İnşaat alanlarında yaşanan heyelanların nedeni belli oldu
Son dönemde Türkiye Gündemine oturan İnşaat alanlarında yaşanan heyelanların nedeni ile ilgili açıklama geldi.
Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Hakan Karslı, İstanbul’da inşaat alanlarında meydana gelen toprak kaymalarının Trabzon’da da zaman zaman yaşandığını belirterek, “İstanbul’da kısa sürede meydana gelen olayların öngörülememesinin nedeni yapıların yeterli mühendislik hizmeti almaması, yapı denetim sistemindeki ve yerel yönetimlerdeki denetim eksiklikleridir. Benzer eksikliklerin Trabzon'da da olduğunu gözlemlemekteyiz” dedi.
Son zamanlarda inşaat alanlarından meydana gelen toprak kaymalarına karşı uyarılarda bulunan Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Prof. Dr. Hakan Karslı yaptığı açıklamada, toprak kaymaları ve akmalarının heyelan olayının bir türü olduğunu dile getirerek, “Özellikle son bir aydır İstanbul'un ilçelerinden önce Beyoğlu ardından Sancaktepe, şimdi de Ümraniye' deki toprak kaymaları ve istinat duvarlarının yıkılması, bizlere ilimizdeki yoğun kazı çalışmalarının güvenliği ve heyelan tehlikeli inşaat çevrelerinde bulunan istinat duvarlarını hatırlatmaktadır. Benzeri toprak kaymaları ve istinat duvarı yıkılma olayları ilimizde de Kaşüstü hastane yolu, Pelitli ve Çukurçayır gibi önemli hasarlara neden olmuştur” şeklinde konuştu.
Toprak kayması ve heyelanların önceden tespit edilmesi mümkün olan doğal olaylar olduğunu kaydeden Karslı, “Depremler meydana gelmeden önce tespit edilemez. Depremin büyüklüğü, yeri ve oluş zamanı belirsizdir. Ancak heyelanlar meydana gelmeden önce ‘Gerilme Çatlakları’ ile haber verirler. Bununla birlikte, aşırı yamaç eğimleri, yoğun yağmurlar, çevresel titreşimler gibi etkenler toprak kaymalarını tetiklemektedir. Her ne kadar istinat duvarları ile bu olaylar engellenmeye çalışılsa da, yapılan teknik hatalar, istinat duvar türünün yanlış seçimi ve projelendirilmesi, sağlam zemine oturtulmama ve istinat duvarı çevrelenen hafriyatın yanlış seçimi gibi nedenler sıkça istinat duvarlarının yıkılmasına ve dolayısıyla toprak veya hafriyatının akmasına neden olmaktadır. Öncelikle belirtmek isteriz ki, İstanbul’da kısa sürede meydana gelen olayların öngörülememesinin nedeni yapıların yeterli mühendislik hizmeti almaması, yapı denetim sistemindeki ve yerel yönetimlerdeki denetim eksiklikleridir. Benzer eksikliklerin Trabzon'da da olduğunu gözlemlemekteyiz. Yapıların deprem, heyelan gibi doğal olaylardan asgari derecede etkilenmesi için zemin-yapı etkileşiminin iyi analiz edilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
“Kayma bölgelerinin sınırları, yeraltı su seviyesinin durumu, zeminin dinamik ve elastik parametrelerinin tespiti Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ile Jeofizik Mühendislerinin uzmanlık alanı olarak kabul edilmektedir” diyen Karslı, “Ancak uygulamada ve denetim de çok büyük eksiklikler yer almaktadır. Mesela, Beyoğlu/Sütlüce’deki toprak kaymasından sonra yıkılan apartmanın iskansız olduğu açıklanmıştır. Bu kaymanın nedeni sadece üstünde bulunan yapının iskansız olması ile açıklanamaz. Kazı güvenliği için alınan geoteknik önlemlerin yetersiz kaldığı da görülmektedir. Bu geoteknik projelendirme aşamasında jeofizik ölçümler yapılmış mıdır ve yeterli sayıda mıdır? Denetim yetkisi olan kurumların detaylı bir açıklama yapmaları, kamuoyunu aydınlatmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“YAPI DENETİM ŞİRKETLERİNİN BÜNYESİNDE JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ YER ALMAMAKTADIR”
Yapı kayıt belgesi alan binaların mevcut durumlarına göre projelerinin baştan hazırlanması, riskli olanların tespit edilerek kentsel dönüşüme katılmasının teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Karslı, “Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi olarak güvenli yapılaşma için önerilerimiz şu şekildedir. Zemin inceleme çalışmaları Jeofizik-Jeoloji-İnşaat Mühendisleri tarafından yeterli sayıda ölçü ve veri ile yapılmalıdır. Arazi çalışmalarında yeterli sayıda Jeofizik ölçümler yapılmalıdır. Maliyeti düşürmek için kısıtlı veriler ile hazırlanan projelerde yer altı yapısı detaylı modellenememektedir. Ölçüm ve veri sayısı arttırılmalıdır. İncelenen yerin 2B ve 3B'lu yapı kesitleri çıkarılmalıdır. Özel mühendislik şirketleri tarafından yapılan bu çalışmalar arazinin bulunduğu ilçe belediyesinin kontrol mühendisleri tarafından yerinde incelenmelidir. Bugün baktığımızda ilimize bağlı ilçelerin hemen hemen hiçbirinde ve özellikle yapılaşmanın çok yoğun olduğu Yomra ve Akçaabat Belediyelerinde Jeofizik Mühendisi istihdam edilmemektedir. Bu nedenle her belediyede en az 1 Jeofizik Mühendisi kontrol mühendisi olarak istihdam edilmelidir. Arazi denetiminin sağlanması şarttır. Yapı denetim sistemi değiştirilmeli, baştan ele alınmalıdır. Yapı denetim şirketlerinin bünyesinde Jeofizik Mühendisleri yer almamaktadır. Yerbilimcinin bulunmadığı bir sistemde yer incelemelerini kim denetleyecektir? Yapı denetim şirketlerinin kuruluş aşamasında Jeofizik Mühendislerine yer verilmelidir. Hiçbir mühendislik hizmeti almamış, deprem, heyelan, su baskını gibi doğal olaylara maruz kaldığında nasıl bir durum ile karşılaşılacağı belli olmayan yapılar İmar Affı Kanunu kapsamında kayıt altına alınmakta ve Yapı Kayıt Belgesi verilmektedir. Yapı Kayıt Belgesi verilirken teknik bir inceleme yapılmamakta ve mal sahibinin beyanı esas alınmaktadır. Bu uygulama temelde yanlışlıklar içermektedir ancak bu haliyle uygulamaya başlanmıştır. Şu aşamada önerimiz yapı kayıt belgesi alan binaların mevcut durumlarına göre projelerinin baştan hazırlanması, riskli olanların tespit edilerek kentsel dönüşüme katılması teşvik edilmelidir. Bilimin ve teknolojinin imkanlarını akılcı kullanarak öngörülerimizi güçlendirmeli ve bu tür olaylar ilimizde yaşanmasın, can ve mal kayıplarımız olmasın diye, gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor” dedi.