Trabzonspor,  Gençlerbirliği’ni ardından Trabzon’da Fenerbahçe’yi yenmesi halinde, UEFA katılabilmesi için bir umut kapısı olabilirdi.

     Evet, belki siz Bordo-Mavili oyuncular paranızı tam olarak alamıyorsunuz, doğrudur.

     O zaman sahaya çıkıp ta eliniz belinizde niye dolaşıyorsunuz.

     Hami hocaya ben oynamak istemiyorum deyin, kenarda oturun.

     İnsan biraz utanır, sıkılır, ar yapar ya!..

     Yollarda ve ekran başında, onlarca cana mal olmuş Trabzonspor formasını giyiyorsunuz.

     Formalar vücutta ama içi boş.

                                                                *

     Karşınızda toplama bir takım Gençlerbirliği, Palıtsevıch, Ferhat, Landel, El kabir, Hakan vsb… Hiç duydunuz mu adlarını? Ben hiç duymadım.

     Bir takım hatasız olarak bir kez olsun 10 pas yapmaz mı ya? Demek ki yapamıyorsunuz.

 O zaman Barcelona’yı sık sık seyredin.

     Bosingwa, Akakpo, Ramazan, anladık sakat. Onur yeni çıktı sakatlıktan. Douglas, Sefa, Salih ve Fatih zaten kadroda yok ve de sezon sonuna kadar da yok gibiler.

                                                                *

     Kanatları olmayan bir takım uçabilir mi? Uçamaz yere çakılır.

     Eğer bir oyuncu Trabzonspor ruhunu taşımıyorsa, onu zorla oynatamazsın.

     Marko, zaten kiralık bir adam, kafasında sezonu kapatmış. Oynatsan ne olur, oynatmasan ne olur. Hiç olmazsa kulübü maç başına Marin’e 10 bin Euro ödemekten kurtarırsın.

     Hücumda Muhammet kardeşimin demiri buysa, bakırı nasıl olur düşünemiyorum!..

     Orta sahada Mehmet, Özer, Erkan üçlüsü oyuna ağırlığını koysun, bu takım kesin maç alır diyorsun. Yerlerinde yeller esiyor.         

     Başkent takımı çok kötü oynuyor ama Trabzonspor ondan da kötü.

                                                               *  

     Takımın başında iyi yada kötü bir teknik adam varken, sağır sultanla teknik adam ararsan o bile duyar!..

     O zaman sahadaki oyuncuların, kulübedeki teknik adama bakışını nasıl ikna edeceksin? Adam kulübeden korkmuyorsa onun için 90 dakika çayda çıra gibi gelir.

     Kenarlardan orta atan tek oyuncu Yusuf Erdoğan, oda ilk 11 de yok.

     İkinci yarıya Erkan ve Marko’yu soyunma odasında bırakıp, Yusuf Erdoğan ve Melih ile başlamak ne kadar doğruysa, Trabzonspor’un sezonu kupasız kapatması ve Avrupa kupalarına katılamaması da o kadar yanlıştır.

                                                               *

     Mustafa’nın sarı kart görüp, bu hafta sonu Fenerbahçe maçında yer alamayacak olması ise bu karşılaşmanın bir başka sıkıntısı oldu.

     Arkamıza yaslanıp özetlersek; Sezon başında Şota ile bu takım iyi giderken, sahadaki tetikçiler tarafından nasıl ufak ufak doğranıp ‘’pes’’ ettirilmesi TFF’nin aynadaki çirkin yüzüdür.

     Tüm bu olup bitenlere rağmen 3-1’lik mağlubiyet, çim zemin üzerinde formalarını giyen

Bordo mavili oyuncuların  bu gamsız, kedersiz ruh hali hiç yakışmadı.

     Son beş haftada yapacakları tek şey kaldı. Feneri mağlup edip, kendilerini affettirmek.

     Bu şekilde lige devam etmelerini istemem ama böyle devam edeceklerse, formalarını çıkarıp, evde dolaplarına assınlar!..