Kredi kartı borcu olanlar dikkat!
Modern tefeciler buldukları 'kontör satma' yöntemiyle borçlunun bankaya ödeyeceği miktarı uygun ödeme koşulları da sağlayarak düşürüyor. İstanbul'un en lüks semtlerinden Nişantaşı'nda kontör ve cep telefonu satışı yapılan bir apartman dairesindeyiz. Masal
Modern tefeciler buldukları 'kontör satma' yöntemiyle borçlunun bankaya ödeyeceği miktarı uygun ödeme koşulları da sağlayarak düşürüyor.
İstanbul'un en lüks semtlerinden Nişantaşı'nda kontör ve cep telefonu satışı yapılan bir apartman dairesindeyiz. Masalarında tüm bankaların POS cihazının bulunduğu büronun telefonları susmak bilmiyor. Sırada bekleyen müşterileri kimi türbanlı kimi açık, şık giyimli kadın ve erkek görevliler bilgilendiriyor. Ancak anlattıkları cep telefonu ya da kontörle ilgili değil. Müşteriler kredi kartı mağduru, onlar da kredi kartı borcundan kolayca kurtulmanın yollarını anlatıyor.
Kriz dönemlerinde hortlayan "modern tefecilerden" birindeyiz. Kredi kartı mağduru olarak kapısını çaldığımız büroda 4 yıldır görünürde kontör ve cep telefonu satışı yapılıyor. Bir zamanlar mahalle aralarında çek, senet veya ipotek karşılığında verilen nakit paranın yerini yeni yöntemler alıyor.
Kontör satışı da bu yöntemlerden biri. Merkez Bankası verilerine göre, son 9 ayda ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişi sayısı 1 milyon 59 bin 360'a ulaşırken, modern tefecilerde krizi fırsata çeviriyor. Reklamlarını da internet siteleri, mail zincirleri ve sokaklarda dağıttıkları el broşürleri ile yapıyor.
Biz de bu büroya bir broşür sayesinde ulaşıyoruz. "Kredi kartı borcunuz mu var? Ödeyemiyor musunuz? Çözüm mü arıyorsunuz? Düşünmeyin" sorularının yer aldığı broşürdeki adrese gittiğimizde görevlilerden biri bizi masaya oturtuyor ve bilgi vermeye başlıyor:
"Talep çok arttı. Bu işi 4 yıldır yapıyorum. Önce Adana'da başladım, sonra İstanbul'a geldim. Şu sıralar işlerimiz çok iyi. Avukata ya da icraya düşmüş kartlara hizmet vermiyoruz. Borçlarınızı hemen gidip bankada ödüyoruz. Daha sonra bankaların uyguladığı faiz oranlarının yarısını uygulayarak, belli bir miktar parayı sizin kartınızdan kontör almak için çekiyoruz. Siz, bu yeni borcunuzu 12 ayda ve bankanın öngördüğü taksit miktarının yarısına bankaya geri ödüyorsunuz."
POS tefecisinin "kıyakları" bunlarla da bitmiyor. Yüzünde banka reklamlarından çıkma bir gülümsemeyle bakan tefeci, faiz miktarının elden verilmesi halinde indirim de yaptıklarını söylüyor.
'Bankaların da işine geliyor'
Etrafı büyük bankaların şubeleri ile çevrili, İstanbul'un en gözde semtlerinden birinde "faaliyet gösteren" bu kişiye "Peki siz bunları yaparken, kimse peşinize düşmüyor mu?" diye soracak oluyoruz. POS tefecisinin bize verdiği yanıt, "Küresel krize karşı dayanıklı bankacılık sistemimizin" yaşadığı açmazları gözler önüne seriyor:
"Tüm bankaların kartları ile çalışıyoruz, bütün POS makinalarına sahibiz. Bu durum bankaların da işine geliyor. Bizim sayemizde alacaklarını tahsil ediyorlar. Yoksa her borçluyu avukata verseler, tahsilat yıllar sürer. Böylelikle, bankalar da vatandaş da biz de memnun oluyoruz."
Borcunu ödeyemeyen vatandaşın kredi kartı borcunu çeşitli yollarla kapatan, ardından belli bir faiz oranı ile aynı karttan uzun vadeli para çeken "POS tefecileri", bu yöntemle yüz binlerce YTL gelir elde ediyor ve küresel krizin yarattığı durgunluk ortamında "kılını bile kıpırdatmadan" köşeyi dönüyor.
Banka faizleri düşürülmeli
Tüketici Hakları Merkezi (TÜ-MER) Başkanı Ömer Keser, tüketicilerin kart borçları nedeniyle gayri resmi, hukuki altyapısı olmayan hiçbir kurum veya kişiye başvurmaması gerektiğini söyledi. POS tefecilerinin tüketiciye yardımcı olur gibi gözükürken, haksız kazanç sağladıklarını vurgulayan Keser, "Bu durum istismara çok açık. Dolayısıyla böyle kimselerle iş yapan tüketici yarın çok ciddi bir sıkıntı ile karşılaşabilir" dedi.
Türkiye'deki kart faizi oranlarının BDDK verilerine göre dünya ortalamalarının üstünde olduğuna dikkat çeken Keser, özellikle küresel krizin de etkisiyle son zamanlarda bankaların çok cüzzi miktarlardaki kredilerin bile peşine düştüğünü dile getirdi.
Ellerinde ödenmiş dekontu olan tüketicilerin bile kapısının çalındığını anlatan Keser, "Türkiye'deki bankaların artık kredi kartı faizlerini, tüketici kredisi faizleri seviyesine düşürmelidir. Aksi takdirde vatandaşlarımız danışmanlık kisvesiyle uyanıklık yapan tefecilere muhtaç kalmaya devam edecektir" diye konuştu.