Bugün öğleden sonra Trabzon sokakları bomboştu.
Millet 7’den 70’e futbolun yürürlüğe bir türlü girmeyen adaleti için, Atatürk alanında
toplandı. Mitingin kuyruğu o kadar uzadı ki, 1 km ‘yi buldu, yaklaşık 30 bin civarında insan, 2010-2011 futbol sezonunda çalınan şampiyonluk kupalarının iadesi için yeniden yürüdü, taaa ki stadyuma kadar.
Kupa her kim de deniyorsa, her kimin elinde, kimin cebinde ise adamsa çıksın versin. Bu kadar kulun hakkını yiyeni, sanırım cehennem dibi de kabul etmez..
*
O kalabalık yürüdü stadyuma vardı ve tribünlerin neredeyse tamamını doldurdu. Ev sahibi oyuna iyi başladı. Yeni golcü Emre’nin beklenmedik şutu, 13.dakika da Trabzonspor’u 1-0 öne geçirdiğinde galibiyet umutları Avni Aker’in çimlerinde çiçek olup açtı.
Beşiktaş’ta Sivok sakattı. Trabzon’da da Bamba. Colman’da cezalıydı. Devre arasında Gökhan, Mustafa Akbaş ve Şahin, Bordo Mavililerin yeni takviyeleri oldu. Giray’ı Antalya’ya satan , Aykut Akgün’ü de Rizespor’a kiralık veren Trabzonspor’da, Alanzinho ve Batuhan’da başka bir takımla anlaşmak üzereler.
Bu saat den sonra yapılacak olan bir hücum oyuncusu transferinin de,bu takıma ne faydası olur diye de kendi kendime düşünmeye başlamadım değil,dilerim artısı olur.
*
Beşiktaş ‘ta ön libero Atiba, niye sağ bek oynatıldı onu anlayamadım. Bu ekipte Fernandes’de olmasa var ya, Beşiktaş taraftarlarını sanırım delirtir.
Emre Güral’ın ikili deparlarda rakibinden arkada kalması, bu oyuncunun sprınter özelliğinin yükseltilmesi gerektiğini gösterdi. Oyuna diri ve istekli başlayan Trabzon takımı , ezik bir görüntü veren Beşiktaş önünde 31.dakikada kırılma noktası yaratabilirdi, Yunus efendi izin vermedi, Tilki ya !.. Kale ile karşı karşıya kalan Yusuf’u resmen biçen Necip’e, kırmızı kart gösterip, Siyah Beyazlıları 10 kişi bırakmamak için bu pozisyona ‘’Devam’’ diyen orta hakem Yunus Yıldırım, dolu tribünleri adeta çıldırttı. İlk 45 dakikada not alacak önemli başka bir dakikada göremedim.
*
İkinci yarıda Maraton tribünlerinde açılan siyah dev bir pankart da , Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’e ithafen yazılan ‘’ Lütfen istifa ‘’ oldukça anlamlıydı. Bu dakikalarda Olcan’ın defansına sık sık yardım etmesi alkışlandı. Zokora çok koştu. Bosingwa rakip hücumlarında rahatlatıcı oldu. Kalede Onur güven verdi. Mustafa ve Aykut defans da rizikoya girmedi. Kadir yerinde pek sırıtmadı. Adrian ve Malouda tecrübelerini yansıtmaya çalıştı. Emre gerekeni yaptı. Yusuf havasında değildi, çok bocaladı. Abdülkadir, Şahin ve Henrique’de, oyuna niye girdi ben anlamadım, şart mıydı ?
Yusuf‘un, aslen Trabzonlu yeni transfer Şahin ile yer değiştirmesi doğruydu ama takımın 1-0 önde, Adrian yorulmuş olabilir ama topa basıyor, kontrol ediyor, top yapıyor. Emre gol şansı çok yüksek , düştü mü atacak belli. O zaman Mustafa hoca bu adamları niye dışarı aldı ? Yerlerine Abdülkadir ve Henrique’yi niye soktu ben şu an hala daha düşünüyorum.
*
Malouda, bu yarıdaki en önemli gol pozisyonunda çaprazdan vurdu ama meşin yuvarlağı tam ayağını oturtamadı, işte asıl 3 puan orada gitti. Karşılaşmanın bitimine 5 dakika kala Fernandes’in korner atışına kafayı vuran Kanadalı Atiba oldu, top önce Onur’a sonra üst direğe çarptı, top öne düşerken gol çizgisi üzerinde Almeida sadece kafa ile tamamladı. Bu gole yapacak hiç bir şey yoktu. Bilmem Trabzonspor böyle bir kötü Beşiktaş takımını, Avni Aker’ de bir daha böyle yakalayabilir mi, bilmiyorum ? Derler ya 3 puanı hak etmediysen, 1 puana ‘’Eyvallah’’ diyeceksin. Bu gece öyle oldu.
*
Gündüz ün etkisi bence geceye fark attı. O kalabalıklar içerisinde eller üstünde taşınan o pankartın üzerinde yazan "Esir kupadan mektup’’ bu ülke futbolundaki her şeyi zaten özetliyordu. Aktörler ve figüranlar !..
İşte bu zihniyeti, yıkmak gerek.