Akif Hamzaçebi şehir Eren Bülbül'ün ailesini ziyaret etti
CHP İstanbul Milletvekili Trabzonlu Akif Hamzaçebi Maçka Şehidi Eren Bülbül'ün ailesini ziyaret etti.
TBMM Başkan Vekili ve CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, geçtiğimiz hafta Trabzon’un Maçka ilçesinde teröristlerce açılan ateş sonucu şehit edilen Eren Bülbül’ün ailesine taziye için geldiği Trabzon’da açıklamalarda bulundu.
CHP İl Başkanlığı'nda basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Hamzaçebi, şehit Eren’in acısını hale yüreğinde hissettiklerini belirterek Eren’in bütün Türkiye’nin evladı olduğunu söyledi.
Taziye öncesi Trabzon Valisi Yücel Yavuz’u ziyaret ettiğini belirten Hamzaçebi “Sayın valimizi ziyaret ettim. Sayın valimiz PKK terörüyle mücadele konusunda Trabzon’da neler yapıldığı konusunda beni bilgilendirdi. Kendisine bu konuda Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelesini özellikle de Trabzon’da gündemde olan PKK terörüyle mücadele konusunda başarılar diledim. Maçka’da şehit Eren Bülbül kardeşimizin ailesine taziye ziyaretinde bulunacağım. Bütün Türkiye’nin çok yakından tanık olduğu gibi 15 yaşındaki gencimiz PKK tarafından acımasız bir şekilde katledilmiştir. Eren yavrumuzun acısı hala yüreğimizdedir. O acıyı yaşıyoruz hissediyoruz. Eren bütün Türkiye’nin evladıdır, gönüllerimizde yaşayacaktır” dedi.
"SİYASET HER ŞEYİN ÇÖZÜMÜDÜR"
Hamzaçebi, siyasetin her şeyin çözümü olduğunu bütün terör örgütlerini lanetlediklerini ifade ederek, "Kimlik politikaları, terörü vasıta kılmak isteyen bu politikaların başarıya ulaşması hiçbir zaman mümkün değildir. PKK, IŞID, DHKPC terörü ve diğer bütün terör örgütlerinin terörünü milletçe lanetliyoruz. Terörün başarıya ulaşması mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti terör karşısında sınanmış test edilmiş bir devlettir. Bu konudaki mücadelede biz devletimizin, hükümetimizin her zaman için yanında oluruz. Siyaset her şeyin çözümüdür. Bütün sorunların çözümü siyasettedir. Siyaset kurumu ne kadar güçlü olursa sorunlar o kadar çözülür. Şu anda Türkiye’deki siyasete hakim olan dil iyi değil. Gerginleştirici bir dil var. Siyasetteki bu üslubun yumuşaması bu gerginliğin sone ermesi gerekir. Gerginlik kutuplaşma demektir. Kutuplaşma toplumsal bağlarımızın zayıflaması dayanışmanın çökmesi demektir. Bu asla olmamalıdır. Ancak kullanılan dil şu andaki ortam şu andaki atmosfer bunu getirmiştir. Bunu aşmak zorundayız. Türkiye’nin çok büyük sorunları var. Türkiye’nin terör, ekonomik sorunları var. Türkiye’nin dış ilişkilerde yaşadığı sorunlar var. Türkiye’nin AB ile ilişkileri olumlu seyretmiyor” diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN ÜÇ YILLIK TURİZM KAYBI 30 MİLYAR"
Trabzon’daki turizm hareketlenmesini Türkiye’nin genelinde göremediklerini kaydeden Hamzaçebi, “Trabzon turizmde atılım yapmış durumda ancak turizmdeki bu atılımı Türkiye’nin genelinde göremiyoruz. Sadece üç yıllık turizm geliri kaybı gelecek dönemi de dikkate aldığımızda yaklaşık 30 milyar dolardır. Türkiye olarak bunu aşmak zorundayız. Türkiye’de sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi sağlamak özgür demokratik bir Türkiye’yi gerçekleştirmek insan haklarını güvence altına alan bir demokrasiye ulaşabilmek için siyaset kurumunun üstüne düşen büyük görevler vardır. Türkiye’nin normalleşmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
