Hamsi zehirli mi değil mi

Tuna yoluyla Karadeniz’e tehlikeli birtakım atıkların gelmesine neden olan felaketin ardından, Karadeniz’den çıkan balıkların ne kadar sağlıklı olduğu konusunda haliyle soru işaretleri oluşmuştu. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu “Herkes rahatlıkla hams

Hamsi zehirli mi değil mi

Tuna yoluyla Karadeniz’e tehlikeli birtakım atıkların gelmesine neden olan felaketin ardından, Karadeniz’den çıkan balıkların ne kadar sağlıklı olduğu konusunda haliyle soru işaretleri oluşmuştu. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu “Herkes rahatlıkla hamsi yiyebilir” deyince, tartışma başka bir boyuta taşındı.

“Yıllar önce Çernobil felaketi sonrası dönemin bakanı Cahit Aral’ın elinde çay bardağıyla ekrana çıkıp ‘Bizde tehlike yok. Bakın ben çayımı yudumluyorum’ demesi gibi zemini olmayan bir açıklama” diyerek Eroğlu’nu suçlayanlar da var, “Korkuya gerek yok” diyenler de. Hangisine inanacağız? Balıkçıları korumak adına söylenmiş politik bir söylem mi, insan sağlığı riske mi atılıyor?

 

Ege Üni. Tıp Fak. Halk Sağlığı ABD, Çevre Sorunları Merkezi Üy. Prof. Dr. FETHİ DOĞAN:

Sözü edilen yerde alüminyumoksit üretimi yapıldığı beyan ediliyordu. Atık barajı yıkıldı, Tuna’ya karıştı, oradan da Karadeniz’e ulaştı, çamurlar etrafa yayıldı. Tuna’da sulandı, sonra Karadeniz’de difüzyon oldu. Çamurlar kuruduktan sonra yaza uçuşacak. Havada toz olarak solunması söz konusu olacak. O bölgede üst teneffüs yolu şikâyetleri, göğüsle ilgili şikâyetler olacak. Taş attığınız zaman suyun etrafındaki dalgalar gibi, yakın bölgelerde daha yoğun, uzak bölgelerde ise şikâyetler azalarak gidecek. Bu dalgalar Karadeniz’de etkisini göstermeyecek. Bu atık suyu, Karadeniz’de iyice sulandığı için endişe edilmemeli.

Tabii ki sıfır değil. Buradaki balıkların atıktan kısmetlenmesi söz konusu olabilir. Ama o kadar kronik vaziyet yok. Ne kanser, ne de başka bir rahatsızlık yapar. Bakanın söylediği doğru. Bu sefer olay Çernobil’e benzemiyor. Benzeseydi başta biz bağırırdık. Olayı tüm boyutlarıyla inceledik, korkulacak bir şey yok.

 

Akdeniz Üni. Çevre Sorunları Araş. ve Uygulama Merkezi Müd. Prof. Dr. TUNCAY NEYİŞÇİ:

Tuna’dan Karadeniz’e ulaşan bu kimyasal zehirlidir, Karadeniz’e ulaşmış olması ciddi bir sorundur. Zamanında Cahit Aral’ın “Ben içiyorumbir şey olmuyor”u ne kadar yanlışsa, Veysel Eroğlu’nun balıkçıları desteklemek için insan sağlığını riske etmesi de o kadar yanlış. Yöneticilere düşen can kaybını veya cana gelecek zararları minimuma indirmek. Balıkçıların zararını tazmin edebilirsiniz. Üç-beşmilyondur. Ama bir kişi öldüğü zaman, sağlığına zarar geldiği zaman hangi değerle ölçebilirsiniz?

Batum’da yakalanan hamsiyle, Trakya’da yakalanan hamsi arasında fark var. Onlar zehre daha yakınlar. Böyle bir ayrım yapılsa amenna ama genel olarak böyle bir şey söylüyorsanız bunda büyük bir hata var. O kirliliğin Karadeniz’in doğu tarafına gitmesi zaman alacaktır.

Ama “Batı tarafından yakalananlara kontrol getireceğiz, bunun etki alanını belirleyeceğiz. Kontrol edeceğiz” deseler daha akıllıca bir şey yapmış olacaklar.

 

Doğu Karadeniz Su Ürünleri Koop. Bölge Bir. Bşk. AHMET MUTLU:

Hamsi sağlık açısından sorun teşkil etmiyor. Bilim adamları bunun bizi etkilemeyeceği açıklamasında bulundu. Onlara güveniyoruz. Şu anda balıklar gayet sağlıklı ve hijyenik bir şekilde piyasaya arz ediliyor. Şu anda balıkhanededirler, tüketim de normal seyrinde devam ediyor. Herhangi sakıncalı bir şey yok.

 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler