"TL'deki değer kaybı Türkiye'den kaynaklanmıyor"
Gümrük Bakanı Canikli, enflasyon rakamlarındaki artışa ilişkin, “Temel neden son aylarda kurdaki hareketlenme. Onun yansıdığını tahmin ediyoruz. Bir de gıda fiyatlarının bir yansıması söz konusu. Ama bunlar geçici kesinlikle” dedi.Gümrük ve Ticaret Bakanı
Gümrük Bakanı Canikli, enflasyon rakamlarındaki artışa ilişkin, “Temel neden son aylarda kurdaki hareketlenme. Onun yansıdığını tahmin ediyoruz. Bir de gıda fiyatlarının bir yansıması söz konusu. Ama bunlar geçici kesinlikle” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, katıldığı bir televizyon programında soruları cevapladı. Enflasyon rakamlarının açıklandığını hatırlatılarak, artışın beklentinin üzerinde olmasının sorulması üzerine Bakan Canikli, “Özellikle temel neden son aylarda kurdaki hareketlenme. Onun yansıdığını tahmin ediyoruz. Bir de gıda fiyatlarının bir yansıması söz konusu. Bunların belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Ama bunlar geçici kesinlikle. Bu trend bu şekilde devam etmeyecek ve zaten Merkez Bankası’nın tahminleri de bu yönde. Yıl sonu itibariyle 6,8 olarak bekleniyor. Orta vadeli planda öngörülen büyüme oranında herhangi bir değişiklik söz konusu değil; 5,5 ve 5 olarak öngörülüyor. Bu tür dalgalanmalar normal. Özellikle Türkiye dışı gıda fiyatlarında meydana gelen artışlar söz konusu. Onların yansıması kaçınılmaz” diye konuştu.
“TL’DEKİ DOLARA KARŞI DEĞER KAYBI TÜRKİYE EKONOMİSİNİ HERHANGİ BİR GÖSTERGE DEĞİŞİKLİĞİNDEN KAYNAKLANMIYOR”
Bakan Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başka faktörlerde var tabii. Biraz önce söylemeye çalıştığım kurla ilgili gelişmeler orada belirleyici. Onun da yine Türkiye’de ekonomi yönetiminin aldığı bir karar neticesi olarak değil, tamamen dış şok olarak meydana gelen bir olay. Çünkü sonuç itibariyle dolardaki yükseliş çok az bir oranda TL’deki değer kaybı diğerlerinden az olsa bile euro başta olmak üzere tüm dünya para birimleri dolar karşısında çok ciddi oranda, yüzde 30’a yakın oranlarda değer kaybetti. Euro ve diğer belli başlı para birimleri için söylüyorum, bu herhalde dolar karşısında uzun yıllardan beri ilk defa bu kadar kısa süre içerisinde gerçekleşen bir değer kaybı.
Dolayısıyla bunun bir etkisi var. Aynı şey TL için de geçerli. Euro TL ile birlikte paralel hareket ediyor. Çok küçük bir sapma oldu, onun dışında birlikte hareket ediyor. Yani bu şu anlama geliyor; TL’deki dolara karşı değer kaybı Türkiye ekonomisini herhangi bir gösterge değişikliğinden kaynaklanmıyor. İçsel faktörlerden kaynaklanmıyor, onu gösteriyor. Biraz da petrolde hafif bir kıpırdanma oldu. 65 dolarlara geldi. Onun da bir etkisi oldu ama esas olarak o iki ana kalem belirleyici oldu.”
“ÜRETİCİDEN İTİBAREN TÜKETİCİYE ULAŞANA KADAR REKABETÇİ BİR ORTAMDA OLUŞMASINI VE BU ZİNCİRİN AKMASINI SAĞLAMAK GEREKİYOR”
Gıda fiyatlarıyla ilgili bakanlıkların katılımıyla oluşturulan Gıda Komitesi’nin konu üzerinde çalıştığı belirtilerek, bu konuda alınan kararlar olup olmadığı sorusuna Bakan Canikli, “Biliyorsunuz, geçen yıl kuraklık yaşandı. Bu gibi durumlarda kuraklık nedeniyle içerde anında arzda bir miktar azalma meydana geldiyse bunu hemen siz ithalatla dengelemek amacıyla tolere etmeniz gerekir. Ve bunun için çok hızlı hareket etmek gerekir. Baktığınız zaman böyle bir olaya karar vericiler birkaç Bakanlık oluyor. Bu durum birden fazla Bakanlığı ilgilendiriyor. Tabi koordinasyon olmaz ise o zaman bir gecikme söz konusu olabiliyor ve bu ithalatı düzenlemek amacıyla açılmasına kadar geçen süre içerisinde fiyatlarda bir miktar yukarı yönlü bir hareket olabiliyor. Bunu engellemek amacıyla böyle bir komisyon oluşturuldu. Bunun temel amacı bütün gıda fiyatları için önce fiyatları takip etmek, tabi fiyatı takip ederken üretimi de takip ediyorsunuz, üretimden nihai tüketime kadar ki zinciri de takip ediyorsunuz.
Çünkü o aralarda da tıkanmalar meydana gelebiliyor. Nitekim bazı ürünler için patates başta olmak üzere bunlar da söylendi. Sonuç itibariyle üreticiden itibaren tüketiciye ulaşana kadar rekabetçi bir ortamda oluşmasını ve bu zincirin akmasını sağlamak gerekiyor. Eğer hava şartları nedeniyle ya da başka nedenlerle herhangi bir arzda meydana gelen bir azalma ya da talepte aşırı bir yükselme meydana gelmişse bunu düzenlemek amacıyla anında müdahale ederek ithalatı dengeleyici amaçlı olarak tamamen bu fiyat artışını ortadan kaldırmak amacıyla gerekirse biraz gevşetmek gerekiyor. Mesela kırmızı ette yaşandı bu yine. Fiyatlarda bir miktar artış meydana gelince biliyorsunuz içerdeki üreticinin korunması amacıyla kırmızı ette ciddi bir koruma var yüzde 225 oranında gümrük vergisi alınıyor. Ama onun hassas bir dengesi var.
Yani sonuç itibariyle tabi çok da fazla fiyatların yukarıya çıkmasına müdahale edilmesi gerekir çünkü tüketiciyi ilgilendiriyor bir boyutuyla da bunun önlenmesi amacıyla ithalata açıldı, bir miktar gevşetildi ve fiyatlar bir miktar aşağı gelmeye başladı. Bu komisyon bütün bunları izleyecek, tek merkez olarak, ilave koordinasyon ihtiyacı duyulmaksızın bütün kararları kendisi alabilecek ayrıca ilgili kuruma önerebilecek” yanıtını verdi.
“ÜRÜNÜN ÜRETİCİDEN, ÇİFTÇİDEN ÇIKIŞINDAN NİHAİ TÜKETİM AŞAMASINA KADAR BÜTÜN AŞAMALARIN DİJİTAL ORTAMDA İZLENEBİLMESİ GEREKİR”
“Şuana kadar alınan bir karar var mı?” sorusu üzerine ise Canikli, “Elbette, sürekli devam ediyor şuanda. Etle ilgili biliyorsunuz bu çerçevede ithalat noktasında bir hamle yapıldı. Ve ithalat açıldı şuanda canlı hayvan olarak karkas et olarak değil de. Komisyon aynı zamanda hangi yöntemin devreye sokulması gerektiği konusunda da bir önerisi olacak eğer kendisi doğrudan müdahale imkânı olmayan bir durum ise ilgili kuruma nasıl karar alması gerektiği noktasında bir öneride bulunacak ve bu şekilde anında piyasaya müdahale edilmiş olacak. Diyelim ki bu zincirle ilgili üretim normal ama fiyatlar yükselmiş yani arzla ilgili herhangi bir sıkıntı yok talep de aynı oranlarda geçmiş yıllara göre fakat bakıyorsunuz fiyat yükselmiş demek ki akışta bir sıkıntı var bir yerde bir depolama, bir stoklama söz konusu olabilir onu da takip edecek.
Şimdi buna imkan sağlamak amacıyla tabi elimizde yeteri kadar data olması gerekir, bilgi olması gerekir. Yani ürünün üreticiden, çiftçiden çıkışından nihai tüketim aşamasına kadar bütün aşamaların dijital ortamda izlenebilmesi gerekir. Bunu izleyen Hal kayıt sistemi var Bakanlığımıza bağlı. Fakat çiftçi ile bölümlerde yani tarımla ilgili kısımlarda bir eksiklik vardı. Çiftçi kayıt sistemi ve bu sistemdeki bilgilerle entegre değildi. Şu anda onu entegre ediyoruz. Çok kısa süre içerisinde bu süreç tamamlanmış olacak dolayısıyla artık bütün tarım, küçük oranlı üretilenler hariç çünkü onları izlemek kolay değil beyanda edilmiyor çünkü. Büyük çoğunluğu kendileri tarafından pazara götürülüyor ya da tüketiliyor. Dolayısıyla onları izlemek mümkün değil. Onun dışında üretilenin tamamını son aşamaya kadar izleme imkânımız olacak bilgisayar ortamında ve akışta bir gecikme bir tıkanma bir duraksama yani stoklama diyelim örnek olarak söylüyorum ya da bir zincirin bu üretimden tüketime gelen zincirin bir halkasında aşırı bir farklılık meydana geldiğinde bu hemen tespit edilecek” şeklinde konuştu.
“ÜRÜN NORMAL, ÜRETİM NORMAL, TÜKETİM NORMAL AMA BİR BAKIYORSUNUZ Kİ FİYAT BİR ANDA ŞİŞİYOR”
Patates ürünleriyle ilgili stok yapıp fiyat arttıranların tespit edileceğiyle ilgili soru üzerine Canikli, şunları kaydetti:
“Bu komisyon ilgili kurumların temsilcileri katılacağı için o nedenle önemli koordinasyon ihtiyacı ortaya çıkmaksızın anında müdahale edebilecek. Tabii bütün bu ürünler için bu tespit yapıldı biliyorsunuz patatesle ilgili. Aslında ürün normal, üretim normal, tüketim normal ama bir bakıyorsunuz ki fiyat bir anda şişiyor. Burada tek akla gelen, daha doğrusu başka hiçbir izahı olmayan gerekçe arada birilerinin stoklamış olması fiyat arttırmak amacıyla. Tarım ürünlerinin bir özelliği vardır, fiyat oynaklıkları diğerlerine nazaran tarım ürünlerinde lehe ve aleyhe çok daha fazladır.
Yani arz talebe göre yüzde 10 arttığı zaman fiyat yüzde 10 düşmüyor, yüzde 50 düşüyor ya da tam tersi eğer arz talebin altında yüzde 10 oranda kaldığı zaman fiyat yüzde 50 yükseliyor o nedenle zaten. Geçmiş yıllarda hatırlarsanız domateslerin denizlere döküldüğü tarım ürünleri ya da biberlerin, patlıcanların. Çünkü arzı yüzde 10 düşürdüğünüz zaman toplam hasıla yüzde 40 artabiliyor, 50 artabiliyor. Bu özelliğinden faydalanmak amacıyla tarım ürünlerinde geçmiş dönemlerde çok yapılırdı, son yıllarda buna pek başvurulmadı ama yine de tabii ki takip edilmesi gerekiyor.”
“PİYASAYA MÜDAHALE ETMİYORUZ, PİYASAYA MÜDAHALE EDENLERE MÜDAHALE EDİYORUZ”
Gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almak için piyasaya bir şekilde müdahale edilip edilmeyeceğine ilişkin Canikli, “Piyasaya müdahale etmiyoruz bakın bu başka bir şey piyasaya müdahale edenlere müdahale ediyoruz. Yani birileri bu rekabetçi ortamı şu veya bu şekilde şu veya bu yöntemle ortadan kaldırmayı amaçlıyorsa biz onların bertaraf edilmesini sağlayarak fiyatların rekabetçi ortamda ve piyasa şartlarında oluşmasını temin etmeye çalışıyoruz. Zaten bunu yaptığınız zaman en düşük piyasa fiyat oluşur.
