"Demokratik Açılım" oturumu görüşmesinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın ardından DTP Genel Başkanı Ahmet Türk kürsüye geldi.
Ahmet Türk, şunları söyledi:
"Kürt sorunun Meclis çatısı altında tartışılması önemlidir. Kürt sorunun uluslararası gelişmelerden bağımsız olarak ele alınamaz. Terörle mücadele adı altında savaş yürütüldü.
İhlalleri yazan gazeteciler, milletvekilleri gözlerimiz önünde öldürüldü. Cinayetleri işleyenler elini kolunu sallayarak dolaştı.
Türkiye'nin doğusu ve batısı arasında algı farkı var. Geçmiş hükümetler bazı hataları kabul ettiler ama hatanın kaynağına inemediler.
Asimilasyoncu politikalar hayata geçirildi. Tek etnik kimliğe dayalı ulus yaratma çabası acıya yol açtı. Şeyh Sait isyanı, Ağrı ve Dersim olayları doğru okunamadı. Munzur suyunun nasıl kırmızıya boyandığı halkın aktarmasıyla bugün hala tartışılıyor. Katliamcı politikaları çözüm olarak önerenler bunun hesabını verecektir.
PKK'nin bir sonuç olduğunu ifade etmek istiyorum. PKK, devletin siyasal hataları sonucu ortaya çıktı.
Bu ülkede Kürtlerin sorunu olmadığını söyleyenlere verilecek çok örnek var."
Eşit yurttaş olduğumuzu iddia ediyorsunuz biraz empati yapın. İnsanın kendi ülkesinde kendi devleti tarafından dilinin yok edilmesi, yasaklanması nasıl bir tramva yaratır biliyor musunuz.
Kürtlerin de bir tarihinin ve dilinin olduğu inkar edilemez bir gerçektir. İnkar edilmiş bir dili savunmak etnik milliyetçilik değildir."
Bugün bile bir devlet yetkilisi çıkıp da geçmişteki hatalardan özür dileme erdemini gösterememiştir. Bölge halkı gördüğü zulmü şikayet edecek vali, kaymakam bile bulamadı. " Kirli politikaların devlet içinde devletçik olduğunu yeni farkediyorlar. Yıllardır devletin ardından kamu gücü ve medya desteğiyle gerçekler çarptırıldı. " Bunları anlatarak, acıları kaşımak ya da yarıştırmak değildir. Bölge halkının sevincinin anlaşılmaması algı farkından kaynaklanıyorHalkın barışa sahip çıkması bir erdemdir. Halklar arasında etnik bir çatışma yaşanmaması bir kazanımdır."
İnkarcı ve asimilasyoncu politikaları üreten ve uygulayan halk değildir. Bunu yapan devleti ele geçiren zihniyettir.
İnsanlar hergün açlıktan ölmüyorsa bu dayanışmadadır. 1940-1980 arasında bölgede silahlı hareket yoktu. O dönemde devlet ve özel yatırım ortalamanın altındadır. "
Demokrasi ekonomisiz, ekonomi demokrasisiz olamaz.
Gelişmişlik farklarının ortadan kaldırılması gerekiyor. Bölge ekonomisi canlandırılmalıdır. Bu Türk-Kürt çatışması değildir. Bu resmi devlet ideolojisi sorunudur. Demokrasi ihtiyacı olan sadece devlet değildir. Açılım, demokrasiyi halka taşımaya öngörmelidir. Siyasi irade sadece Kürtlerin değil, tüm farklılıkları garanti altına almalıdır. İçi boşatılmış bir kardeşlik söylemleri, ırkçılğa hizmet eden politikalar sorunu çözmez. Devletin zihniyetin dünyasında en küçüklük değişiklik yapılmıyor."Biz artık yeter diyoruz. Ciddi ve cesur yaklaşımlar görmek istiyoruz. Uluslararası oyunları bozmanının tek yolu demokratikleşmeden geçmektedir.
Sorunu çözemezsek kimse gelip sorunlarımızı çözmez, çözülmesini de istemez."
Ciddi bir çözüm önerisi görülürse silahlar 3 ay içinde gündemden düşebilir.
Türiye'nin demokratikleşmesi demek, Ortadoğu'nun demokratikleşmesi demektir."
Türiye'nin demokratikleşmesi demek, Ortadoğu'nun demokratikleşmesi demektir. Umutsuz değiliz. Barış mücadelesi sürdürümeye devam edeceğiz. Gelin hep beraber sorumluluk alalım."
“Silahlar 3 ay içinde düşebilir!“
"Demokratik Açılım" oturumu görüşmesinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın ardından DTP Genel Başkanı Ahmet Türk kürsüye geldi. Ahmet Türk, şunları söyledi: "Kürt sorunun Meclis çatısı altında tartışılması önemlidir. Kürt sorunun uluslararası gelişmelerden
Yayınlanma:
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Gündem