Karadenizde Yaşayanlar Dikkat
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Girişimsel Kardiyoloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, zeytinyağı kullanımı sayesinde Ege'nin kalp krizinde en risksiz bölge olduğunu söyledi. En riskli bölgelerin Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu olduğu
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Girişimsel Kardiyoloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, zeytinyağı kullanımı sayesinde Ege'nin kalp krizinde en risksiz bölge olduğunu söyledi. En riskli bölgelerin Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu olduğunu kaydeden Prof.Dr. Özdemir, "Karadeniz'e bakıyorsunuz deniz var, balık tüketimi var. Ama orada farklı olan bir şey var tereyağı kullanımı" dedi.
TKD ve TKD Girişimsel Kardiyoloji Çalışma Grubu tarafından düzenlenen 16'ncı Ulusal Uygulamalı Girişimsel Kardiyoloji Toplantısı başladı. 1000'e yakın katılımcının yer aldığı 4 gün devam edecek kongrede, Milano, Londra gibi kentlerden uydu bağlantılarıyla canlı ameliyatlar gerçekleştirildi.
EN RİSKSİZ BÖLGE EGE
TKD Girişimsel Kardiyoloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, bir soru üzerine Türkiye'de kalp hastalıkları bakımından en risksiz bölgenin Ege olduğunu kaydetti. Ege'nin zeytinyağı kullanımı sayesinde kalp krizinde en risksiz bölge olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özdemir, en riskli bölgelerin Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu olduğunu kaydetti. Karadeniz'de tereyağı kullanım alışkanlığının yüksek olması nedeniyle yüksek risk sınıfına girdiğini kaydeden Prof. Dr. Özdemir, "Ama Ege de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen göçle değişiyor" dedi.
YUMURTA KONUSU
Tartışmalı yumurta konusuna da değinen Prof. Dr. Özdemir, "Yumurta hiç yemeyin demek doğru değil. Haşlanmış yumurtada sıkıntı olacağını sanmıyorum. Günde yenilen 1- 2 yumurtanın zararı olduğunu düşünmüyoruz. Kolesterolü olan kroner arter hastaları bile hafta üç gün yumurta yiyebilir" dedi.
`CERRAHLAR KORKSUN ARTIK'
Prof.Dr. Ramazan Özdemir, basın toplantısında, bu yıl 16'ncısı gerçekleştirilen toplantının en önemli farkının ilk defa yurtdışı anjiyo laboratuvarlarıyla yapılan bağlantılar olduğunu söyledi.
Kardiyolojinin artık kalp cerrahisinin müdahale ettiği birçok alanda tedavi yöntemleri geliştirdiğine dikkat çeken Prof.Dr. Özdemir, "Kalp deliklerinin artık yüzde 90'ı, şemsiye yöntemiyle kardiyologlar tarafından kapatılıyor. Cerrahlar korksun artık, kardiyologlar onları sıkıştırdı. Küçük bir alanları kaldı. Cerrahların alanı son derece kısıtlandı. Bazı hastalar, kalp deliği çok büyük olan hastalar gibi belli bir grup hastalar tabii ki cerrahiye gidiyor. Eskiden `şu şu grup hastalar cerrahiye gider, şu hastaları kardiyologlar damar yoluyla tedavi eder' durumu ortadan kalktı. Şimdi kardiyologlar herşeyi yapmaya başladı" diye konuştu.
Prof.Dr. Özdemir, bu sözlerinin cerrahları kızdıracağının hatırlatılması üzerine "Kızsınlar diye söylüyoruz" dedi.
STANDARTLAR DEĞİŞİYOR
Prof. Dr. Özdemir, by-pass cerrahisinin karşısında artık damar yoluyla anjiyo yapılan merkezlerde kalp krizine direkt müdahale şekli uygulandığını kaydetti. "Bu gerçekten hem can kurtarıcı oluyor hem de kalp yetmezliklerini büyük ölçüde engelliyor" diyen Prof.Dr. Özdemir, "Bu bence kardiyolojide gelinen en önemli noktadır. Hasta anjiyo laboratuvarına alınıp 10 MD+BO MD-BO dakika içinde damalarının açılması bence kardiyolojide gelinebilinecek en büyük noktadır" dedi.
Damar yoluyla anjiyonun artık standart haline geldiğini belirten Prof.Dr. Özdemir, "Anjiyo laboratuvarı olan her yerde artık standart tedavi haline geliyor. Kalp krizi geçiren hastalar direkt olarak yönlendirilsin, damarları açılsın. Önümüzdeki bir dönemde alınacak kararlarla hastalar o yerlere yönlendirilecek. Şimdi Avrupa Birliği çerçevesinde bu konuda başlayan bir çalışma var. Anjiyo laboratuvarı olan yerlere hastaların yönlendirilmesi can kurtarıcı olur" diye konuştu. Türkiye'nin her yerinde anjiyo laboratuarı bulunduğunu kaydeden Prof.Dr. Özdemir, İstanbul'da ulaşıma bağlı olarak zorluklar yaşanabilceğinin altını çizdi.
GENÇLERDE KALP HASTALIKLARI ARTIYOR
Avrupa Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof.Dr. Jean Fajadet, bir soru üzerine kalp damar hastalıklarının genç nüfusta daha sıklıkla görülmeye başladığını belirtti. Buna karşı genç nüfusun cerrahi operasyonlardan kaçındığını kaydeden Prof.Dr. Fajadet, "Ama ikinci bir husus yaşlı hastalar. Şu an tedavi ettiğimiz hastaların yüzde 20'sinden fazlasını 80 yaşın üzerindeki hastalar teşkil etmekte. Bu tür hastalarda yapılması gereken şey disiplinler arası bir yaklaşımı benimsemek olmalıdır" dedi. Genç nüfusta kalp hastalıkları riskinin artmasının nedenleri arasında sigara içme eğilimi, her geçen yıl diyabetik olan hasta sayısında artış, kolestrol ve hipertansiyonu sayan Prof. Dr. Jean Fajadet, kroner kalp rahatsızlığı olan diyabetik hasta sayısı yüzde 20'den düşükken, son yıllarda bu oranın yüzde 30'larda seyrettiğini kaydetti. Prof. Dr. Fajadet, "Amerika'da bu oran yüzde 33'e kadar çıkabiliyor" dedi.
İtalya, Fransa, Hollanda'da halka açık alanlarda sigara içilmesinin yasaklanmasının ardından akut kroner sendromlarda yüzde 20'lik bir düşüş kaydedildiğini açıklayan Prof. Dr. Jean Fajadet, "Sigarayla mücadelede akciğer kanseri gibi bütün hastalıkları göz önünde bulundurarak mücadele etmemiz gerekiyor" dedi. Türkiye'de tartışmalara neden olan kolestrol ve yumurta konusundaki soruları da yanıtlayan Prof. Dr. Fajadet, "Yumurtanın protein açısından alımı önemli, kolestrolü artırıcı özelliği var" dedi. Prof. Dr. Jean Fajadet, kalp hastalıklarına karşı düşük yağ tüketimi ve fiziksel egzersiz önerdi