"FETÖ İLE MÜCADELE KARARLILIĞINDAN ASLA VAZGEÇMEDEN OLAĞANÜSTÜ HALİN SONA ERDİRİLMESİ LAZIM"
FETÖ ile mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesi gerektiğine işaret eden Hamzaçebi ”Bunun için FETÖ ile mücadele kararlılığından asla vazgeçmeden olağanüstü halin sona erdirilmesi lazım. Bu ekonomideki dengelerimizin de kurulması açısından zorunlu bir olaydır. FETÖ ile mücadele, Türkiye Cumhuriyetinin son yıllarda karşılaştığı bu çok önemli bir badireyi aşma mücadelesi devam etmelidir. Eğer 15 Temmuz darbe teşebbüsü hedefine ulaşmış olsaydı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık dönemlerinden birisine gelmiş olacaktı. O nedenle FETÖ ile mücadele son derece önemlidir. Bundan asla vazgeçilmemeli asla bu mücadele bir kenara bırakılmamalıdır. Ama bu Türkiye’nin sürekli olarak olağan üstü halle yaşamasını gerektirmiyor. Türkiye olağan üstü hali sona erdirip yine FETÖ ile mücadelesini devam ettirebilir. Normalleşmek için buna ihtiyaç var. Bu Türkiye’nin ekonomik dengelerini kurabilmesi açısından da önemlidir. Bu Türkiye’nin insan haklarını güvence altına almış demokratik bir ülke olarak yoluna devam etmesi için de geçerlidir. Doğrudan yabancı yatırımların Türkiye’ye gelmesi için de gereklidir. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin yoluna girmesi için de gereklidir. Bunu sağlamamız lazım” şeklinde konuştu.
"SUÇLAYICI AÇIKLAMALARDAN KAÇINMALIYIZ"
Suçlayıcı açıklamalardan kaçınılması gerektiğine vurgu yapan Hamzaçebi, “Karşı tarafı suçlayan karşı tarafı yasalar karşısında suçlu göstermeye yönelik siyasi olarak bunu ifade ediyorum siyasi partileri kast ediyorum. Açıklamalardan kaçınmak lazım. CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu sanki bir işlemiş gibi itham etmeyi demokrasimizin selameti açısından ülkemizin birliği beraberliği demokratik bir ortamı gerçekleştirebilme hedefine ulaşmak açısından hiç doğru bulmuyorum. Bundan vazgeçmek gerekir. İnanıyorum ki Türkiye bunları başaracaktır. Türkiye’nin geleceğine, Türkiye’nin aydınlık geleceğine olan inancım tamdır. Hiç şüphe etmiyorum. Türkiye en güzel şeyleri başaracaktır. Bütün sorunlarını aşacaktır geleceğe güvenle bakalım. Geleceğin iyi olacağına inanalım. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ana muhalefet partisinin CHP’nin lideridir. Değil Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’nin herhangi bir milletvekilinin sözü edilen türde bir suçu işlemesi mümkün değildir. Bunun konuşulması bile bir talihsizliktir. Bunları asla doğru bulmuyorum. Türkiye Cumhuriyeti yasaları karşısında herkes eşittir. Bir kimsenin genel başkan olması milletvekili olması kimseye bir ayrıcalık sağlamıyor. Ama hiç kimsenin de sahip olduğu unvanlara sığınarak bir açıklama yaptığını bir şeylerden kaçındığını ben görmüyorum. Ben bu iddiaları reddediyorum. Bunlar doğru değil bunlar demokrasimize zarar verir. Şimdi yapılması gereken gerilimi yükseltmek değil, gerilimi düşürmektir. Türkiye’yi normalleştirmektir, buna ihtiyacımız var. Bütün siyasilerin böyle bir üslubun içinde olması gerektiğini diliyorum. Bu ülkemizin geleceği açısından da demokrasimizin açısından önemlidir” ifadelerini kullandı.
"CHP’DE FETÖ’CÜ ARAMAK FANTEZİDİR"
Gazetecilerin CHP Antalya Milletvekili Akaydın’ın açıklamalarıyla ilgili sorusu üzerine Hamzaçebi, CHP’de FETÖ’cü aramanın bir fantezi olduğunu kaydederek “CHP’sinde FETÖ’cü aramak bir fantezidir, siyasal fantezidir. Bunu asla kabul etmiyorum. Ancak şunun ortaya çıkması lazım. Türkiye Cumhuriyeti FETÖ ile büyük bir mücadele yürütüyor. Bu mücadelenin başarıya ulaşması demokratik laik Türkiye Cumhuriyetinin geleceği açısından şarttır. Ancak bu mücadeleyi yaparken sadece belli kurumlarda FETÖ’cü arayıp da belli kurumlarda aramamayı ben anlayabilmiş değilim. FETÖ’nün iş dünyasındaki ayağı ortaya çıkartılıyor, medyadaki ayağı ortaya çıkartılıyor, kamu yönetimindeki ayağı ortaya çıkartılıyor, yargıdaki üniversitedeki, sivil toplumdaki bütün ayakları ortaya çıkartılıyor ama henüz daha bir siyasi ayağı ortaya konulabilmiş değil. Gönül ister ki bu ayak çok ciddi bir şekilde ortaya konulabilsin. Bu ayak konulabilir ise Türkiye gerçekten FETÖ ile mücadelede hedefine ulaşmış olacaktır. Burada sayın Akaydın’a yönelik yapılan bu soruşturma ya da diğer bazı milletvekillerimize yönelik FETÖ yakıştırması ile yapılan soruşturmaları ben demokrasimiz açısından olumlu bulmuyorum. Sayın Akaydın’ın konuşmasını eleştirebilirsiniz, katılmadığınız cümleler olabilir, mümkündür. Maksadı aşan ifadeler olabilir. Ama buradan bir FETÖ üyesi oluşturmak yanlıştır. Bunlar doğru değildir, bunlar zorlamadır. O cümlelerde maksadı aşan ifadeler mümkündür olabilir eleştirilebilir. Bir demokraside insanlar ölüyorsa elbette insanlar darbe teşebbüsünde ölüyorsa elbette buna ilişkin değerlendirmeler yapılabilir. Buradan hareketle maksadı aşan ifadeler varsa bunlarda eleştirilebilir ama bir kişiyi bundan hareketle FETÖ üyesi olarak suçlamak olmaz. Ben böyle bir kumpas demokrasiye kumpastır diye düşünürüm. CHP milletvekillerine CHP böyle bir kumpas kuruluyor ise bu demokrasiye bir kumpastır. Demokraside ana muhalefet partisine kumpas kuranlar eğer böyle bir şey varsa bu kumpasın altında kendileri kalırlar. Ben kraldan çok kralcı bir tutumun olduğunu görüyorum buralarda. Bundan vazgeçilmelidir. Yargı ne kadar bağımsız olursa demokrasimiz o kadar güçlü olur” diye konuştu.
Hamzaçebi şehit Eren Bülbül’ün ailesinin olayda ihmal olduğu yönündeki iddiaları üzerine, ”Yüreği yanan annenin yakınmalarını şikayetlerini bütün Türkiye dinledi. İçişleri Bakanlığımızın da bu konuda bir ihmal var mı yönünde açtığı bir soruşturma olduğunu basındaki haberlerden biliyoruz. Yapılması gereken bu soruşturmasının sonucunu beklemektir. Orada Eren evladımız şehit olmuştur. Yine bir silahlı kuvvetler mensubu ast subayımız şehit olmuştur. Yaralı polisimiz vardır. Bunların hepsi yüreğimizi yakıyor. Bugün bunları konuşmanın zamanı değil bence. Gelecekte parlamentoda bu konuda yapılması gereken bir şey varsa elbetteki bunlar yapılır” dedi.