Şampiyonluk bize yakışır

Ne kadar gol atarsa atsın, attıklarından çok kaçırdıklarıyla anılıyor. Ama fedakârca mücadelesi, hırsı ve kuvvetiyle bu eksiğini kapatmaya uğraşıyor. Kendisine yöneltilen eleştirilere "haklılar" diyecek kadar saygılı ve kendini bilen bir oyuncu. Gökhan Ün

Şampiyonluk bize yakışır

Ne kadar gol atarsa atsın, attıklarından çok kaçırdıklarıyla anılıyor. Ama fedakârca mücadelesi, hırsı ve kuvvetiyle bu eksiğini kapatmaya uğraşıyor. Kendisine yöneltilen eleştirilere "haklılar" diyecek kadar saygılı ve kendini bilen bir oyuncu. Gökhan Ünal'ın gelişinin ardından iki santrforlu sistemde daha verimli olduğunu söylüyor ve Trabzonspor'da şampiyonluk yaşadıktan sonra Avrupa'da futbol oynamanın hayalini kuruyor.

Dış sahada daha rahat oynarken, Avni Aker'de yaptığınız maçlarda zorlandığınız görülüyor. Bunu nasıl açıklarsın? Üstelik geçmiş yıllara oranla taraftarların üzerinizde baskı kurar bir hali yokken…

Deplasmanda daha fazla galibiyet almamızın temel nedeni, takımların kendi sahalarında oynarken bize karşı daha açık bir futbol sergilemeleri. Kendi evimizde oynadığımız maçlarda ise hücum gücümüz daha fazla olduğu için, gelen takımlar katı defans yapıyor. Bu tür maçlarda yakaladığımız fırsatları değerlendiremediğimizden sıkıntılar yaşadık. Bu da içeride puan kayıplarına neden oldu. Taraftarlarımızın geçmiş sezonlara oranla çok daha farklı olduğunu, bizim oyunumuza olumlu yönde katkı yaptıklarını tüm futbolcular hissediyor. Ligin uzun maratonunda kötü dönemlerimiz olabilir, lütfen bize destek vermeyi sürdürsünler.

Sen de Gökhan da attığınızdan kat kat fazla pozisyon harcıyorsunuz. Son vuruşlar esnasında bir telaş ya da heyecan mı oluyor? Yoksa sebep sadece şanssızlık mı?

Heyecanla karışık hafif bir stres yaşıyoruz. O an, forvet kimliğinizle psikolojik olarak gol atma isteğiniz artıyor. Atacağınız o golle takımın öne geçeceğini bilmeniz de tatlı bir stres oluşturuyor. Bu iki faktörün etkisiyle bazen müsait pozisyonları harcadığımız oluyor.

Üç büyük İstanbul takımının hücum hattına baktığımız zaman, hepsinin hücuma dönük orta saha oyuncularının bariz katkılarını görüyoruz. Oysa Trabzonspor, tüm gol umutlarını ileri uç elemanlarına bağlamış görünüyor. Bu görüşe katılıyor musun? Orta sahadan yeterince katkı alabiliyor musunuz bu anlamda?

Takımımızın belirli bir oyun sistemi var. Bu sisteme göre, toplar genellikle bende ya da Gökhan'da toplanıyor. Temel sistem bizim gol aramamız üzerine. Orta saha veya defans elemanlarının gol kaydederek bize maç kazandırdığı maçlar da oldu. Bu maçların sayısının artması bizim de yükümüzü hafifletecek. Arkadaşlarımız bize desteklerini arttırırsa son derece memnun oluruz. Ancak biz de sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu takımın golcüleri bizleriz. Bu yükü omuzlamamız gerekir.

Şampiyon olamazsak çok üzüleceğim

Sezonu nerede tamamlarsanız kendinizi başarılı göreceksiniz?

Sezona başlarken "Ligi ilk üç sırada bitirirsek bizim için başarı sayılır" diye düşünüyordum. Ancak şimdi oynadığımız futbola bakıyorum da şampiyonluk bize gerçekten yakışır. Oynadığımız maçlara, başarılarımıza bakıyorum da eğer şampiyon olamazsak, cidden çok üzüleceğim. İşler istediğimiz gibi gitmez ve ikinci olursak da bunu kötü bir sonuç olarak görmem doğru olmaz. Bu da bizim gibi yeni kurulmuş bir takım için başarı sayılabilir.

Ankaragücü'nden Trabzonspor'a geldikten sonra kişisel olarak gelişim gösterdiğini söyleyebilir misin?

Evet, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Öncelikle daha büyük bir camiaya geldiğim için vizyonum genişledi. Büyük bir taraftar kitlesinin önünde baskının, beklentinin büyük olduğu bir ortamda mücadele etme konusunda aşama kaydettim. Topla ilgili beceriler anlamında çok bariz olmasa da olumlu şekilde kendimi geliştirdiğim inancındayım.

Taraftar baskısına alışmak kolay oldu mu?

Trabzonspor'daki ilk iki sezonumda bu konuda ciddi anlamda zorlandığımı söylemeliyim. Ama bu sezon geçmiş dönemlere nazaran daha rahatım. Hâlâ da strese girdiğim zamanlar olur; onu da açık yüreklilikle söyleyeyim.

Ersun Yanal'ın gelişinden sonra senin açından olumlu veya olumsuz ne gibi değişimler yaşandı?

Ersun Hoca geldikten sonra çalışma programımız çok farklılaştı. Ben de çalışmayı çok seven bir oyuncu olduğum için benim için olumlu bir değişim gerçekleşti. Kendisi benim Ankaragücü'nde oynadığım dönemde de teknik direktörümüz olmuştu. Birbirimizi önceden bilmemiz de bir avantaj tabii.

Pres yapman, çok koşman ve istekli oyunun takdir ediliyor ancak pozisyon alma, son vuruşlar ve karar alma konusunda eleştiriliyorsun. Bu eleştirileri haklı buluyor musun?

Tabii ki haklı buluyorum. Zaten eleştiriler olmazsa hatalarımızı bilemeyiz. Hangi konularda kendimi geliştirmemiz lâzım, bunları öğrenemeyiz. En basit şekilde benim amacım belli. Her maç bir öncekinden daha iyisini yapmaya gayret ediyorum. Pozisyon alma konusunda pek yanlış yaptığımı düşünmüyorum ama bariz gol pozisyonlarını harcadığım hususuna katılıyorum. Kaçırılan goller, bir sonraki maç için de baskı unsuru oluyor.

Kendini geliştirmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsun?

Gol vuruşları üzerine çalışmalar yapıyorum. Zamanlama, top saklama ve top hâkimiyeti gibi konularda becerimi yükseltmeye çalışıyorum. İyi olduğum konularda da pratik yapmaya özen gösteriyorum.

Antalyaspor ve Ankaragücü'ne karşı attığın goller takımına galibiyet getirdi. Özellikle eski takımın Ankaragücü'ne karşı böyle belirleyici bir gol atınca neler hissettin?

O an rakibin Ankaragücü, Galatasaray ya da Real Madrid olması benim için önemli değildi. O anda hiçbir şey Trabzonspor'un alacağı üç puandan önemli değildi. O maça da yine içimde büyük bir gol atma isteğiyle başlamıştım. Ancak 90 dakikanın sonuna doğru golü bulmak kısmet oldu. Böyle olunca da golün hazzını daha fazla yaşadım. Eğer 30 ya da 60. dakikalarda bir gol atmış olsaydım, sevincim bu denli büyük olmazdı.

Gökhan Ünal ile uyumun konusunda neler söylersin?

Birbirimize giderek daha fazla alıştığımızı ve iletişimimizi ilerlettiğimizi herkes görüyordur herhalde. Konyaspor'a 1-0 kaybettiğimiz maçta çok güzel paslaşmalarımız olmuştu ama takım halinde kötü oynayınca, ister istemez biz de etkileniyoruz. Ben bilhassa ikinci yarıyla beraber daha iyi bir ikili olduğumuzu hissettirdiğimizi düşünüyorum.

Gökhan'ın gelişinden önce orta saha oyuncuları sana destek veriyordu. Gökdeniz ve Ceyhun'u buna örnek gösterebiliriz. Şimdi de bir forvet oyuncusu ile partnersin. İkisi arasında bir fark var mı?

Kesinlikle fark var. Çünkü santrfor nerede duracağını, nereye koşacağını, topu nasıl saklayacağını biliyor. Bu anlamda, benim için bir forvet oyuncusuyla oynamak önemli bir artı. Orta sahadan destek sağlayan futbolcu ise geriden geldiği için ön direğe mi yoksa arka direğe mi koşu yapacak tam bilemiyorsunuz. Sonuçta onun bulunduğu yerin aksi istikametinde olmalısınız. Bu konularda geçmişte çeşitli sıkıntılarım olmuştu.

Trabzonspor'la bir sezon daha sözleşmen var. Kariyerinin devamıyla ilgili neler planlıyorsun?

Trabzonspor Kulübü'nde çok mutluyum. Burada inşallah şampiyonluk yaşayıp daha büyük hedeflerime ulaşmak istiyorum. Avrupa'ya gitmek bunlardan bir tanesi.

Senin için Trabzon'da "Yerlinin yerlisi" değerlendirmesi yapılmayı başlandı. Bu sözleri nasıl değerlendiriyorsun?

Trabzon halkı ve Trabzonspor taraftarlarınca böyle adlandırılmak benim için gurur verici. Herkes benim maçlarda ne kadar iyi niyetle mücadele ettiğimi ve çaba gösterdiğimi görüyor. Bu da onların bana karşı bir jesti diye düşünüyorum.

Ümit Milli Takım'ın golcüsüydün ama sonrası gelmedi. Bu konuda neler söylersin?

Hedeflerimden bir tanesi A Milli Takım'a gidip orada kalıcı olmaktı. A Milli Takım mücadelemi bırakmış değilim, orada olabilmek için var gücümle çalışıyorum. Bir gün orada olacağıma inanıyorum. O zaman dek çalışmaya devam edeceğim. İnşallah Türkiye, Dünya Kupası'na katılır ve ben de orada yer almayı başarabilirim.

Röportaj: Nuri Bekâr /TamSaha

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler