Levent Ustabaşı

Levent Ustabaşı

Bu işi Fener tezgahladı!

Fenerbahçe kafilesinin Sürmene’de saldırıya uğramasından bahsetmiyorum.

Benim anlatmak istediğim 95-96 sezonu.

Hatırlarsanız o dönem iyi bir tezgah kurdular.

Trabzon’da sıkı yönetim ilan ettiler.

Olayın tezgah olduğunu itiraf eden de o dönemin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Şen’di.

Trabzonspor'la F.Bahçe'nin şampiyonluk için yarıştığı 1995-96 yılında ne demişti;

 “Masada şampiyon olduk” ve “Aygün'ü mumyaya çevirdim” 

***

Nasıl bir Bizans oyunu olduğunu kendi ağzıyla Futbol Extra Dergisi'ne şöyle anlatmıştı;

Trabzon'a sıkıyönetim getirdik. Bir gecede 3 bin 500 jandarmanın kente gelmesini sağladık ve Trabzon'daki sıcaklığı aldık. Avni Aker Stadı'nın tribünlerinin taraftar - jandarma, taraftar - jandarma şeklinde dizilmesini temin ettik. Şimdi bütün bunlar akıl işidir, zekâ işidir. Bunlar masalarda alınan kararlardır. Biz 1995'te Trabzonspor'u önce masada yendik. Aygün'ün kafasına taş gelmişti, kan akıyordu. Doktora sordum "Durum nedir?" diye. ‘Efendim mühim bir şey değil’ cevabını verdi. "Derhal kafasını sarın, Aygün mumyaya dönecek. Bir tek gözlerini göreceğim. Bu vaziyette otelin içinde bir tur atacak" talimatını verdim. Bizim doktor hâlâ "Efendim sargıya gerek yok" diyor. ‘Ya doktor, ne diyorsam onu yap’ dedim. Ertesi günü bütün gazetelerde Aygün'ün bahsettiğiniz fotoğrafları vardı. Aygün otelde Tayfun'la aynı odada kalıyordu. Doktora bir talimat daha vererek Tayfun'u ayrı odaya aldırdım ve maç bitene kadar da odadan çıkartmadım. Hapis kaldı odada. Odanın anahtarı da doktorda. O zaman Başbakan olan Mesut Yılmaz, o gün Tekirdağ'daydı. Ben Trabzon'dan kıyameti koparıyorum; ‘Maçı oynamıyoruz, Trabzon'un şampiyonluğu hayırlı olsun’ diye. Çünkü Ankara'nın emir vermesi halinde jandarmanın Trabzon'a geleceğini biliyorum. Benim niyetim de o. Neticede benim istediğim oldu. İşte akıl işi bu, masa başında kazanmak bu.”

***

Yakın tarihimizdeki bu olaydan yola çıkarak kimseyi suçlamak niyetinde hiç değilim.

Ama burada duracaksın işte!

Eğer olayın azmettiricileri bulunmak isteniyorsa her türlü şüphenin değerlendirilmesinden yanayım.

Aklımıza gelen tüm sorulara cevap verilmeli…

Mesela; 

Ali Şen gibi Aziz Yıldırım da ‘akıllı başkanlık’ yapmak isteyebilir mi?

Mesela;

Sürmene’de beni arayan yada irtibat kurduğum ne kadar taraftar varsa hiçbiri nedense yakalanan şüphelileri tanımıyorlar. Çok garip değil mi? 

Yani diyelim ki; (hukuken şu anda yaptıkları kesin değil) bu işi çalınan kupa sevdasıyla bordo mavi tutkularıyla yaptılar neden bir tane bile taraftarla omuz omuza Avni Aker’e gitmemişler?

Ve neden sosyal medyada beğendikleri sayfalar arasında Fenerbahçe duvarları yer alıyor?

Fenerbahçe’ye bu kadar kin besleyen biri neden gidip onları beğeniyor?

Mesela;

Fenerbahçeli yönetici Sürmeneli Ömer Temelli olay öncesi 24 saat içerisinde neredeydi ve kimlerle irtibat kurdu?

Mesela;

Trabzon Valisi, ‘olayda bir muhbir var’ dedi. Nasıl oluyor da, Türkiye’nin en fazla korunan kulübün kafilesi takip edildiklerini hemde polis eşliğinde olmalarına rağmen anlayamaz?

Bu ve buna benzer binlerce soru cevap bulmadan olay çözülmüş sayılmaz. 

***

Şimdi bu sorulara cevap bulmayı bir kenara bırakalım.

Şike sürecini, Türk futbolunun üzerinde kirli ellerin olduğunu ve geçmişteki Ali Şen olayını da…

Şu net bir şekilde herkesçe bilinmelidir;

Saldırıyı kim yada kimler neden yaptıysa Trabzonsporlu değildir. 

‘Trabzonsporluyum’ dese bile sahtekardır, yalancıdır. 

Hiçbir gerekçesi olamaz.

Şike soruşturmasının başladığı 3 Temmuz tarihinden bugüne kadar her bir Trabzonsporlu, “Trabzonspor’un tek bir ayak oyunu bile olsa takımımızı küme düşürün” demiştir.

Bu olayı fırsat bilip yırtık dondan çıkar gibi ortaya atlayıp bordo mavi camiaya saldırmaya çalışanlar şunu iyi bilsinler hiçbir Trabzonsporlu;

Polis otosu yakmamıştır!

Evleri, araçları, benzinlikleri yağmalamamıştır!

Sokaklarda terör estirmemiştir!

Siyasi iktidarı tehdit etmemiştir!

Yakanlar, yıkanlar bellidir!

Ekranları boş bulup atıp tutan Fenerbahçeli bazı yöneticiler ve diğerleri önce kapılarının önünü temizlesinler.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.