Haber61
Dost musun?
Perşembe günü Trabzon"un 2.lig de ki 4 takımından 2 si olan Akçaabat Sebatspor ve Araklıspor karşı karşıya geldi. Ama tam da karşı karşıya sanki düello yapan 2 silahşör gibi, ölümüne ölene dek. Bu zor günlerde dostluğa ne kadar ihtiyacımız olduğu ortada ancak Trabzon takımları dost olmaları gerekirken arkadaş dahi olamıyor. Neden sorun bir kendinize.
Maçta çıkan olayları hiç anlatmaya bile gerek yok. Yazık hem de çok yazık. Peki olayı buralar kadar getirenler kim? Neden dost takımlar düşman gibi davrandılar Araklı da? Kim tetiği çekti de kan davasını başlattı? Kim hainlik yaptı? Kim işini değil de cami duvarına çişini yaptı? Bu maçta olanlar unutulur gider, yarın futbolcular hocalar kucaklaşır da kim milletin gözünde hain kalır?
Araklı-Sebatspor maçında sahada 22 futbolcu ve 1 kara gömlekli vardı. Araklı stadında da devlet görevi ile duygularını karıştıran iş bilmezin biri vardı. Ortalığı ateşe veren bir kara gömlekli bir de iş bilmezdi. Kara gömlekli cinayet aleti elinde, futbolu acı çektire çektire öldürdü. Karşısına geçip katlettiği şeyi bir güzelde izledi. Futbolu katleden kişi orta hakem Volkan Çetinkaya"dan başkası değildi. Elinde de cinayet aleti düdüğü vardı. 2007 nin başından bu yana orta hakem olarak sadece 7 maç katleden, not ortalaması çok çok düşük olan Konya bölgesi hakemi olan kara gömlekli maçta görevini hakkıyla yerine getirip ortalığı karıştırmıştır. Zanlı ile ilgili yorumu Sayın Hayri Ülgen"in 27.07.2007 tarihinde Fotospor"da yazdığı yazı ile aktarmak isterim.
Futbol maçlarına lezzet veren hakemlerdir
Hakem maçı iyi idare ederse, oyunda futbolculara karşı otoriter bir tavırla yaklaşırsa, kararlarında da dürüst olursa, o maçın keyfine doyum olmaz. Ama öyle hakemler de vardır ki; maçın önüne geçer, futbolcuları strese sokar. Yetmiyormuş gibi, teknik adamlar ve taraftarlarla diyaloga girer. İşte Konya bölgesinden Volkan Çetinkaya. Corner Cup"da Artvinspor-Fethiyespor karşılaşmasında hem maçın önüne geçti, hem gereksiz kartlar gösterdi, hem de bir dostluk maçında teknik direktör Mustafa Giriz"i oyundan attı. Bak hocam o maçı seyredenler bana anlattı. Ben de yazıyorum. Önemli olan ne biliyor musun? Önemli olan hak edenin ödüllendirilmesidir. İnşallah bundan sonra, maçların ve takımların önüne geçmezsin. Kim hakediyorsa o kazansın. Ne diyor Hayri Ülgen hak eden alır maçı senin istediğin değil.
NOT: sevgili futbol katilimiz 2007- 2008 Futbol sezonu öncesi yapılan süper Lig yeterlilik testinde baygınlık geçirip mental olmadığı kadar fiziksel olarak da hakem olma kapasitesinin olmadığını göstermiştir.
Unutmadan bir de iş bilmezimiz vardı Araklı"da. Araklıspor kongre yapmamış başkan değiştirmiş, bilgisi olmayanlara duyurulur. Araklı Emniyet Müdürü başkan olmuş. Tamam, hadi başkansın bari sahaya inip rakip takım hocası ile dalaşma. Fair play ruhuna ne oldu, çık protokole izle maçını, ha yok ben polis ruhumu bastıramıyor fair play ile ilgilenmiyorum diyorsan o zaman başkan olma. Eğer Araklıspor kongre yapmadıysa ve yeni başkanını seçmediyse bi"zahmet devletimin sana ödediği maaşın karşılığı olan işi yani emniyeti sağlama işini yap. Araklıspor"un hakkı birilerince savunulur sayın işbilmez, savunulmaz ise o kişiler işini yapmıyor demektir. Ama eğer sayın işbilmez siz Araklıspor"un hakkını savunmaya kalkarsanız kusura bakmayın ama siz de işinizi yapmıyorsunuz demektir.
Akçaabat Sebatspor teknik direktörü İsmail Batur maç sonrası maçın hakem ile konuşurken araya Araklı emniyet müdürü giriyor. İsmail Hoca"ya benide şikayet et diyerek hocanın üzerine yürüyor. İşte bir emniyet amirine bu yakışmadı. Siz oradaki güvenliği sağlayan bir kişisiniz. Kabadayı değilsiniz. Ortalığı yatıştıracağınız, reklâm yapmak için bende emniyet amiriyim benide şikâyet et diye bağrıyorsunuz. İşte bu size hiç yakışmadı. Sayın müdürüm. Bu arada da kendisinin aslında iş olmayan Araklıspor"un haklarını savunduğunu sen başkan mısın işine baksana? sorusunun üzerine verdiği evet cevabıyla kanıtlamış oldu. Evet, sayın işbilmez işine bakmadı. İşine baksa zaten ortalık karışmazdı. Sözün özü: Herkes kendi işini yapsa ne kadar güzel olur bu dünya
ANKETİN SONUCU
Geçtiğimiz Cumartesi günü Kapalıspor salonunda Trabzon Belediyespor kız hentbol takımının maçı vardı. Bizim Yunus Oğuz"un kızıda Trabzon Belediye kız hentbol takımında oynuyor. Tabi Yunus ve eşi hiçbir maçı kaçırmıyor. Yunus"un bulunduğu tribünde iki kişi Trabzonspor hakkında konuşuyorlardı. Yunus arkadaşımızda bu konuşmaya kulak misafir oldu.
Kendi aralarında konuşanlar ya öğretmendi ya da başka bir iş yapıyorlardı.
Konuşmanın ana sebebi ilköğretim ve lise öğrenciler arasında hangi takımı tutuyorsun anketi yapılmış..
Yapılan anketi üzerinde tartışıyorlardı.
Trabzon gençliğinin artık Trabzonspor"u tutmadıklarını söylüyorlardı.
Anket yarı yarıya çıktı..
Öğrencilerin yarısı Trabzonsporlu yarısı Galatasaray, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı olduğu ankette çıktı.
Yani Trabzon"un genç nesili yavaş yavaş Trabzonspor"dan soğumaya başladı.
Nedenini hiç araştırmaya gerek yok.
Çünkü yönetimin içerisinde sen ben kavgası
Kulüp kendi içerisinde barışık olmuyor
Lobisi olmayan Trabzonspor"un haklarını savunabilecek ve yumruğunu masaya vurabilecek güçlü bir yönetimin olmayışı, en önemlisi ise 24 yıldan bu yana bu genç nesilin şampiyonluk görmeyişinden kaynaklanıyor.
Çünkü ulusal Televizyonları açtığımızda bu genç nesil hep Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş"ın ismini duyuyor. Trabzonspor"un ismi bile zikredilmiyor.
Evet, beyler bırakın kavga etmeyi de Trabzonspor"u tekrar nasıl eski günlerine döndürürüz onun hesaplarını yapın. Yani bu genç nesile hiç değilse bir şampiyonluk yaşatın. Geçmişteki başarılarla bu gençlerimizi avutmanın hiçbir anlamı yok.
Yoksa kuş kafesten uçtuktan sonra ahlanmaya gerek yok