Rekabet sağlanıyorsa bir tekelci yapı yoksa diyelim 3-5 üretici bir araya gelerek fiyatı belirlemiyorsa biraz önce geçmiş yıllarda çok sık karşılaşmış olduğumuz yöntemler uygulanmıyorsa piyasada oluşan fiyat en düşük fiyattır en makul fiyattır, en normal fiyattır zaten. Biz onu yapmaya çalışıyoruz. Neden patates fiyatı artıyor? Çünkü stok yapılıyor. Bunu engellemek için ya da tamamen imha ediyor tarım ürününü buda çok kullanılan bir yöntem dolayısıyla onu tespit ederek onu ortadan kaldırmak ve ciddi anlamda da cezai müeyyide uygulamak eğer bu şekilde bir piyasa fiyatını etkilemeye yönelik çalışma varsa müdahale ederek bunları engelliyoruz” dedi.
"İHRACAT GELİRLERİ VE İNSANLARIN BİRİMLERİ YURT DIŞINDAN SAĞLADIKLARI BİRİKİMLERİ TÜRKİYE’YE GETİRMELERİ TAMAMEN SERBEST"
Gümrüklerden nakit geçişi ile ilgili genelgenin neden değiştirildiği ve bu konuyla ilgili tartışmaların sorulması üzerine Canikli, şöyle konuştu:
“Şimdi 2013 yılında Bakanlığımız tarafından çıkartılan genelge çelişkili bir genelge şimdi önce şuradan başlayalım bizim mevzuatımıza göre bazı paralar mutlaka Bankacılık sistemi üzerinden getirilmesi gerekiyor. Ticari kredi ve Ticari sermayenin yolcu beraberinde getirilmesi mümkün değil bunları mutlaka bankacılık üzerinden getirmesi gerekiyor. Bunda bir değişiklik yok aynen korunuyor. Şimdi diğer kalemler ihracat gelirleri başka yurtdışından sağlanan gelirler ve diğer gelirler olarak 4 kalem olarak sayılıyor.
Bunların Türkiye’ye getirilmesi serbest. Özellikle ilgilendiğimiz burada ihracat gelirleri ve insanların birimleri yurtdışından sağladıkları birikimleri Türkiye’ye getirmeleri tamamen serbest. Bu konuda hiçbir sınırlama söz konusu değil miktar sınırlaması da söz konusu değil. Bu uzun yıllardan beri uygulanan bir kural. 32 sayılı karara göre Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve ona dayanılarak çıkartılan meşru 32 sayılı karar var bu çerçevede yürütülüyor. Şimdi bu girişi serbest olan, girişine hiçbir şekilde müdahale edilmemesi gereken paralarla ilgili 2013 yılında çıkarılan bu genelgeyle ilgili ifade nedeniyle müdahale söz konusu.
Çünkü öyle bir ifade kullanılmış ki, yanımda yok şu anda ama öyle bir ifade kullanılıyor ki bütün bunlarda bütün bunlarda mutlaka beyana tabi getirilir bir ifade var. Bir de başka bir yerinde bunlar beyanı serbesttir diyor. Aynı genelgede yani iki tane çelişkili hüküm var. Tabi Gümrük idareleri doğal olarak oradaki memurlar kendilerini güvenceye almak için ihtiyatlı davranarak birinciyi uyguluyorlar. Yani tüm serbest olan para girişlerinde beyana tabi hale getiriyorlar zorunlu yapıyorlar ve onlarla ilgili ciddi müeyyideler uygulanıyor cezalar uygulanıyor. Kanuna ve 32 sayılı karara aykırı bir şekilde bunlar sorgulanıyor sorgulanmaması gerekir. Bu işin ticari kısmı ihracatçıya zarar verme kısmı ihracatımıza zarar verme kısmı başka bir şey ama şu andaki uygulama tamamen kanuna mevzuata kesinlikle aykırı.
Biz o aykırılığı ortadan kaldırdık, nedeni de 2013’de çıkarılan genelgedeki kullanılan ifade çok keskin ifade, çok çelişkili ifade. Bir tarafta yasaklıyor, bir tarafta serbest bırakıyor. Tabii gümrük memuru da yasak olanı dikkate alıyor. Çünkü yarın kendisi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalır diye. Bizim yaptığımız sadece dilini değiştirmek, bu çelişkiyi ortadan kaldırmak, başka hiçbir şey yapmadık. Hele öyle kaynağı kara para olan ya da illegal faaliyetlerden elde edilen bir para ise buna zaten derhal el konulur, müsadere edilir ve Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur. Bu kesindir. Bunun için böyle bir hükmü şeye koymaya gerek yok, diğerinde de yok zaten buna benzer hüküm.”
“Suriye, İran, ırak yani isim zikretmeyelim aslında belki ama başka ülkeler içinde geçerli yani Balkanlardan başka ülkelerde var şu veya bu nedenle parasını nakit olarak getiriyor getirmesi gerekiyor” ifadesini kullanan Canikli, “Yani transfer edemiyor bunun birçok nedeni vat altyapı yetersizliği olabilir yani bankacılık sektörünün yetersizliğinden ya da başka bir sebeple sonuç itibariyle yaptığı ihracatın geliridir o onu banka üzerinden getirmiş ister yanında beraberinde getirmiş ne fark eder önemli olan ihracat geliri olması. Bu hüküm nedeniyle ihracatçılarımızın çok yoğun sıkıntıyla karşı karşıya kaldığını biz defalarca tespit ettik. Çok yoğun şikâyetler var yani hem kanuna aykırı bir uygulama yapılıyor haksız bir şekilde sorgulanmaması gereken paralar sorgulanıyor ihracat gelirleri gibi hem de insanlar hem de insanlar mağdur ediliyor bu da bizim aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sıkıntılar meydana getiriyor” dedi.
“VAATLER ÇITANIN ÜSTÜNE İNŞA EDİLİYOR, EDİLMESİ GEREKİYOR KENDİLERİ AÇISINDAN”
AK Parti’nin çıtayı vaatleri ile değil yaptıkları ile yükselttiğini ifade eden Canikli, şunları kaydetti:
“Tabii bu vaatler çıtanın üstüne inşa ediliyor, edilmesi gerekiyor kendileri açısından. Yani mesela örnek olarak söylüyorum. Biz şimdi ilave 12 bin kilometre yol yapmamış olsaydık, yâda derslik sayısını iki katına çıkarmamış olsaydık. Yani 75-80 yıldakinin üzerine koymuşuz bütün alanlarda. Ya da şöyle söyleyeyim, beş yıl önce, altı yıl önce, yedi yıl önce biz çıkıp demiş olsaydık ki biz derslik sayısını şuradan şuraya çıkaracağız. Yani seksen yılda yapılan derslik sayısını, yatak sayısını, hastane sayısını örnek olarak söylüyorum tamamen hastane sayısını biz ikiye katlayacağız. Bugüne kadar yapılanı biz on yılda yapacağız, sekiz yılda yapacağız deseydik herhalde inanılmazdı. Bunlar artık gerçekler, bunların hepsi hayata geçirilmiş bütün yatırımlar limanıyla yoluyla aklınıza gelen bütün yatırımlar. Şimdi muhalefet bu çıtası yükselmiş bir yatırım hacmi ve durumu var on iki yıldan beri. Onun üzerine koyması gerekiyor onun için vaatlerini yükseltiyor.
