CHP lideri Özel'den İYİ Parti lideri Dervişoğlu'na ziyaret
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nu ziyaret etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, belediyelerdeki atamalara ilişkin, "Bazıları son derece liyakatli atamalar olmasına rağmen ben inisiyatif aldım, engel oldum. Hadi siftahı benden, bereketi Erdoğan'dan, o da inisiyatif alsın ve AK Parti'deki bütün akraba görevlendirmelerini sonlandırsın da göreyim." dedi.
Özel, İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı'nda genel başkan seçilen Müsavat Dervişoğlu'nu ziyaret etti.
Dervişoğlu'nun, partinin genel merkezindeki makamında basına kapalı gerçekleşen görüşme 1 saat sürdü. Özel ve Dervişoğlu, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Dervişoğlu'na başarılar dileyerek, iki partinin ilişkisinin İYİ Parti kurulduğu günden bugüne kadar karşılıklı nezaket, işbirliği anlayışı içinde ilerlediğini söyledi.
Dervişoğlu ile kişisel hukuklarının hem eskiye hem de başarılı bir yaşanmışlık sürecine dayandığını ve sonrasında Meclis'te mevkidaş olarak buluştuklarını ifade eden Özel, "Zaman içinde aramızda gelişen diyalog, karşılıklı samimiyet birbirinin söylediğini birbirinin gözünden anlayacak ileri bir zemine kadar taşındı." diye konuştu.
Özel, pek çok zorluk, sıkıntı ve olası krizin yaşanmadan aşılmasına katkı sağlamış bir geçmişleri olduğunu belirterek, iki genel başkan olarak yeniden yollarının kesişmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Özgür Özel, CHP'nin de İYİ Partinin de üyeleri ve seçmenlerinin birbirine uzak insanlar olmadığını belirtti.
31 Mart seçiminin arkasından Türkiye siyasetinde memnuniyetle takip ettikleri bir normalleşme süreci yaşandığını anımsatan Özel, "İYİ Parti ile bir normalleşme sürecine ihtiyacımız yok. Çok istisnai süreçler hariç zaten olması gereken süreci olması gerektiği gibi hep birlikte yaşadık. Bundan sonra da Meclis'te temsil edilen, grubu bulunan iki siyasi parti olarak ilişkilerimizi en iyi düzeyde sürdüreceğiz." dedi.
CHP'nin 31 Mart seçimlerinin birinci partisi ama son genel seçimlerin ana muhalefet partisi olduğunu ifade eden Özel, görüşmenin içeriğine ilişkin bilgi verdi.
Parlamentoda grupları arasındaki iyi diyalogun bundan sonra da süreceğini ifade eden Özel, "Memleketin ne kadar sorunu varsa başta 10 bin liralık emekli maaşından asgari ücrete kadar, atanmayan öğretmenlerin sorunundan müfredat krizine kadar, astsubayların, uzman çavuşların sorunlarından hayat pahalılığına kadar üzerinde aynı sorunları tespit ettiğimiz ve ortaklaşa çözüm önerilerimizin olduğu, halktan yana baktığımız bir perspektifte sohbet etme imkanı bulduk." ifadelerini kullandı.
Bundan sonra da temas ve işbirliklerinin süreceğini vurgulayan Özel, "Temel mottomuz 'muhalefete muhalefet etmek değil, iktidara muhalefet etmektir.' Bundan sonra da milletin yararına, halkın yararına olan her şeyde birlikte olacağız. Her konuda aynı fikirde olmayabiliriz. Bunu da birbirimize nezaketle ifade edebiliriz. Ama güçlü bir muhalefetin Türkiye'nin yarınlarını çok daha hızla güzelleştirecek günleri taşıyacağını biliyoruz ve bununla ilgili de bir mutabakat içindeyiz." diye konuştu.
Özel, İYİ Partinin kurucu genel başkanı Meral Akşener ile pazar günü telefonda sohbet ettiklerini belirterek, "Onun da bir kez daha emeklerine sağlık. Karşılıklı birbirimize ve partilerimizin birbirine emeği vardır. Bir kez daha kendisini de saygıyla selamlıyoruz." dedi.
"Biz zaten bir başlangıç içerisinde değiliz"
Dervişoğlu ise bundan sonraki süreçte yine görüşmelerinin devam edeceğini ifade ederek, "Türkiye'nin menfaatine yönelik bütün doğru kararları müştereken verebilme dirayeti sergileyeceğimize olan inancı da muhafaza edeceğiz." diye konuştu.
Siyasi partiler ve genel başkanları arasında yürütülen samimi diyaloğun, ülkenin sorunlarının çözümüne katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Dervişoğlu, "Geride bıraktığımız günlerde yapılan çalışmalarda birbirimize karşı samimiyet testine ihtiyaç duymadığımızı sizlerin de bilmesini istiyorum." dedi.
CHP ve İYİ Partinin geçmişe dönük birçok ortak çalışma gerçekleştirdiğini anımsatan Dervişoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ne zaman Türkiye'nin önemli bir problemi kamuoyunun gündemine gelse hayata baktığımız pencere genellikle CHP ve genel başkanı ile aynı pencere oluyor. Duyarlılıklarımızı, farklılıklarımızı muhafaza edeceğiz ve ülkemize hizmet yolculuğunu da bütün siyasi partilerle olduğu gibi CHP ile de bundan sonra sürdüreceğiz. Bu ziyaretin çok önemli bir başlangıç ifade ettiğini söyleyemem. Çünkü biz zaten bir başlangıç içerisinde değiliz. Biz bir birliktelik arayışındayız bütün siyasi partilerle. Farklı şeyleri düşündüğümüz partilerle de diyaloğa kapattığımız bir kapı yoktur."
"Mevcut anayasayı ihlalde ısrarınız sürüyor demektir"
Açıklamaların ardından Özel ve Dervişoğlu, gazetecilerin, "Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararını uygulamayan, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Muhsin Şentürk'ün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanması ile Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında bazı emniyet mensuplarının gözaltına alınmasına" yönelik sorularını yanıtladı.
Özel, iki sorunun birbirine temas eden yerleri bulunduğunu belirterek, "AK Parti ve MHP arasında yaşanan meselenin kendisi neyse bir gerilim mi, bir pazarlık mı, bir karşılıklı restleşme mi? Bu bir fillerin boğuşması ama altta adaletin ezilmesi, anaların ezilmesi, evlatların ezilmesiyle sonuçlanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sinan Ateş cinayetine değinen Özel, "Bugün Ayşe Ateş'in yüreğindeki yangın, Sinan Ateş'in evlatlarının kaybettikleri sürece ilişkin adalet beklentileri, birtakım kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler, sonra üstü kapalı atılan tweetler, üstü kapalı yapılan beyanlarla iyice kriminal bir hikayenin sanki suyun üzerinde görünen kısmı, buz dağının küçük kısmını görüyormuşuz izlenimini her geçen gün kuvvetlendiriyor." dedi.
Özel, Yargıtay'daki atamaya ilişkin, "Yapılan atama 37 tur Papa seçimine dönen bir yüksek yargı seçiminde, iki liderin görüşmesinden sonra, adayın birinin çekilip, başka bir makamı talep etmesi ve o odaya giden oyların bir yere yönlendirileceğine ilişkin bir inanç hakimdi. Ama bu dayatmaya ya Yargıtay'da oy kullananlar uymadılar ya da 'adayı çekelim ama arkadaşlarımız bildiğini yapsın' dedi birileri. Yargıtay seçimindeki sonuç Sayın Erdoğan'ın beklediği gibi olmadı, bu net. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama yaptığı atama maalesef 31 Mart'tan sonra gelişen diyalog ve 31 Mart'tan sonra gelişen normalleşme anlayışına uygun değildir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un her fırsatta yeni bir anayasadan bahsettiklerini belirten Özel, şöyle konuştu:
"Ben de diyorum ki; 'mevcut anayasaya uyun, ondan sonra yeni anayasayı isteyin.' Şimdi mevcut anayasaya uymamanın baş kahramanını en çok oyu da almadığı halde dün gece yarısı atıyorsunuz. Bu arkadaş anayasanın ilgili maddesi, 'anayasa kararları yürütme, yasama ve yargı organlar açısından bağlayıcıdır ve yayınlanır yayınlanmaz uygulanır' demesine rağmen direndi ve bu kararı uygulamadı. Anayasa ihlalinin sembol ismini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı atıyorsanız demek ki sizin mevcut anayasayı ihlalde ısrarınız sürüyor demektir."
"İtalyan mafya filmi mi izliyor Türkiye?"
"Nasıl normalleşecek bu ülke?" diye soran Özel, şunları söyledi:
"'Efendim ben söyledim, adaylıktan lehimize çekildi. Ben de sözümü tutayım.' Ama bu yüksek yargı, bu tip pazarlıkların yapılacağı bir yer değildir. Oralardan Gezi aileleri adalet bekliyor. 28 Şubat aileleri sizden adalet bekliyor. Diğer taraftan Sinan Ateş'in eşi, evlatları adalet bekliyor. Siz orada, 'sen onu çek, ben bunu buraya atayım. O sözünü tutmazsa da atayım ki racona ters olmasın.' Yani bir İtalyan mafya filmi mi izliyor Türkiye yoksa adalet, siyaset, emniyet üçgeninde yaşanan bir şeyleri mi izliyor belli değil. O yüzden herkes aklını başına alsın. Bu ülkede bir, beraber, huzur içinde yaşayacaksak insanların adalete güven duymaları lazım."
Özel, bugün Türkiye'de adalete güvenin yüzde 20'nin altına gerilediğini ve böyle devam etmesi halinde bunun tek haneli rakamlara ineceğini iddia ederek, mahkemeye ve yüksek yargıya güvenin olmadığı yerde demokrasinin olmayacağını söyledi.
Özgür Özel, "Mesele fevkalade yanlıştır. Detaylar, her gün taraflar taraf değiştiriyor. Ağız değiştiriyor, tutum değiştiriyor. Tweetler atılıyor, içinde bir sürü anlam çıkarılabilecek tehditler var. İçişleri Bakanı ile bir partinin genel başkanının tweetler üzerinden Cumhurbaşkanı'na ve birbirlerine mesaj vermeleri demokrasi görüntüsü değil." dedi.
Demokrasinin şeffaflık rejimi olduğunu ifade eden Özel, "Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanının hızla siyasi partileri bilgilendirmesi lazım. Diğer iki liderin de emniyetin ve adaletin üzerinden ellerini çekmeleri gerekiyor." ifadesini kullandı.
"Sayın Erdoğan'ın partisinde yüzlerce, binlerce nepotizm vakası biliyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Nepotizmin engellenmesi noktasında muhalefetin de sorumluluk almasını bekliyoruz. Maşeri vicdan da yara açıldı" ifadesinin anımsatılması üzerine Özel, şunları kaydetti:
"Sayın Erdoğan'ın partisinde yüzlerce, binlerce nepotizm vakası biliyorum. Hepiniz biliyorsunuz, gazetelerde sayfa sayfa yer alıyor. Hatta bu öyle bir şey ki beklenti yönetimi olarak birisi milletvekili yapılmıyorsa kardeşi bilmem nereye bilmem ne atanıyor. Ya da en üst atamalardan büyükelçi atamalarına kadar tüm atamalarda Adalet ve Kalkınma Partisinde bugün isteyin yarın bu saate kadar binden fazla akraba ataması görülür. Ben bugüne kadar Sayın Erdoğan'ın bu konuda bir irade gösterdiğini -beni ona çağırmış- hiç görmedim. Siz gördüyseniz Erdoğan'ın talimatıyla atanan şu kardeş istifa ettirildi. Çoğunun altında kendi imzası var. Ben duyduğum her vakayı bizzat izliyorum, takip ediyorum, gerekirse kendim görüşüyorum ve o atamaları geri aldırtıyorum. Son örneği Adana Yüreğir'deki atamadır.
Bazıları son derece liyakatli atamalar olmasına rağmen ben inisiyatif aldım, engel oldum. Hadi siftahı benden, bereketi Erdoğan'dan, o da inisiyatif alsın ve AK Parti'deki bütün akraba görevlendirmelerini sonlandırsın da göreyim. O yüzden el aleme verir talkını, kendi yutar salkımı, siyasetin kaldıracağı bir iş değil."
"Muhalefet partileri sıhhat derecesi yüksek bilgiye sahip değil"
Dervişoğlu ise aynı sorulara, "Muhalefet partileri ne olup bittiğine dair sıhhat derecesi yüksek bilgiye sahip değil. Dolayısıyla eksik bilgiyle bir yanlış yorum yapmamaya özen göstermem lazım." açıklamasında bulundu.
Müsavat Dervişoğlu, Şentürk'ün atamasına ilişkin de, "Benzer atamalar Türkiye'de ilk kez yaşanmıyor. Bu tür atamalardan olan şikayetlerimizi sıklıkla ifade ettik. Ama böyle bir atama bizim açımızdan sürpriz olma özelliği taşımıyor. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Ama hükümeti ve onun başındaki zatı bu konulara özen göstermeye davet ediyorum." dedi.
Kaynak: