Yıl 1956. Diyarbakır’da konuşlanmış olan 7'nci Kolordu Komutanlığı İstihkam taburu, Akçakale’den başlayarak ilk mayını döşüyor.

 

Suriye sınırımız olan 877.120 metrelik alanın 510.000 metresine 615.149 adet mayın döşeniyor. Amaç kaçakçılığı önlemek gibi görünse de Nato’nun NAMSA isimli ikmal bakım ajansı aslında Amerika’nın elde kalmış M-4,5,6 İngiliz anti tank mayınını ülkemize satıyor. 

 

Karkamış antik kenti, Hatay’ın altın madenleri, uranyum, fosfat, krom ve en önemlisi petrol kuyularının üzerleri mayınlanıyor. 

O yıllardan bu güne binlerce insanımız ölüyor ve sakat kalıyor. 

 

Alman, İtalyan, Amerikan ve yerli MKE yapımı mayınlar diğer sınırlarımız olan; Irak, İran, Ermenistan, Gürcistan, Yunanistan, Bulgaristan, Nahcivan sınırlarımız da mayınlanıyor. 

 

Toplam 2753 km.lik kara sınırımızın 350-750 metre genişlikteki mayınlı araziler birinci ve ikinci askeri yasak bölgelerle korunuyor. Bu arazilerle bütünlük teşkil eden hazineye ait diğer araziler de hesaba katıldığında kullanılmayan dünyanın en münbit 508.000 dekar arazi atıl vaziyette bekliyor. Ta ki Ottowa sözleşmesi yapılınca bu alanların 2014 yılına kadar temizlenmesi 12 Mart 2003 yılında 4824 sayılı kanunla kesinleşiyor. 

 

MAYIN TEMİZLEME DÜZENLEMESİ DE BİR TUZAK

 

Kanun neden sadece anti personel mayınlarının temizlenmesini kapsıyor. 

 

Mayın; toprağın veya başka bir yüzey alanının altına, üstüne ya da yakınına yerleştirilmek ve bir kişinin veya aracın mevcudiyeti, yaklaşması veya teması ile infilak etmek üzere tasarlanmış mühimmattır. 

 

Ottowa sözleşmesi sadece anti personel mayından bahseder. Oysa sınırlarımızda anti tank mayınları da mevcuttur. 

Ottowa sözleşmesinin 5. maddesi, 2014 yılını son tarih olarak belirliyor. 

 

Ottowa sözleşmesinin 20. maddesi; ülkemizin bir silahlı çatışmanın içinde bulunması halinde, çekilmemizin silahlı çatışma sonuçlanmadan önce yürürlüğe girmeyeceğini söylemektedir. 

 

Suriye gerginliği düşünüldüğünde Ottowa sözleşmesinin bizi ne denli bir bataklığa sürükleyerek tuzağa düşürdüğü anlaşılmaktadır. 

 

Yani; ya sınırlarındaki mayınları temizlersin, veya Suriye ile savaşa girersen savaş sonuçlandığında çekilebilirsin. 

Anlaşmayı imzalanmayan komşularımız; Suriye, Irak, İran, Ermenistan’a ilaveten ABD ve Rusya da taraf olmamış. 

 

Mayınlı alanların değerlendirilmesi; 

 

Mayınlardan temizlenecek bu arazi yöre çiftçisine tahsis edildiğinde, kooperatif yapısı ile ziraat mühendisleri ve köylü üreticilerin birlikte çalışması sağlandığında, 15.000'in üzerinde üretici ve mühendise iş istihdamı sağlayacaktır. Geliştirilecek yüz binlerce tonluk üretimle, giderek artan tarım ürünü ithalatı için harcanan kaynak ülkemizde kalacaktır. 

 

Yahudiler yerli firmalarla partner şirketler kurarak, mayın temizliği için açılacak ihalelere katılacak. 

MKE taşeronluk yapacak. 

 

Asıl amaç burada tarihi eserler. Karkamış antik kentinin bu bölgede olması düşünüldüğünde büyük bir mirasın burada yattığı anlaşılacaktır. 

 

Temizliğe 2014'te başlanmadığında süre uzatımı istenecek.