Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Trump'la anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin olarak, "Ülkemizin nereden nereye geldiğini göstermek için, tek parti zihniyetini anlatmamdan birileri rahatsız oluyor. Gazi Mustafa Kemal'in ve Fevzi Çakmak'ın bin bir zahmetle kurmaya çalıştığı savunma sanayimizi tek parti zihniyetinin nasıl baltaladığını anlatmayalım mı? Kendi savaş uçaklarımızı üretmek için önünün bedava uçak bahanesiyle nasıl kesildiğini söylemeyelim mi? Nuri Demirağların önünün nasıl kesildiğini bilmezsek, müteşebbislerimize verdiğimiz desteğin anlamını nasıl izah edebiliriz? Türkiye bu zihniyeti tek bir zerresi kalmayana kadar ezip, yok etmelidir. AK Parti döneminde yine aynı sapkın zihniyet, edepsizlikle üzerimize gelmiştir. Kılıçdaroğlu ve avenesinin referansı bu tek parti dönemidir. Türkiye'yi bunlara rağmen 3,5 kat büyüttük. Bunlara rağmen 2023 hedeflerine ulaştıracağız" dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Büyükşehir ve il adaylarımızdan açıklamadığımız 6 yer kalmıştı. Bunlardan 4'ünde Cumhur İttifakı adaylarını destekliyoruz. Aydın Büyükşehir Belediye Başkan adayımızı Mustafa Savaş olarak belirledik. Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayımızı da pazar günü açıklarız. 31 Ocak'ta artık seçim kampanyamızın resmi başlangıcını da büyük aday tanıtımı ve manifesto toplantımızla başlatacağız.
Kendisi veya istediği kişi aday olamadığı için tavır alan kişi bizim gözümüzde zaten AK Partili olamamış demektir. Bunları da günü geldiğinde değerlendirmek üzere kenara koyuyoruz. Bugüne kadar egosunun değil, davasının peşinden gidecek gönül erleriyle yola devam edeceğiz. Biz layığı olan, layık olanı kenara koymayız. Milletvekillerimiz arasında geçmişte pek çok farklı görevi üstlenmiş olan bulunuyor. Mesele sen-ben kavgası değil, konu millet olunca görev herkese düşüyor.
"CHP MİLLETTEN ISRARLA UZAK DURUYOR"
Her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart öncesinde de ülkemizde çok garip, çok hazin birliktelikler ortaya çıkmaya başladı. CHP, 2014 mahalli seçimlerini FETÖ'cülerin malzemeleriyle yürütmüştü. FETÖ'cüler tek başına yetmiyor, PKK'lıları aldılar. Bu cephe de CHP'yi başarıya ulaştırma yetmeyecek. CHP milletten ısrarla uzak duruyor. Biz Cumhur İttifakı'nı 15 Temmuz'da önce milletin gönlünde kurduk. Sonra siyasete ve seçimlere taşıdık. Milletsiz siyaset bunların kolayına geliyor. Dünyada, bölgemizde neler oluyor diye dertleri yok. Tek dertleri Meclis'teki sandalyelerini belli belediyelerdeki güçlerini korumaktan ibaret. Türkiye'nin başına hangi bela musallat olsa bunlar ellerini ovuşturuyor. Bedelsiz bir şekilde iktidarın üzerine konmanın hayalini kuruyorlar. Milleti ikna edip oyunu alarak, demokrasi içinde iktidara gelmeyi akıllarından geçirmiyorlar. Milletin önüne konulan ciddi vaatleri, projeleri yok.
Şu ana kadar milletimiz onlara bekledikleri fırsatı vermedi. Biz de gece-gündüz çalışarak ülkemize yönelen tüm tehditlere karşı göğsümüzü siper ederek, 2023 hedeflerine doğru adım adım yürümeyi sürdürüyoruz. Sıkıntılar elbette var. Aksaklıklar yaşanıyor. Ama bunların hiçbir de ülkemizi yeniden eski günlerine geriletecek hususlar değildir.
"TEK PARTİ ZİHNİYETİ EZİP YOK EDİLMELİ"
Ülkemizin nereden nereye geldiğini göstermek için, tek parti zihniyetini anlatmamdan birileri rahatsız oluyor. Gazi Mustafa Kemal'in ve Fevzi Çakmak'ın bin bir zahmetle kurmaya çalıştığı savunma sanayimizi tek parti zihniyetinin nasıl baltaladığını anlatmayalım mı? Kendi savaş uçaklarımızı üretmek için önünün bedava uçak bahanesiyle nasıl kesildiğini söylemeyelim mi? Nuri Demirağların önünün nasıl kesildiğini bilmezsek, müteşebbislerimize verdiğimiz desteğin anlamını nasıl izah edebiliriz? Türkiye bu zihniyeti tek bir zerresi kalmayana kadar ezip, yok etmelidir. AK Parti döneminde yine aynı sapkın zihniyet, edepsizlikle üzerimize gelmiştir. Kılıçdaroğlu ve avenesinin referansı bu tek parti dönemidir. Türkiye'yi bunlara rağmen 3,5 kat büyüttük. Bunlara rağmen 2023 hedeflerine ulaştıracağız.
Mahalli seçimler bu yürüyüşümüzde yeni bir soluk yenileme vesilesi olacaktır. 14 seçimde nasıl yaptıklarımızı, yapacaklarımız anlatıp desteklerini aldıysak, yine milletimizin desteğini alacağız. Onların yalanları, iftiraları varsa bizim de icraatlarımız, projelerimiz, hedeflerimiz, Allah'ımız var.
"O ÇUKURLARA GÖMERİZ"
Türkiye son yıllarda çok tarihi sınamaları üst üste veren bir ülke. Türkiye tüm bu süreçlerden çıkmayı başarmıştır. Bir süredir gündemimizde olan Suriye meselesinde, önemli kazanımlar elde ediyoruz. 3,5 milyonun üzerindeki sığınmacıların yol açtığı güvenlik tehditlerinin yanında siyasi ve ekonomik geleceğimiz bakımından bu konunun üzerine gitmek zorundayız. Tüm dünyaya sesleniyorum; ülkemize gelen bütün bu mülteciler içerisinde sadece Suriye değil, Irak'tan da gelen var. Biz Keldanileri, Ezidileri, Kürtleri, Arapları ülkemizde misafir ettik. O dönemde 500 bine yakın mülteciyi misafir ettik. Şimdi de Araplar ağırlıklı olmak üzere 300 bine yakın Kürt kardeşimizi misafir ettik. Hala ediyoruz. Biz teröristlere kapılarımızı kapattık. YPG/PYD, DEAŞ asla yakınımıza sokulamaz. Onları nasıl çukurlara gömdüysek, sınırlarımız dışında da o çukurlara gömeriz. Zeytin Dalı'nda, Fırat Kalkanı'nda ne yaptıysak, attıkları adımları yüzlerine çaldık. Bu sıkıntıları da çözecek İdlib'i huzur ve güven beldesi haline getireceğiz.
Dün akşam baktım ki bölgede Afrin'de takımlar kurulmuş, gençler futbol maçı oynuyor. Bu bir kararlılığın neticesidir. 2 tane orada futbol sahası yapmışız, oradaki gençler o maçı izliyorlar. Mesele bu. Barış lafla olmaz, icraatla olur. Şimdi sırada Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki ile güneydeki DEAŞ artıkları bulunuyor. Suriye'yi kan ve gözyaşı gölüne çevirenlere cirit atarken, aynı krizi bizim topraklarımıza taşıma fırsatı taşıyanlardır. Suriyeli kardeşlerimizin haklarını sonuna kadar savunacağız.
ABD ile Suriye meselesinde uzunca bir süre farklı yaklaşımlara sahip olduk. Bu bizi üzdü. Biz Stratejik ortağız. Olaylara farklı yaklaşımlarımız olabilir ama aynı hedefe kilitlenmek üzere olur. Özellikle Obama döneminde bize verilen sözlerin yerine getirilmemeisinden tutun da, terör örgütleriyle ilişkilerine kadar, ilişkilerimiz zehirlendi. Sayın Trump'ın başkan seçilmesinden sonra kendisinin farklı yaklaşımlar içinde olmasından memnuniyet duyduk.
