Turgay Beşyıldız
Arife günü kargocusu!
Harcı ve çimentosu mücadele kokan ve gerilimden uzak bir galibiyet…
Gördük ki, galibiyet şartını zihnine kilitleyen ve saha içini istediği gibi kotaran takımların, zor haftalarda bile kazanması sebepsiz değildir.
…Ve ayrıca şunu da gördük ki, bazen çise yağmur altında iyi oynarken bile, ters bir pozisyonla gecenin rengi değişebilirdi.
"Topla sevgili gibi buluşan!’’ Parmak’ın 30 metre kadar, rakip sahaya topla dikine dripling yapması, bana göre attırdığı birinci gole kendi imzasını attırdı. 10 dakika dolmadan gelen Ekuban’ın attığı şık gol ve ardından takımının 2, kendinin toplamda 8.golünde, verdiği mücadeleye bakınca, benzetmem şu oldu " Ağır geçen bir covid sürecinden sonra, ayaklarında meziyet taşımaya çalışan, arife günü kargocusu!"
Son 14 karşılaşmalarında, Ankaragücü önünde 10 galibiyeti bulunan ev sahibi, geri kalan 4 maçta da 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet yaşamış. Yani başkentin onurlu takımına karşı, ezici bir üstünlüğü var.
*****
Ligde son 3 maçına, 9 puan yazdıran Ankaragücü’nün bilmediği şuydu. Trabzonspor sahasında üst üste 2 maç yenilmiş ama üst üste 3 maç hiç mağlup olmamıştı. İstatistik bu virüs kokan gecede yine bozulmadı.
Kamil Ahmet, Ömür,Berat ve Trodsen’in sakatlıkları devam eden Trabzon ekibine karşı, Lukasik ve Alper potuk’un sakat, Kitsiou’nun cezalı olduğu konuk ekip de, Trabzon’un damadı Hikmet hocanın bu sefer planları tutmadı. Ev sahibinin kaçırdığı net gol pozisyonları da var.
Aslında iki takım adına da, tamamen taktiksel bir hesap-kitap gecesiydi.
Vitor Hugo’nun ve Edgar Le’nin yokluğunda savunma dengesini bozacak, Ankaragücü takımında Borven, Paintsil, Geraldo ve Lobzhanidze öncü tim olarak seçilmişti ama defansın o ikilisi bu gece yine yerinde sağlam basınca ve onlara Marlon ve de Hüseyin Türkmen takviyesi omuz verince, Karaman’ın talebelerinin sonuç getirmeyen ataklarını izledik.
Trabzonspor savunmasının for hatlarıyla yıpratılması ve kanatlardan imha edilme planı da tetikteydi ama dik duran ev sahibinin defansı, bu hücumlara duvar oldu. Hele ilk yarıda bir pozisyon var ki, Kaleci Uğurcan’ın net iki şutu çok iyi bloke etmesi ve uzaklaştırması, gecenin belki de kırılma noktası oldu diyebilir miyiz!
Maçtan önceki teoriyle, maçın içindeki pratik gerçekler her zaman çarpışmıştır.
Ankaragücü İbrahim’in ayağından penaltı ile eşitliği yakalasa da, gününde olan ev sahibi önünde, yelkenleri suya indirmek zorunda kaldı. Brezilyalı kaleci Friedrich sakatlanıp, yerini Sivasspor’un eski kalecilerinden, genelde 2011 model otomobilleri sürmeyi seven! kaleci Korcan Çelikay’a yerini bırakması, dengeleri değiştirmedi.
*****
Djaniny’in, Ankaragücülü Atila’ya kızak yaptırıp attığı 3. gol, hem kendinde hem de Trabzonspor'da stresin yan etkilerini azalttı. Djanin’nin sarı kart miktarını doldurup, Sivas deplasmanında olamayacak olması, gözleri şimdiden Afobe’ye çevirdi. Ekuban’ın yüzünde patlayan şamara, kırımızı kart göstermeyip asker selamıyla geçiştiren! Orta hakem Zorbay Küçük, kendi adına koz kullanma sanatının izlerine, bu 90 dakikada gerek duymadı sanırım.
Aslında bordo mavili ustaların, sonuca nasıl etki yaptıklarını izledik. Bu skor kadar önemli bir gerçek. İki takım da, günün saha içi güç ve kondisyon şartlarına uygun davranmaktan kaçınmadılar. Bu gece de sabır vardı, tecrübe vardı, her şeyden önemlisi ‘’Burası benim çiftliğim Aga!’’ diyen bir takım duruşu vardı.
Son Erzurum deplasmanında silik, bu 90 dakikada dirlik gösteren, maç sonrası ’’Önemli bir fırsatı değerlendirdik’’ diyen Avcı’nın öğrencileri, gördük ki onların bu statta ustalaşmış halleri, kendilerini galibiyetle tanımladı. Onların, bu statta bağışıklık kazanan galibiyetlerinin adına tutku diyebilirim. Kazanma tutkusu…
Oyunun son bölümlerinde Yunus Mallı, Hüseyin, Bakasetas ve Djaniny yerlerini, Baker, Flavio, Hosseini ve Yusuf’a bırakması, Edgar Le’nin uzatmalardaki 4.golünü getirdi.
*****
Bu forma altında, 100. Maçına çıkan Nijeryalı Anthony Nwakaeme’ye gelince; bu geceki ilk 11’de onun haricinde herkes görevini eksiksiz yapmaya çalıştı. Ev sahibi zaman zaman 10 kişi oynadı. Son haftalarda ki isteksizliği ve formsuzluğu onu sevenleri, takip edenleri ve ondan beklentisi olanları düşündürmüş!
Nwakaeme'nin bu fotoğrafı, stadyumun deniz tarafındaki kale arkasında, rüzgarla yağan yağmura karşı kanat vuran zinosların (martıların) bile dikkatini çekmiş!