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Nuri Sedat Gülşen, kanunun 2007 yılında çıkmasına rağmen yönetmeliklerin yeni yayımlandığını söyledi. 10 yıllık geçiş sürecinin üç yılının geride kaldığını ifade eden Gülşen, düzenlemenin gecekonduları da kapsadığını vurguladı: "Yasa çıktı ama yönetmelikleri geç kaldı. Su akarken yolunu bulur mantığı var. Eksiklikleri var. İşler el yordamıyla yürüyor. Belge için belirlenmiş bir tarife yok. Yazılım programı hazırlanıyor. Bazı şeyler belli değil. Tasarlanmış bir yapı yok. İlk depremde yıkılacak bina için enerji kimlik belgesi istenmesi mantıklı değil. Önce binayı sağlamlaştırmak gerekiyor." Elektrik mühendisi Mehmet Hepzarif ise kanunla yönetmeliklerin arasında çok fark bulunduğuna dikkat çekti. Enerji kimlik belgesinin, binanın enerji ihtiyacı ve harcama sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içerdiğini vurgulayan Hepzarif, "Konutların yıllık enerji ihtiyacı hesaplanıyor. Bunun için ısıtılması, soğutulması, sıhhi sıcak su üretimi ve aydınlatma için kullanılan enerji miktarı dikkate alınıyor. Belge kapsamında konutlar, A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor. A sınıfı tasarruflu ve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi) emisyonu düşük, G sınıfı ise enerji israf eden ve SEG emisyonu yüksek olanları kapsıyor." bilgisini verdi. Elektrik mühendisi Fikret Şahin de enerji kimlik belgesinin uygulanmaması veya şikâyet konusu olması halinde bina sahipleri hakkında suç duyurusunda bulunulacağını ifade etti. Şahin, tasarruf amacı taşıyan düzenlemenin, cezai yaptırımdan ziyade teşvik ederek uygulanması gerektiğini, AB ülkelerinde çeşitli teşvikler verildiğini kaydetti.