HES'ler balıkları tehdit ediyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapımı süren Hidroelektrik Santralleri'nin (HES) ÇED raporlarında balıkların yaşam alanları dikkate alınmadığı belirtildi. Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Atilla Özdemir, teknik müdür yardımcısı Muharr

HES'ler balıkları tehdit ediyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapımı süren Hidroelektrik Santralleri'nin (HES) ÇED raporlarında balıkların yaşam alanları dikkate alınmadığı belirtildi.

Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Atilla Özdemir, teknik müdür yardımcısı Muharrem Aksungur ve mühendis Orhan Ak tarafından yapılan “Nehir Tipi Hidroelektrik Santrallerinde ÇED Süreci ve Sucul Ekosisteme Etkide Doğal Alabalıkların Yeri” konulu araştırmada, bölgede yapımı süren HES inşaatlarının ÇED raporlarının bir çoğunda derelerde yaşayan balık türleri ve sucul ekosistemlerin hiç dikkate alınmadığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmada Trabzon'da 2005–2009 döneminde yatırımı başlatılan veya üretime geçen HES projelerinden 19 tanesinin ÇED raporları ve proje başvuru dosyaları incelenirken, buna göre 1 proje için ÇED olumlu raporu alındığı, 18 adet HES projesi için kurulu güç kapasiteleri yönetmeliğe uygun olduğu için ÇED gerekli değil belgesi verildiği belirlendi. Bu projelerden bazılarının işletmeye geçme aşamasına geldiği ve lisans antlaşmaları imzalandığı belirtilirken, bazılarında ise yüzde 90 gerçekleşme düzeyine ulaşıldığı kaydedildi.

Doğu Karadeniz Havzası'nda derelerdeki balık türleri için başlıca tehlikelerin plansız işletilen taş ocakları, organik ve kısmen tarımsal ve endüstriyel kirlilik, hidroelektrik santraller, plansız altyapı (yollar ve yapılaşma), kontrolsüz turizm, yasadışı avlanma ve toprak kaymaları olarak sıralanırken, araştırmada şu bilgilere ver verildi:

“Nehir tipi hidroelektrik santrallerinin kurulmuş olduğu havzada sürdürülebilir bir sucul ekosistemin sağlanabilmesi için; çevresel etki değerlendirme raporlarında vaat edilen başlıkların yerine getirilmesi ile birlikte su kalitesindeki değişimler, telafi suyu miktarı, balık merdivenleri inşası ve görevleri, dere yatağında yapılan tahribatlara kadar çevresel etkinin azaltılmasında öngörülen ve ülkemizde halihazırda uygulanmayan belli başlı konu başlıkları rapor ve görsel boyutta incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Nehir Tipi Hidroelektrik Santrallerinde ÇED süreci nüfus, nüfusun özellikleri, gelir kaynakları, sosyal altyapı tesisleri, sağlık, kültür ve eğitim tesisleri, tarım alanları, hayvancılık alanları, yerleşim eğilimleri, (güncel olacak) Tesis yerleri seçimi, tesisler ile örtüşen alanda ve malzeme sahalarında yapılan hafriyat, mansaba bulanık su verilmesi, derivasyon, gürültü, vibrasyon, servis yolları, tesis inşaatları etkileri, mansaba su bırakılması, mansap kıyı erozyonu olasılığı ele alınmış olmalıdır. Ayrıca raporda tesbit edilen olumsuz etkiler için önlem alınıp alınmadığı ilgili fizibilite bölümleri ile birlikte değerlendirilmelidir. Trabzon'da 2005–2009 döneminde yatırımı başlatılan veya üretime geçen HES projelerinden 19 tanesinin ÇED raporları ve proje başvuru dosyaları incelenmiştir. Mevcut projelerin enerji miktarları 1.04–81 MW arasında değişim göstermektedir. Buna göre 1 proje için ÇED olumlu raporu almış, 18 adet HES projesi için kurulu güç kapasiteleri yönetmeliğe uygun olduğu için ÇED gerekli değil belgesi verilmiştir. Bu projelerden bazıları işletmeye geçme aşamasına gelmiş ve lisans antlaşmaları imzalanmış, bazılarında ise yüzde 90 gerçekleşme düzeyine ulaşılmıştır. Bölgede ÇED süreci işletilen projelerde halkın katılımı toplantıları yapılmış olmasına rağmen özellikle sivil toplum kuruluşlarının gösterdiği tepkiler nedeniyle hukuki süreçler yaşanmaktadır. Bu nedenle inşaat aşamasına gelen bazı projelerde yürütmeyi durdurma kararları alınmış; yapılan temyiz ve itirazlarla birlikte bölgede yatırımlar durma noktasına gelmiştir.”