Burada dikkat çeken bir husus var. Geçtiğimiz seçimde böyle bir şey olmamıştı. Şimdi siyasi partiler arasında yarış başladı. Esasında bunun mucidi son yıllarda Sayın Haydar Baş. Ben 2007 seçimlerini çok iyi hatırlıyorum. Noter tasdiki ilk defa Sayın Haydar Baş tarafından 2007 seçimlerinde yapıldı. Hatta Sayın Haydar Başın açıklamaları var. Diyor ki; Kılıçdaroğlu CHP bizi taklit ediyor lütfen taklidi bıraksın. Ama baktığınız zaman taahhütleri içeriği. Yani asgari ücretin yükseltilmesi, çocuk yardımı, kadınlara yardımı keza emeklilere ikramiye hepsinin orijinal mucidi hakkını teslim etmeniz lazım seversiniz sevmezsiniz ama hepsinin mucidi Sayın Haydar Baş. Noter tasdiki mucidi Sayın Haydar Baş.
Cumhuriyet Halk Partisi geriden takip ediyor, bunları taklit ediyor. Bu seçimlerde en büyük özellik açık artırma oldu. Geçmiş seçimlerde bu yaşanmamıştı. Özellikle bazı alanlarda yani emeklilere verilenlerde birçok alanda açık artırma meydana geldi şuanda. En ilginç olanı asgari ücrette açık artırma. Yine ilk üç bin lirayla Sayın Haydar Baş açtı. CHP bin 500 lira dedi yanlış hatırlamıyorsam, sonra bin 750 lira verildi sonra bin 800 lira denildi. En son DSP bin 800 lira verdi. Fakat Sayın Haydar Baş piyasa yükselince 5 bin liraya çıkardı.”
“DEVLET YÖNETİMİNE TALİPSENİZ, ADAYSANIZ EĞER O AMAÇLA BUNLARI TALEP EDİYORSANIZ BÖYLE GAYRİ CİDDİ YANİ GERÇEKTEN KAYNAĞI BUNU SORACAĞIZ KIZMASINLAR”
“Devlet yönetimine talipseniz, adaysanız eğer o amaçla bunları talep ediyorsanız böyle gayri ciddi, yani gerçekten kaynağı bunu soracağız kızmasınlar” ifadesini kullanan Bakan Canikli, “Zaman zaman CHP’li arkadaşlarımızı bize kızıyorlar. Yok, saraya bağlanan hortumları keseriz, yok bilmem ne yaparız öyle bir şey yok. Öyle bir şey yok somut. Önce CHP Genel Başkan Yardımcısı bir hanımefendi açıklama yaptı. İşte ‘100 milyar lira kayıt dışından elde edeceğiz’ dedi. Tabi öyle bir para yok. Kayıt dışında her sene ne kadar para elde edildiği bellidir. O da 2015 bütçe rakamlarına yansıtılmıştır. Oda birkaç milyarı geçmez. 100 milyar gibi. Bunu söyleyende bir genel başkan yardımcısı. Ondan sonra 20 milyar dolar yabancı kaynak getireceğiz.
Doğrudan yabancı sermaye. Bakın Allah aşkına o vergi değil ki yatırıma gelen para. Yatırımdan gelen parayla vergi arasında ayırım yapamayan bir izah anlayışı var gerçekten. En ilginci de şu diyor ki biz büyüme oranını 60 milyarlık bir kaynakta büyümeden önerdiler. Büyüme oranını yüzde üçten altıya çıkaracağız. Dolayısıyla 60 milyarlık bir kaynak elde edeceğiz. Bu 60 milyar ilave vergi değil ki milli gelirdeki yükselme. Yüzde üçü 2 trilyonluk milli gelire oranladığınızda 60 milyar yapar, ama bu vergi değil ki. Yani maksimum yüzde 20’sini alsanız öyle bir şey olsa bile. Diyelim ki hakikaten büyüme yüzde üçten altıya çıkarıldı ki büyüme dört olacak üç değil. İki en fazla olur oradan da 40 milyar olur 40 milyarın da yüzde 20 si vergisini de tam aldığımızı varsayalım oda 4 milyar falan yapıyor hepsi bu kadar” değerlendirmesinde bulundu.