Recep Ergenç
Evdeki hesap
Halit Zengin’i Çukurçayır Belediyesinin düzenlediği girişimcilik kursunda tanıdım. TIRCILIK var,Çukurçayır Belde Belediyesi Meclis Üyeliği var. Daha da önemlisi, büyük baş hayvancılık “mandıracılık” süt ve et sığırcılığı yapıyor Çukurçayır’da..
Saman fiyatları üçe dörde katlanınca “evdeki hesap çarşıya uymamış” büyük umutlarla giriştiği hayvancılık işi zarar yazmaya başlamış.
Halit Bey, “ya bırak kaç ya da çözüm üret” ikilemi ile karşı karşıya kalınca, hayvanlarını kesime yollayarak kaçmak yerine çözüm üretmek için kolları sıvamış.
Bir kilo sütü satıp (toptan satıyor) bir kilo saman alamayınca, çıkış yolunu, önce otomatik sağım, soğutuculu tank ve pastörize yatırımına karar vermiş; sütü perakende satarak, zarar yazmaktan kurtulacağını varsayarak gerekli adımları atmış.
Trabzon’un sütçüsü olmak istiyor. Ama nasıl?
Taze, son derece hijyen ortamda yaşayan ve beslenen ineklerinden otamatik sağım makineleri ile elde edeceği sütü pastörize edecek, Çukurçayır’da kuracağı satış merkezinde, hem de soğutuculu bir ya da iki araçtan oluşturacağı ekip ile sitelerde kapı kapı dolaşarak satacak sütünü.
Yaklaşık ikiyüzbin TL’ye yaklaşan maliyetin %50’sini hibe olarak “Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansına Avrasya Danışmanlık ile geliştirdikleri bir proje ile sağlanmış.
Çukurçayır Belde Belediyesi Başkanı Sabri Baysal’ın düzenlediği ve KOSGEB tarafından akredite edilen girişimcilik kursuna, Halit Beyle birlikte 30 yetişkin 16’sı Kadın katıldı. Halit Beyin Hikayesini bu kursta deinledim. Katılımcılara Halit Beyin iş fikrine katkı vermek isteyip - istemediklerini sordum. İşte aldığım cevaplardan birkaçı.
Mandıraya kadar gelen taze pastörize süt almak isteyenlere (kapıdan satış) süt satımı yapsın, promosyon versin,
Özellikle çocukların süt ile ilişkileni geliştirilmesi için sosyal sorumluluk projesi yapsın ve çocukları mandırasında eğitsin,
Ayran yapsın, gelenlere ayran satsın ya da ikram etsin, küçük bir çiftlik lokantası yapsın,
Oyun alanı yapsın, gelen ailelerin piknik yapmasını sağlasın,
Bahçesine ekran koysun, gelen ziyaretçiler hayvanlarlı, bakıcıları ve mandırada gerçekleştirilen faaliyetleri, iilişkileri izlesinler,
Sütlaç yapsın,
Trabzon’da üretimlerinde süt kullanan işletmelere sütünü tanıtsın,
Sütlü ürünlere girsin.Süt evi açsın. Sütlü ürünler yapsın...
Mandırada, ziyaretçilerine tereyağı, yoğurt, ayran yapımına fırsat versin, ziyaretçilerin ürettiği ürünleri satın almalarını sağlasın...
Akçaabat Köftesi
Trabzon’un ”coğrafi işaret belgeli” marka ürününlerinden Akçaabat Köftesinin etini artık üretmiyor ya da üretemiyoruz. Köftemizin etini Ülkemizin muhtelif yerlerinden sağlanıyor. Bölgesel üretilmesi gerekirken yerli ya da yabancı menşeli hayvanlardan sağlanan etler ile üretilen köftenin markanın tanımına uymadığını biliyoruz.
Köfte için etin menşei önemli mi? Evet önemli, binlerce yıllık hayvancılık bilgimiz, geleneğimize ne oldu? Altın Bayraklı Yaylalarımıza yazık değil mi?
Ayrıca “köftenin” etini üretebilsek istihdama, katma değer üretimi ile önce Trabzon, sonra da Ülke ekonomisine gerçekten büyük katkı vermiş olacağız.
Yatırımı kim yapsın?
Yatırm, Akçaabat’ta “köfte”nin tartışmasız isimleri; Nihat, Cemil, Körfez, Kolotoğlu ... önderliğinde olmalı.
Bu konuda atılacak adım için “işbirliğini keyfi değil, artık bir zorunluluk olarak ele alınması” zamanı gelmiştir.Tam da TKDK’nın çağrıya çıktığı et ve süt üretim tesis yapımına % 50 ve üzeri hibe desteği verdiği fırsatlar varken
Sorumluluklar kimin?
Başta Vali, Ticaret Sanayi Odası Başkanı olmak üzere,Tarım İl Müdürüne, Tarım Kredinin Bölge Müdürü Süleyman Kurt’a, TKDK Direktörü Muhammet Bozali’ye, DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım’a büyük sorumluluk düştüğüne hiç kuşku yoktur.
Burada bir görev de kuşkusuz Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sebahattin Yazıya verilmelidir.
Seçilecek hayvan cinsinden, beslenme ve sağlık programlarına kadar bir koordinasyona daha ihtiyaç duyulacağı açıktır.
Model önerisi: “Sözleşmeli besicilik”tir.
Bu işin sadece para ve ot işi olmadığı kesindir.
Hayvancılıkta mevcut durum hepimizin gözünü korkutuyor. Gürcistan’dan ya da Bugaristan’dan getirilen samanla hayvancılık mı olur? sorusu elimizi kolumuzu bağlamamalı.
Ölçek büyüklüğü ;
Akçaabat’ın olduğu kadar Trabzon’un mevcut et ihtiyacını karşılacak şekilde planlanması doğru adımların adımların atılması için koşuldur.
Halit Bey aslında bu modelin ilginç girişimcisidir.
Mis gibi kokan Akçabat Köftesinin özlemi ile bu haftalık İstanbul’dan budur;
Saygılarımla