DERELER DEĞİL, LİTERATÜRLER TARANMIŞ
ÇED raporlarında derelerde yapılan balık türü tespitinin çoğunlukla literatür taraması düzeyinde gerçekleştiği belirtilen araştırmada “Herhangi bir saha çalışması yürütülmemiştir. Yerinde saha çalışmasına bağlı olarak tür tespiti sadece dört raporda yapılmıştır. Hatta bazı ÇED raporlarında balık türlerine ait hiçbir bilgi yer almamıştır. Alıntı yapılan literatür çalışmaları bölge illerinde başka sahalarda ve lokal olarak yapılan ve belirli akarsuları kapsayan veya bazı balık türlerinin biyolojisine ait bilimsel çalışmaları kapsamaktadır. ÇED hazırlayan şirketler kendi çalışmaları yerine kullandıkları literatür bilgilerin
kaynağına çok fazla titizlik göstermedikleri anlaşılmaktadır. Bölge genelinde balıklar ve diğer sucul canlılara ait biyolojik çeşitlilik ve gen çeşitliliğini içeren veri eksikliği bulunmaktadır. İncelenen ÇED raporlarında yetersiz bilgilendirme yanında hiçbir fauna ve sucul ekosistem bilgisi verilmeyen, planında balık geçidi yer almamış ve can suyu miktarı hesaplanmayan proje oranı yüzde 37.5 olarak belirlenmiştir” ifadelerine yer verildi.

BALIK TÜRLERİNİN KORUNMASI İÇİN ÖNERİLER
Araştırmada çevresel etkinin azaltılmasında öngörülen ve ülkemizde halihazırda uygulanmayan belli başlı konu başlıkları ile ilgili olarak şu tavsiyelerde bulunuldu:
“Akarsu sistemleri birçok sektörün baskısı altında kalmaktadır. Çevre duyarlılığının arttığı şu dönemde sonuçları doğal ortama zarar veren herhangi bir faaliyet diğerinden ayrılmadan çevresel etkisi izlenmeli ve gerekli önlemler zamanında alınmalıdır. Bu anlayışla şehirleşme ve turizm sonucu oluşan yapılaşma ve kirlilik, sanayi tesisleri, tarımsal faaliyet ve artan kimyasal kullanımı, kum çakıl ocakları ve bilinçsiz avcılık HES projeleri ile aynı platformda ele alınmalıdır. Fırtına Deresi üzerinde on yıl önce engellenen hidroelektrik yatırımı bu gün onlarcası ile bölgede karşımıza gelmiştir. Fakat aynı dönemde artan şehirleşme, kum çakıl ocakları yapımı, dere ıslahlarında bilinçsiz davranışlar artan turizm faaliyetlerinin etkisi gündeme getirilmemiştir. Bölgede yer alan HES'ler için can suyu miktarlarının aynı kriterler baz alınarak hesaplanması; balık geçitlerinin aşağı göçlerde ve yukarı geçişlerde etkinliği ve kullanışlı olacak şekilde projelendirilmesi; bölge için referans olarak alabalık ve barbus türlerinin göçlerinin alınması ve geçişlerin izlemesi, işletme ve inşaat dönemlerinde etkinin kamu kurumları ve akademik izlenmesi, kamuoyuna sürekli bilgi akışı sağlanması yatırımların belli ölçüye çekilmesi, gerekiyorsa her akarsu için bir bölgenin Nehir Tipi Hidroelektrik Santralleri'nde ÇED Süreci 139 koruma bölgesi olarak belirlenerek canlı yaşam devamlılığında korunması ile havza bazında kümülatif etkinin raporları çıkartılması sonuçlarına göre planlamalar yapılması gerekmektedir.”

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler