Fındık 3 YTL'yi aşmaz
Ulusal Fındık Konseyi (UFK) ve Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Başkanı Sebahattin Aslantürk, bu yıl rekoltenin çok yüksek olduğuna dikkat çekerek "Devletin açıklayacağı alım fiyatı ne olursa olsun fındık fiyatlarının 3 YTL'nin üzerine çıkacağını düşünmüyoru
Ulusal Fındık Konseyi (UFK) ve Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Başkanı Sebahattin Aslantürk, bu yıl rekoltenin çok yüksek olduğuna dikkat çekerek "Devletin açıklayacağı alım fiyatı ne olursa olsun fındık fiyatlarının 3 YTL'nin üzerine çıkacağını düşünmüyorum" dedi.
Fındığın pazara inmeye başladığını ancak alım fiyatının halen açıklanmadığını belirten Arslantürk, bu durumun üreticinin yanı sıra ihracatçı açısından da sıkıntı oluşturduğunu söyledi. Fındık alım fiyatı geçen yıl Temmuz ayı başında açıklanmasına rağmen bu yıl Ağustos ayının ortalarına gelinmesine karşın fiyatın halen açıklanmamış olmasını doğru bulmadığını anlatan Arslantürk, "Fındık harmana inmeye başladı. Üretici de doğal olarak fiyat bekliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi fındık alacak mı, almayacak mı?
Alacaksa fiyat ne olacak? Üretici bunları merak ediyor" dedi. Geçen yıl Temmuz ayının başında fiyatın açıklandığını anlatan Arslantürk, şöyle konuştu: "Bugün Ağustos'un ortalarına gelindi ama fiyat hâla açıklanmadı. Bu da geçen yıl fiyatın siyasi olarak açıklandığını gösteriyor. Fındık fiyatları geçen yıl siyasi malzeme olarak kullanılmıştı. Bu yıl da bunun olup olmayacağı merak konusu. Ben fındık fiyatının tıpkı geçen yıl gibi siyasi malzeme olarak kullanılacağını düşünüyorum."
Fındık fiyatının üretici bahçeye inmeden açıklanması gerektiğini savunan Sebahattin Arslantürk, sözlerine şöyle devam etti: "Herkesin işini bilmesi gerekiyor. Ancak fiyat konusunda yaşanan belirsizlik bu işin ticaretini yapacak kesimleri de tedirgin ediyor. Fındık pazara indi, tüccar bunu kaça alacağını bilmiyor. Yurt dışına fındık ihraç edecekler kaça satacağını bilmiyor. Buna rağmen bugünlerde mecburen satış yapılıyor. Çünkü herkesin bir alıcı kitlesi var. Bu müşterilere fındık satmak zorunda.
Bu tip belirsizlikler fındık piyasasına olumsuz etki ediyor. Bunun bir an önce giderilmesi gerekiyor."
Bu yıl fındık rekoltesinin çok yüksek olmasına rağmen satılabilecek fındık miktarının belirli ve sınırlı olduğunu belirten Arslantürk, halen stoklarda 300 bin ton fındık bulunduğunu ve bu fındığa bu yıl da 250 bin tonluk ek bir stok daha ekleneceğine dikkat çekti.
Batı Karadeniz Bölgesi'nde fındığın pazara inmeye başladığını ve 2,5 ile 3 YTL arasında bir fiyat oluşumunun söz konusu olduğunu anlatan Arslantürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu üretici benimseyecek mi benimsemeyecek mi? Önemli olan bu. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki, Devletin müdahalesi ve açıklayacağı fiyat ne olursa olsun piyasanın 3 YTL'nin üzerinde çalışacağını pek düşünmüyorum. Çünkü bu durum rekolte ile ilgilidir ve rekolte bu yıl çok yüksek. İnsanlar da buna göre alım satım yapacaklar."
Fındık taban fiyatıyla ilgili bazı kesimlerce dile getirilen 5 ila 6 YTL arasındaki fiyat beklentisinin piyasa şartlarıyla uyuşmadığını ifade eden Sebahattin Arslantürk, sözlerine şöyle devam etti: "Bence üreticinin 5 YTL'nin üzerinde fiyat beklemesi doğru. Çünkü geçen yıl fındığa 5,15 YTL fiyat verilmişti. Eğer bu doğru bir fiyat ise enflasyon farkının da hesaba katılarak bu yıl 5,5- 6 YTL olması normaldir. Ama burada asıl tartışılması gereken geçen yıl fındığa verilen fiyatın makul olup olmadığıdır.
