İğne ada nükleer santralı olacak mı? İğne ada halkı isyanda
Haber61 – Haber Servisi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gündemdeki yerini koruyan İğneada Nükleer santralinin yapılması konusunda bilgi veren Alaboyun
Haber61 – Haber Servisi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gündemdeki yerini koruyan İğneada Nükleer santralinin yapılması konusunda bilgi veren Alaboyun "Üçüncü nükleer santralin İğneada bölgesinde yapılması planlanıyor."ifadelerine yer verdi.
Üçüncü nükleer santral konusunda firmalarla görüşmelerin sürdüğüne işaret eden Alaboyun, "Üçüncü nükleer santralin Kırklareli İğneada bölgesinde yapılması planlanıyor. Şu an ilk gelenler Çinliler ile Amerikalıların Westinghouse firması. Mutabakat zaptı imzalandı. Japonların da ilgisi var" dedi.
Bakan bu şekil açıklama yapsa da İğne ada sakinleri bölgede nükleer santral yapılmasına karşı.
İğneada Doğa Elçileri Grubu’ndan Yaşar Mersin, nükleer santralin yapılacağı alanın İstanbul’a kuş uçuşu 100 kilometre mesafede olduğuna dikkat çekerek, şu tepkiyi dile getirdi:
“BULGAR ‘OLUR’U DA LAZIM”
“Sadece buradaki canlı yaşam değil, nükleer santralla İstanbul da büyük bir risk altına girecek. Bulgaristan’la bir köyümüzün 500 metre sınırı var. Bu nedenle komşu ülke oluru da gerekiyor. Büyük bir habitat ve longoz ormanları var. Amazonlar’dan sonra en büyük miktarı teşkil eden 3 bin 515 hektar gibi bir alan. Türkiye’de bulunan 453 kuş çeşitliliğinden 258’i İğneada’da. Istrancalar Türkiye’nin kliması durumunda, Balkanlar’dan gelen hava budur. 670 çeşit bitki, 668 çeşit özel yabani hayvan türü var. Korunması gereken türlerin hepsi tehdit altına girecek. Tüm bu türler büyük bir canavarın tehdidi altında bulunuyor.”
ORMANLAR TAHRİP EDİLECEK
Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu da İğneada’daki longoz ormanlarında hâlâ yeni türlerin keşfedildiğini belirterek, “Yağmur ormanları nasıl değerli ve mevsimleri değiştirecek kadar önemliyse longozlar da Türkiye için bu kadar kıymetlidir” dedi. İğneada’nın çok hassas bir habitatı olduğunu dile getiren Bozoğlu, “Kuzey ormanları yok ediliyor, bir burası kalmıştı burası da yok ediliyor. Neden burası seçildi. Nükleer santral için elektrik iletim hatları da yapmaları gerekiyor. Bu hatlar ağ gibi ormanların içinde yayılacak. Bu da cennet ormanlarda ciddi tahribat yaratacak” görüşünü savundu.
LONGOZ (SUBASAR ORMANI) NEDİR?
Longoz, denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Yalnızca belirli ağaç (örneğin, dişbudak, kızılağaç, vs), bitki (örneğin, göl soğanı, su menekşesi, vs) ve kuş (örneğin, kara leylek, balıkçıl, vs) türleri bu yaşam ortamını tercih ederler.
Bu ekosistemin devamlılığı için en temel koşul, bol suyun devamlı var olmasıdır. Su, getirdiği kil ve organik materyal ile bu sahaların topraklarını mineral ve organik materyal yönünden zenginleştirir. Bu sucul ormanlar yağmur ormanları gibi gürdür. Bununla birlikte, yağmur ormanları gibi sadece yağışa ve hava nemine değil, daha çok 'taban suyu'na bağımlıdır. Bu özellikleri ile tropikal bölgelerin 'mangrove' ormanlarına benzer.
Longoz ormanları nadir rastlanan ekosistemlerdir. Türkiye'de İğneada (Kırklareli), Acarlar (Sakarya) ve Sarıkum'daki (Sinop) longoz ormanlarının yanı sıra, Kızılırmak Deltası'nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların çok küçük kalıntıları kalmıştır.
Bunların dışında yeterli büyüklük ve kapalılığa sahip alüvyal-subasar orman kalmamıştır. Bu nedenle elimizde kalan son longoz ormanlarının varlıklarını sürdürmeleri çok önemlidir.