TRUMP İLE GÖRÜŞME
Geçtiğimiz ay tam sahaya çıkmak üzere hazırlıklarımızı son kez gözden geçirirken Sayın Trump'la görüştük. Sayın Başkan, ABD'nin Suriye'deki askerlerini çekeceğini, DEAŞ artıklarıyla mücadeleyi Türkiye'ye bırakacaklarını bize ifade etti. Biz de Fırat Kalkanı'nı hatırlatarak, Suriye'de DEAŞ'la mücadelenin önceliğimiz olduğunu belirttik. Askeri harekatımızı beklemeye aldık. Arada bazı çatlak sesler çıkıyordu. Biz bunları çok da önemsemiyorduk.
Ne var ki dün Sayın Trump'ın verdiği mesajlar bizi üzdü. Dün gece bu meseleleri tekrar konuştuk. Gayet müspet bir görüşme oldu. Kendisi ABD askerlerinin Suriye'den çekilme kararını bir kez daha teyit etti. Bu güvenli bölge konusu 20 mil konusu kendisi tarafından ifade edildi. Gündemimizdeki tüm konularda ekiplerimizin görüşmesine karar verdik. Önceliğimizin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele etmek olduğunu vurguladık. Bizim Suriye'de hiçbir etnik ve dini grup gözetmeden herkese kucak açtığımızı, buna rağmen YPG/PYD'nin herkese zulmettiğini ifade ettik. Belgelerini de kendi danışmanlarına ulaştırdığımızı da söyledik. Bu terör örgütlerinin neler yaptıklarından bilgisi yoktu ki bizim bu aydınlatmamızdan memnun olduğunu söyledi. İkili ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkarmak için daha kapsamlı adımlar atma kararı aldık.
Türkiye siyasetin ve diplomasinin imkanlarını kullanmadan yana bir ülke olarak üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Sayın Trump'la tüm bu konularda tarihi bir öneme sahip anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum. Bir süredir uluslararası çevrelerde dile getirilen yanılgıyı düzeltmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti, Kürdüyle, Arabıyla tüm kardeşlerimizin devletidir. Hangi inanç grubundan olursa olsun hepsinin devletidir.
"BAY KEMAL GİBİ..."
Bu milletin özgürlüğüne, dayanışmasına göz dikenlere asla prim vermeyeceğiz. Türkiye sınırları içindeki tüm vatandaşlarının hamisi değil, bizatihi kendi ülkesidir, kendi vatanıdır. Sınırlarımız dışında yaşayan her bir kardeşimizin bulunduğu topraklarda huzur, güven içinde bulunması bizi mutlu eder. aslında Türkiye'nin çevresiyle olan ilişkileriyle olan yanlış algılar belli ülkelerle mahsus değildir. Bize 'Suriye'de niye varsız' diyen oluyor Bay Kemal gibi... 'Irak'la niye ilgileniyorsunuz' diyen oluyor Bay Kemal gibi... Bize 'Libya'nın sizinle ne ilgisi var' diyen oluyor Bay Kemal gibi... Halbuki biz tarihimizle, kültürümüzle, gönlümüzle tüm bu coğrafyalarla iç içeyiz. Biz 20 milyon kilometrekarelik topraklardan 780 bin kareye gelmedik mi? Bizim bu topraklarda bir tarihimiz var, kültürümüz var. Ama bu tarih bilmezler, geçmişini bilmezler, cinsini cibilliyetini bilmeyenler bu işten anlamazlar. Bu coğrafyaları yüreğimizde yaşıyoruz.
Makedonya'da, Bosna'da o tarihi eserleri biz ayağa kaldırdık. Aliya öyle dedi, 'Buralar evladı Fatihan'dır, buraları terk etmeyin' dedi. Bizim bakışımız farklıdır. Rastgele bakamayız. Ama bunlardaki göz rastgele bakma gözüdür. Tüm bu coğrafya bizim birinci dereceden ilgi alanımız içindedir.
Türkiye'nin Suriye'deki varlığını, başka bir ülkenin varlığıyla karşılaştırmak bize hakarettir. Biz orada olmazsa orada yaşananlara sırtımızı dönersek, oradan gelenlere sınırlarımızı ve gönüllerimizi kapatırsak kendimize ihanet etmiş oluruz. Her şeyi para, petrol, çıkar olarak görenler, Trükiye'nin bu insani ve onurlu tavrını anlayamaz. Bizim yaptığımız her fedakarlık, her kuruş bu duruşun bir ifadesidir."