Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Pensilvanya' yanıtı
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adıyaman mitinginde Muharrem İnce ve Selahattin Demirtaş'ı hedef aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman mitinginde halka seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adıyaman mitinginde konuştu.
Adıyaman'da tütün üreticilerine seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tütüne karşı olsam da bu ürünün ticari önemini de görmezden gelmiyorum. Yine de tavsiye etmiyorum. Sakın sigara içmeyin. Hele erkekler hanımlara zulmetmeyin. Sizin içtiğiniz sigara, siz aktif içici oluyorsunuz. Ama zararı benim hanım kardeşim görüyor. Bu konuyu istismar ederek kafanızı bulandırmaya çalışanlar olduğunu duydum. Geçmişte tütünün bir gramının satışı dahi yasak iken tütünün değerinden satılabilmesine biz imkan sağladık. Bu konuda herhangi bir geriye gidiş söz konusu değildir. Biz hep sizlerin ekmeğine engel olmaya değil, ekmeğini büyütmeye geldik. Arkadaşlarıma, inşallah 24 Haziran'dan sonra bu konuda talimatlarımızı verdik. Çalışmalarını yapıyorlar ve asla sizin bu konuda da önünüz kesilmeyecek. Rahat oluun. Sizin kazanılmış haklarınızı AK Parti iktidarı geri almaz" diye konuştu.
Erdoğan'ın sözlerinden satır başları:
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imzalar toplanırken, kendi adaylarını bırakıp, başka adaylar için sıraya girdiler. Bu işin demokrasiyle alakası yok. Güya hepsi bir araya gelip bizim önümüzü kesecekler. Bu siyaset mühendisliğiyle biz 1989'dan bu yana mücadele ediyoruz. Şimdi de şu parti barajı geçsin diyip, seçmenlerini işportaya çıkartıyor. Barajı geçsin dedikleri parti, seçmenlerini temsil etmek yerine, örgüte silah taşıyordu. Böyle bir partinin illa Meclis'te olmasını ülkemizde bir tek PKK istiyor, bir de CHP istiyor. Yurtdışında aynı çadırın bir tarafını CHP, bir tarafını bölücü örgütün siyasi kanadı kullanıyor. Topunuz gelin topunuz. Benim Avrupa'daki kardeşlerim her şeyi çok iyi biliyor. Onlar sizin o çadırlarınıza oy vermezler.
''ASİMİLASYON POLİTİKALARINI BİZ KALDIRDIK''
Kardeşlerim, red, asimilasyon, inkar, bütün bu politikaları biz kaldırdık. Ülkemizde artık hiç kimse, ne kökeninden ne inancından dolayı itilip kakıldığını söyleyemez. Cezaevinden aday olmuş bir zatı ziyaret ediyor. Muharrem, sayın Muharrem, ince ince Edirne'ye gittin. Peki bu ziyaret ettiğin şahıs değil miydi benim 53 tane Kürt kardeşimin ölümüne neden olan. Neymiş, serbest bırakınmış. Neyi serbest bırakıyorsun? Bu ülkede hukuk var, adalet var. Yasin Börü'nün hesabını veremezsiniz. Adalet tecelli edecektir. Bunlar sadece mezar taşı dikmeyi bilirler. 6-7 Ekim'de vatandaşımızı birbirine kırdıran bunlar değil miydi? Cezaevindeki zatın elinde 53 vatandaşımızın kanı var. Ekranlarda saz çalıyor diye tasarlananlar, arka tarafta milletimize kurşun sıkanların sırtını sıvazlıyordu. Doğu ve Güneydoğu'da istismar dili kullanan bu parti, Batı'da ne kadar marjinal kesim varsa onlarla birlikte yol yürüyor. Bunlardaki riyakarlık, bunlardaki zehirli dil kimsede yok. Ülkemizi yurtdışında kötülemenin dışında ne icraatları var. Bölgede görevlendirdiğimiz kayyumlar, o belediyeleri pırıl pırıl hale getirdiler. Diyarbakır'dan Mardin'e Şırnak'tan Siirt'e gönderdiğimiz kayyumlar, onların kan akıttığı musluklardan su akıtıyor su. Onların yıktıkları evleri, iş yerlerini, tarihi eseleri çok daha güzel şekilde yeniden ayağa kaldırdık.
Sahada seçmenini ona buna peşkeş çeken bir partinin ülke yönetiminde işi yok demektir. Yakında bunların hepsinin kuyrukları birbirine dolanacak.
''KOMİK BİR ADAM''
Ana muhalefet partisinin adayı aslında komik bir adam. Kimi zaman yalan dolanla, kimi zaman atarak iyi vakit geçirtiyor. Ama böyle bir adama ülke emanet edilir mi? Türkiye'yi yönetmek çırakların işi değil. Şimdi çıkmış ben icazet almışım. Sayın Muharrem, iddiayı ıspat iddia sahibinin görevidir. İspat edemezsen namertsin dedim. Tuttu bir kitaptan bir satır. O kitabın yazarı da o somut bir şey değil dedi. Başındaki adam Kılıçdaroğlu zaten bir yalancı, bu da onun yanında bir çırak. Bu da yalancı. Benim bu güzel ülkemi yalanla dolanla siyaset yapanlara mı teslim edeceksiniz. Kendisine dava açtım, yargıda hesabını versin. Ben icazeti nerden aldım biliyor musunuz? Cezaevinden çıktım, bir kamuoyu araştırması yaptım. Halkım bize parti kurmalısın dedi. Halkım emretti, biz partimizi kurduk. Biz halkımızdan aldık icazeti. Kiminle ne konuşacağını çok iyi bil. Şimdi mahkemede hesabını ver.
''TUTTU , BİR KİTAPTAN BİR SATIR''
Çıkmış AK Parti’yi kurarken ben Pensilvanya’dan icazet almışım. Ne dedim? Sayın Muharrem, bak iddiayı ispat iddia sahibine aittir. Eğer ben Pensilvanya’dan icazet almışsam bunu ispat etmek senin görevin. İspat edemezsen namertsin dedim. Şu ana kadar bir ses var mı? Tuttu, bir kitaptan bir satır. O kitabın yazarı da dedi ki, bu somut bir şey değil. Dolayısıyla katılmıyorum dedi. Ya böyle yalan olur mu? Başındaki adam sayın Kılıçdaroğlu o zaten bir yalancı. Bu da onun yanında çırak, o da bir yalandı.