Piyasalar bu fiyatın makul olmadığını ortaya koymuştur. Geçen yıl fındık alım fiyatı 5,15 YTL açıklanmasına rağmen piyasalar 4 YTL civarında işlem gördü. Geçen yıl dar bir rekoltede mahsul az olmasına rağmen böyle bir fiyat oluştu. Ama bu yıl 2006 yılındaki 825 bin ton rekolteden de daha yüksek bir rekolte var. Bu durum fiyatların oluşumunu elbette etkileyecektir."
FINDIK ALIM FİYATINA YAPILAN MÜDAHALELER ÇÖZÜM DEĞİL ÇÖZÜMSÜZLÜK GETİRMİŞTİR
Arslantürk, fındık alım fiyatlarına müdahale edilmesinin çözüm olmadığını geçen 70 yıllık uygulamaların ortaya koyduğunu ve bu anlayış değişmediği müddetçe aynı sıkıntıların daha uzun yıllar yaşanacağını savundu. 70 yıldır sadece yüzler ve isimlerin değiştiğini anlatan Arslantürk, şöyle konuştu: "Başka bir şey değişmedi. Piyasaya fiyatsal bir müdahalenin çözüm değil çözümsüzlük olduğunu gördük. Biz bu mantık ve kafayla devam ettiğimiz müddetçe her yıl Temmuzun başından başlayarak Ağustosun 20'sine kadar
fiyat konuşmayı sürdürürüz. Sonra aradan iki ay geçer ne olacak bu fındığın ve üreticinin hali demeye başlarız. Bu anlayış değişmediği müddetçe fındıkla ilgili hiçbir problemi çözemeyiz."
Her yıl fındık fiyatıyla ilgili tartışmalarda 'ihracat lobisinin fiyatın yüksek oluşmasını engellediği' şeklindeki düşüncelere kesinlikle katılmadığını anlatan Arslantürk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu düşünceler kesinlikle doğru olmayan, popülist davrananların ortaya attığı çürük iddialardır. Ticaret her şart ve koşulda yapılır ve bu ticaret yapan kişileri bağlar. Karı da zararı da onları ilgilendirir, buna kimse karışamaz. Dünyadaki diğer ülkelerde de alivre ve vadeli alımlar söz konusu. Bademde,
kahvede, kakaoda 3 yıllık kontratlar yapılıyor. Biz de ise 2-3 aylık kontrat yapılmaktadır."
FINDIK ÜRETİCİSİ ÜRÜNE SAHİP ÇIKARSA FİYATI DA KENDİSİ BELİRLER
Fındık fiyatlarının herkesin ve her kesimin yüzünü güldürmesi için en büyük görevin üreticiye düştüğünü anlatan Arslantürk, bunun için de üreticinin ürününe sahip çıkması gerektiğini söyledi.
Üreticinin ürününe sahip çıkması gerektiğini tekrarlayan Arslantürk, şunları söyledi: "Bunu yaparsa fiyatı da kendisi belirler. Ürününü emanete verirse, o tüccarın bankadan bin YTL kredi alamadığı bir dönemde üretici ona bir milyon YTL kredi verirse, o tüccar da istediğini yapar. Üreticinin bu konuda dikkatli olması gerekir. Fındık piyasasını belirleyen üreticinin davranışlarıdır. Üreticinin evinde deposu olmadığı için veya depo kirası vermek istemediği için emanete veriyor ve emanetçi onu istediği gibi kullanıyor.
Bunun için lisanslı depoculuk sisteminin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir. Arz fazlası ürünün piyasaya inerek fiyat baskısı oluşturmasının önüne geçilmesi noktasında bu çok önemli bir uygulamadır."
Fındığın hasadından pazara indirilmesine kadar geçen aşamada üretici davranışlarının kalite ve randıman üzerinde çok etkili olduğuna işaret eden Sebahattin Aslantürk, "Bugünlerde bu açıdan son derece endişeliyiz" diyerek bunun sebeplerini şöyle açıkladı:
"Üretici de var olan alışkanlıklarda hala bir değişim olmadı. Olgunlaşma olmadan erken hasada başlanması, harmanlama şekillerinin yanlış olması, naylon çuvallarda fındığın bekletilmesi, tam kurumadan patosa vurulması söz konusu. Bunlar doğru değil hem randımanda hem kalitede bir kayıp söz konusu. Bu yıl fındık üretiminin yapıldığı bölgeler için de en bozuk üretimin yapıldığı bölge Trabzon bölgesi oldu. Bu da bizi endişelendiriyor.
Bunun biraz da iklimle bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Gelişme döneminde yağmur aldı sıkıntı olmadı ama oldukça haşlak ve kalitesi düşük ürün piyasaya giriyor. Üretici toplama kurutma harmanlama ve patos aşamasına biraz daha dikkat etmesi gerekiyor."