Oltan-Köleoğlu Enerji’den çevrenin korunmasına katkı
500 bin ton tarımsal atığı enerjiye çevirerek çevre korumaya katkı sağlandı.
Yenilenebilir ve çevreci enerji kaynakları arasında yer alan biyokütle kullanarak üretim yapan Oltan-Köleoğlu Enerji (OKE), çevrenin korunmasına da büyük katkı sağlıyor.
5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesi ile OKE’den yapılan yazılı açıklamada, fosil yakıtların kullanımı ve kirliliğin neden olduğu iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybının, günümüzde insanlığın en büyük sorunlarından birini teşkil ettiği belirtildi. Açıklamada “Biyokütle kullanımı, sahip olduğu özelliklerle küresel iklim değişikliği ve sera gazı salınımlarının azaltılmasında etkili bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Yanma işlemi sonucu ortaya çıkan karbondioksit gazı, yenilenen bitki örtüsü tarafından geri emildiği için doğada mevcut olan karbon döngüsü sistemi dengede kalabilmektedir. Bu açıdan biyokütle enerjisi alternatif ve temiz bir enerji kaynağı sayılmaktadır. OKE olarak santrallerimiz de depolanan ve temiz enerjiye dönüştürülen 500 bin ton tarımsal atık ile geri dönüşüme katkı sağlayarak, temiz gelecek ve temiz enerji politikası ile çevremizin korunmasında büyük katkı sağladık" denildi.
Anız yakımı ile çevre kirliği ve iklim değişikliği ilişkisi
Ülkemizde adeta geleneksel hale getirilmiş olan anız yakımı ile çevre kirliği ve iklim değişikliği arasındaki bağlantıya da değinilen açıklamada “Orman yangınları her bakımdan büyük bir tehlikedir. Özellikle büyük orman yangınlarıyla ilgili yapılan araştırmalar, iklim değişikliğinin ve artan sıcaklıkların etkisine dikkat çekip, yangın ve iklim arasındaki ilişkiyi ele almıştır. Araştırmalar, iklim değişikliğiyle birlikte artan atmosferik kararsızlık, sıcaklığın yükselmesi, kuraklığın artması, sürekli olan sıcaklık dalgaları gibi meteorolojik ve iklimsel koşulların yangınların sayısında ciddi yükselişe neden olduğunu göstermiştir. Özellikle Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgelerdeki değişiklik ile birlikte sıcaklığın ve kuraklığın artmaktadır. Bununla birlikte orman yangınlarının sayısında artış olmuştur. Tarımsal ürünlerin hasatı sonrasında toprakta kalan kök ve sapların anız olarak yakılıp yok edilmesi ise ekosistemde depolanabilecek miktardan daha fazla karbondioksitin salınımına neden olup sıcaklıklarda artışa da neden olmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Yangınlarda Haziran-Eylül dönemine dikkat
Açıklamada, özellikle Haziran-Eylül arasındaki dönemde yakılan anızların ani ve sert rüzgarlar ve beraberinde artan sıcak havanın etkisiyle yangınları kontrolden çıkardığına dikkat çekilerek “Akdeniz iklim kuşağında olan ülkemizde kurulan biyokütle santralleri ile anız yakımının önüne geçilebilmektedir. Bununla hem ekolojik dengeye zarar verilmesine engel olunmakta, hem de felakete dönüşebilecek yangınların azaltılmasına katkı sağlanmaktadır Anız yakımının önüne geçilmesi, ekolojik dengenin ve çevrenin korunmasına en büyük katkıdır” görüşlerine yer verildi.
4 farklı bölgede kurulan biyokütle tesisleri ile anız yakımının önüne geçilmesine büyük katkı sağlandığı belirtilen açıklamada, bununla birlikte çiftçilerden satın alınan tarımsal atıklar karşılığı üreticilere ödeme yapıldığı, bunun de önemli bir ek gelir teşkil ettiği bildirildi.