"Aziz bunun cin gibi farkında!"

"Aziz bunu cin gibi farkında... Mehmet Ali Aydınlar olduğu zaman kuklası bir federasyon olmayacağını biliyor. "Bana karşı" demesi bu nedenle... Yoksa en başta Aziz'in ortaya çıkıp, desteklemesi gerekirdi. Bir gazeteci olarak değil, bir Galatasaraylı olara

"Aziz bunun cin gibi farkında!"

"Aziz bunu cin gibi farkında... Mehmet Ali Aydınlar olduğu zaman kuklası bir federasyon olmayacağını biliyor. "Bana karşı" demesi bu nedenle... Yoksa en başta Aziz'in ortaya çıkıp, desteklemesi gerekirdi.

Bir gazeteci olarak değil, bir Galatasaraylı olarak düşünürsem eğer, Mehmet Ali Aydınlar'ın Federasyon Başkanı seçilmesine zil takıp oynamam lazım. Çünkü Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe'ye başkan olursa Fenerbahçe'yi yakalamak çok zorlaşır. Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe'yi Barcelona ayarında takım yapar. Ondan sonra Türkiye Ligi, İspanya Ligi'ne döner. İkincilik için yarışan takımların ligine döner.

Onun için Mehmet Ali Aydınlar gibi bir tehlikeden kurtulmak, Galatasaraylılar için çok cazip... " Polat'ın Kıraç, Aysal, Süren, Helvacı ve Davala'yı hedef alan açıklamaları Galatasaray'da büyük bir dalgalanma yarattı. Sert demeçlerle de karşılık buldu. Polat'ın sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Adnan Polat, ibra edilmediği kongrede çukura düşen itibarını yükseltmeye başlamıştı. Ünal Aysal ile yan yana izlediği Galatasaray'ın basketbol maçı, adeta bir doruk noktasıydı. Herkese, bu ülkenin siyasetçilerine dahi örnek olabilecek bir doruk noktasıydı. 'Kaybeden ve kazanan için eğer hedef aynı ise bir araya gelebilirler' mesajı verdiler... Bu hedef Türkiye olabilir, bu hedef Galatasaray olabilir, bu hedef herhangi bir siyasi parti olabilir.

Ben o sahneyi mesela Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ya da Kılıçdaroğlu ile Baykal'a örnek göstermek isterken, Adnan kendi yarattığı, bu harika yeni imajı kendi elleriyle yıktı, konuşmasında yaptığı gaflarla...

"Bu bir CHP darbesidir" açıklaması korkunç. Galatasaray'ın içine siyaseti böylesine sokmak korkunç bir şey... Bu kendisine bir fayda sağlasa anlamaya çalışacağım... Hayır... Tam tersine böyle bir şeyi konuşmak adamı yok eder. İşte Fatih Altaylı, "İhraç edilsin Galatasaray'dan" dedi.

Ben Galatasaray Kongre Üyesi olsam bu talep için imza toplanmaya başlasa ben imza veririm. Üstelik Adnan benim 25 yıllık arkadaşım. Nasıl yaptı anlamadım!..

"Sabahları Ümit Davala'nın ağzı içki kokuyordu" ne demek!.. Böyle bildiğin bir şey varsa gider yan yana maç seyrettiğin Ünal Aysal'a ya da Fatih Terim'e söylersin. 'Hocam böyle böyle...' Gazeteciye, televizyoncuya söylediğinde olmaz.

Süren'e "Faruk" diye hitap etmesi doğru mu? Süren de "Ben de ona 'Adnancık' desem olur mu" şeklinde bir ifade kullandı.

 

Bunda bir şey yok. Faruk Süren orada ayıp etti. Adnan Polat ile Faruk Süren, Alp Yalman'ın başkan olduğu yönetim kurulunda yönetim kurulu üyesiydiler. Senelerce aynı yönetim kurulunda yan yana çalıştılar. Galatasaray Yönetim Kurullarında dostluk, arkadaşlıklar vardır. Orada Adnan, 'Faruk' diyemiyorsa eğer... Ben diyorum ya!.. "Adnan" diyorum, "Faruk" diyorum, "Alp" diyorum. Ki ben bunların hiçbiri ile aynı yönetimde, aynı masanın etrafında toplanmadım. Ama arkadaşlarım...

Ünal Aysal çok doğru bir cevap verdi. Katiyen bu tuzağın içine girmedi, "Kendi düşünceleridir" dedi, çıktı işin içinden... Öyle olmak lazım... Adnan'ın, Faruk Süren için söyledikleri ağır... Faruk Süren'in onlara cevap verme hakkı var. Ama "Bana Faruk' demeye hakkı yok. Ben de ona 'Adnancık mı diyeyim' demesi çok yanlış. Eğer Galatasaray kulübünde tartışma adabı bilinmiyorsa hiç kimse kalkıp, 'Galatasaray batıya açılan penceredir' falan demesin. Bu palavra o zaman.

Sizin de söylediğiniz gibi Aysal, Polat'ın sözlerine yanıt vermedi ama Divan Kurulu toplantısında dikkat çeken açıklamaları vardı. En önemlisi "Transfer yapacak para yok" dedi. "150 milyon dolar için 750 milyon dolar teminat verilmiş" ifadesi kullandı. "Galatasaray'ın düşmanı Galatasaraylılardır. Biz bu virüsü " sözü de çok konuşuldu.

Aysal'ın "Galatasaray'ın düşmanı Galatasaray" lafı temelde doğru. Ünlü filozofun "Homo homini lupus", "İnsan insanın kurdudur" lafına atfen söylemiş bir laftır. Galatasaray'ın kurdu Galatasaray'dır. 'Biz birbirimizi yemesek dışarıdan bizi yıkamazlar.' Bu doğru bir laf... Galatasaraylının, Galatasaraylılara ettiğini bizim Kilis'te "Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini" derler.

Galatasaray'ın düşmana ihtiyacı yok. O derece ciddi durum. Ünal da bunu anlatmaya çalışıyor. Fakat yanlış sözcük kullandığı için ve bizim medya bütün bir konuşmanın içinden bir cümleyi cımbızla ayırıp, onu manşete çekmeyi ve gerisini boş bırakmayı çok iyi bildiği için böyle bir şey ortaya çıktı.

Ben bir defa biliyorsun spor dünyasında 'Düşman' sözcüğünün kullanılmasına karşıyım. Bu kelimeyi Ali Şen soktu spor dünyasına 'Düşman' sözcüğünü. Onun için daha net konuşabilir; 'Galatasaraylı Galatasaraylının kurdudur' deseydi doğrudan atıf yaparak kimse bir şey diyemezdi. Yanlış kelimeler kullandı ama temelde dediği doğru...

 

Mali konuda dedikleri de doğru ve bu dediklerini lafta bırakmayıp mali kongreye gitmesi de doğru... Şimdi 150 milyon dolar borcu var kulübün. Bu 150 milyon dolar borç için 750 milyon dolarlık teminat gösterilmiş! Bu rahmetli Özhan Canaydın zamanında 'Acil para bulalım' diye her şeye 'Evet' dediğimiz dönemin başlangıcından beri olan işler.

Ünal Aysal'ın yine demek istediği şu; 'Evvela bir 150 milyon dolar bulalım. Şu borçları kapayalım. Bu teminatlar, bu temlikler kalksın. Elimizde teminat gösterebilecek 750 milyon dolarlık mal olunca biz 500 milyon da kredi alabiliriz.' Söylemek istediği bu...

Bunun da görüşüleceği, konuşulacağı ve gerekirse yetkinin alınacağı yer mali kongre.

İnan Kıraç'ın, "100 milyon dolarla gelecek" açıklamasının da etkisiyle Aysal'dan özellikle de mali anlamda büyük bir beklenti var. Ancak Aysal, "Galatasaray'ın benim parama ihtiyacı yok" diyerek beklentileri boşa çıkardı.

Çok doğru. Yani böyle gelenler kulübe temlik koyuyorlar. Beşiktaş'ın Yıldırım Demirören'i değiştirebilmesine imkân var mı? Fenerbahçe'nin Aziz Yıldırım'ı değiştirebilmesine imkân var mı? Aziz Yıldırım'ın adına temlikler, Yıldırım Demirören adına konulan temliklere bir baksınlar bakalım.

Bunlar başkanlıktan ayrıldıkları gün yeni gelen başkanın ilk işi bunların 'Borç' diye verdiği paraları ödemek. O zaman bunlar canları istediği kadar başkan olarak kalırlar. Kimse o paraları veremez çünkü...

Günümüzdeki, modern kulüplerin UEFA lisansı alacak kulüplerin artık yöneticilerin ceplerinden çıkan ve kulübe temlik koyarak verecekleri paraya ihtiyacı yok. Olmamalı da!..

O zaman bağımsızlığını yitiriyorsun işte... 'Biz Galatasaray'ı öyle bir mali yapıya kavuşturmalıyız ki ne bana ihtiyacı olacak, ne İnan Kıraç'a, ne ötekine, ne berikine!.. Ama bu kulübü iyi yönetecek birisi ise beş kuruşu olmayan Hıncal Uluç bu kulübün başkanı olabilecek. O düzeni kurmalıyız.'

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler