Cenap Serdar

Cenap Serdar

Hemen istifa etmelisin

Milli Futbol takımımız 12 Ekim 2010 günü Azerbaycan ile oynadığı maçı 1-0 kaybetti ve bence Avrupa şampiyonası defteri de kapanmış oldu. Bundan sonra kimse fazla hayale kapılmasın, çünkü bu olacakları Mart 2010 tarihi itibarıyla köşemde hep yazdım, birilerini hareket geçirmek için çok zorladım ama olmadı, demek ki bizi hiç okumamışlar sağ olsunlar, sonunda bize bu sonu hazırladılar.

Aşağıda yazdığım yazılara bir göz atarsanız ne demek istediğim detayıyla ortaya çıkacaktır.

15 Mart 2010 tarihinde yazdığım yazıda özetle;

-Bunlar arasında Oğuz ÇETİN"de vardı ama Milli Takım listesini açıklayana kadar, sonra bir anda o da gerçek yüzünü ortaya koydu dik duruşunu sergileyemedi, birilerinin hazırladığı ya da hazırlattığını sandığım Milli Takım Aday listesini kamuoyuna açıkladı ve listesi Futboldan  geçer not aldı, çünkü Honduras maçını  2-0 kazanmıştı, tabi kazanılan maç sonrası  spor  köşe yazarlarından kadroyla ilgili fazla bir eleştir gelmedi, peki ya maç kaybedilseydi ne olurdu 2-3 ay Futbol oynamamış ve kadroya alınmış sporculardan tutunda hakkı olduğu halde kadroya alınmayan Futbolcular hakkında nasıl eleştiriler yapılırdı Allah bilir

Sayın Oğuz ÇETİN tarafından Milli Takım aday kadrosuna çağrılmayan  sporcular, kulüplerinde  halen başarılı ve o mevkilerde ihtiyaç olmasına rağmen kadroya alınmamışlardır. Milli Takımda  bu sporcu isimlerinin esamesi bile okunmaz olmuş, bence geçmişleri ve başarılı isimleri bu şekilde unutturulmaya mı  çalışılmakta, buna   hayret etmemek elde mi?Tabi bunlar içerisinde  iki sporcu var ki bence onlara çok yazık ediliyor Fatih TEKKE ve Gökdeniz KARADENİZ , kendilerini sadece  Futboldan tanırım ve çok başarılı oldukları için de şu an Yurtdışında futbol yaşantılarını sürdürüyorlar ve oynadıkları kulüp de ligde ve Avrupa da başarılara imza atmıştır.

Bu sporcuların suçu ne benim gibi merak eden çok kişinin de olduğunu biliyorum, Futbol"a mı ihanet ettiler yoksa hocalarına mı, açıklayın da biz de bilelim bu hakkımız değil mi? Eğer bunu kamuoyuna açıklayamayacak kadar cesaret ya da büyüklük erdemi gösteremiyorsanız ,Türk Futbolunu hangi yürekle ne kadar zirveye taşıyabilirsiniz ki!

Milli Takım Teknik Direktörlüğü"ne getirilen Guus HİDDİNK görevine başlayıp da bu sporcuları Milli Takıma davet edince ne yapacaksınız  sayın Oğuz hocam,  karşı çıkıp istifa mı edeceksiniz? Yoksa yeni hocaya bu sporcuların yetersiz olduğunu mu söyleyeceksiniz, iyi de karşındaki bir Avrupalı ve kariyer sahibi bir hoca, acaba senin dediklerini ne kadar zaman dinler, bir müddet sonra gerçekleri öğrenince seni yanında tutar mı hiç sanmam, yol yakınken gerçeklerle yüzleş, kimsenin geleceği ile oynama “Ne Ekersen Onu Biçersin” diye boşa söylememiş atalarımız.

19 Mart 2010 tarihinde yazdığım yazıda özetle;

-Yurt dışında Futbol yaşantılarını sürdüren birçok Futbolcu var, bunlar bir müddet sonra yaşadıkları Ülkelerin Milli takımlarında görev alıyor ve başarılı oluyorlar. Futbol Federasyonumuz maalesef bu Futbolcuları keşfetmekte geç kalıyor ve Milli takımı formasını giydiremiyorlar.

Avrupa"da 16 ülkenin birinci ve ikinci liglerinde yer alan 96 takımda 139 Türk kökenli futbolcu forma giyiyor. Türk futbolcular en yoğun olarak Almanya  (35), Avusturya  ( 24),  Hollanda  (21), İsveç  (13), İsviçre   (10) ve Belçika  (10) liglerinde oynamaktadırlar.

Avrupa"daki Türklerin Futbol piyasasındaki değeri bugün 150 milyon €"nun üzerindedir.

Son dönemde federasyonun ve millî takım sorumlularının gerekli çabayı göstermemesi yüzünden birçok yıldız oyuncuyu başka ülke takımlarına kaptırdık. Bundan sonra Avrupa ülkelerinin millî takımlarında oynayan Türk oyuncuların sayısında artış olması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.

Avrupa`da birçok ülke millî takımının alt yapılarında da Türk oyuncular oynuyor. Bu oyuncuların 21 yaşından gün aldıktan sonra A takım kariyerleri için kesin bir tercih yapmaları gerekiyor.

Tercihlerini yaparken de Türk Millî Takımı"nı seçme durumları ilgisizlik sebebiyle gün geçtikçe azalıyor. Türk yetkililer ise zorla kimseye millî takım forması giydiremeyiz diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor.

Bunun için acil olarak, özellikle Yurt dışında yaşayan ve Futbolu bilen bir  çok vatandaşımız var, bunlar arasından Profesyonel bir izleme komitesi oluşturulursa, inanıyorum ki bu şahıslar bulundukları Ülkelerde ki önemli takımların alt yapılarından başlayarak Türk asıllı Futbolcuları takip etme imkanına sahip olacaklardır. Ayrıca,Federasyonumuzun Yurtdışındaki sporcularla yakından ilgilendiği izlenimi, bu şahıslar tarafından Futbolculara yansıtılırsa, futbolcular kendilerine verilen önem ve değeri daha iyi algılayıp, endişelerini giderecekleri için Türk Milli Takımlarında oynamaya daha sağlıklı  bakacakları kanaatindeyim.

Yurt dışı izleme komitesi üyeleri de, her ay düzenli hazırlayacakları raporlarla, sporcuların durumlarını Futbol Federasyonunda oluşturulacak “Futbolcu Tespit ve Değerlendirme” Ünitesine ileteceklerinden, yetenekli sporcuları zamanında Milli Takımlara kazandırmış olacaklardır.

Milli takımlar izleme komitesinde halen görev yapan şahısların  turistik amaçla yurt dışına seyahatler yaptığı spor kamuoyunca bilinmekte olup, bu güne kadar bu şahıslar vasıtasıyla kimlerin Milli Takımlara kazandırıldığı ve nice değerlerin elden nasıl kaçırıldığı ortadadır.

Milli Takımların başına getirilen sayın  Guus HİDDİNK" in Yurtdışında ki futbolcular için bir şans olduğu apaçık ortadır, tabi önce Federasyonun kendisini sahiplenmesi, sonra da çevresinde görev yapanların sayın HİDDİNK"i  rahat bırakmaları gerekir.

 

20 Nisan 2010 tarihinde yazdığım yazıda;

Futbol Milli Takımların başına nihayet Guus HİDDİNK geldi ve yaşanan kaos böylelikle yerini durgun sulara bıraktı. Tabi sular ne kadar böyle durgun akacak  bilinmez, sonuçta eleme maçları başlayınca acaba bu durgunluk yerini okyanusun dev dalgalarına bırakır mı ? Bence bırakır.

Bu sezon özellikle lig maçlarında takımların ortaya koyduğu futbol ortada, kalite ise artık iyice tartışılır hale gelmiş. Tribünlerde iki-üç Futbol takımının seyirci potansiyeli yüksek diğer takımların seyirci potansiyeli ortada, peki ne oluyor futbol Türkiye’de bitme sinyallerimi veriyor yoksa, 1970-1980’li yıllara mı döneceğiz yeniden, hani 7-0, 8-0 yenildiğimiz milli maçlar var ya, bu maçları izlerken hep dua ederdik ya allahım ne olur 3 den fazla olmasın diye, maalesef önlemler alınmazsa süratle o günlere yelken açacağımız ortadır.

Türkiye liglerinde altyapılar artık durağan hale gelmiş, alt yapılardan yetişen futbolcular maalesef yabancı futbolcu zenginliğinin çok olduğu  ülkemizde değil kadroya alınmak, artık bulundukları ortamlarda dahi tutunmayı  başaramıyorlar. Bağlı bulundukları Kulüpleri belli bir yaşa geldikten sonra alt yapı futbolcularını uzaklaştırıp  amatör takımlara, üçüncü veya en çok ikinci lig takımlarına gönderiyorlar, birinci lig takımlarında ise  hepimizin bildiği gibi süper lig kadrosuna giremeyen yıldız adayı sporcular oynuyor, bazen de  bizim yerli hocalarımız alt yapıda ki bir iki futbolcuya şans tanıyor kadrolarında, o kadar peki bu şekilde ülke futbol takımları nereye kadar gidebilir? Milli takımlara katkıları ne olur sizce? Bu zihniyetle Milli takımlar nasıl başarılı olabilir? Kimse hayalci olmasın ben iddia ediyorum bu düşünce tarzı ile hareket edildiği sürece  Mili takımlardan başarı beklenmesin.

Hangi futbolcularla yola çıkacak ve Allah göstermesin başarısız sonuçlar gelmeye başlayınca kariyerini nereye kadar riske atacaktır acaba, çünkü artık dünyada futbol çok değişti, zayıf ülkeler bile büyük takımlara kafa tutmaya başladı ve başarılı sonuçlar aldıklarını yapılan müsabakalardan hep birlikte izlemedik mi?

 

09-10 Ekim 2010 tarihlerinde Azerbaycan/Bakü şehrinde yapılan Judo Dünya Kupası müsabakaları sırasında Azerbaycan AZ İdman Televizyonu benimle canlı röportaj yaptı. Bir ara Spiker ile Futbol maçının değerlendirmesini yaptığımızda ben maç berabere biter dedim spiker karşı çıkarak inşallah Türkiye yener, çünkü siz Futbolda daha güçlüsünüz hiç olmazsa yolunuza devam edersiniz, yazık olur maç berabere biterse, ben centilmence içim yanarak berabere biter dediğim maçı Azerbaycan kazandı sanırım bu bir rüya.

Şimdi daha ileri giderek şunları söylüyorum; Sayın HİDDİNK Türkiye’ye gelir gelmez, Teknik Direktörlük kariyerine ülkemizde nokta koymak istediğini belirtti, ben Başkan olsaydım heyecanını kaybetmiş HİDDİNK ile asla sözleşme yapmaz onu geri gönderirdim. (Türk Milli Takımında oynayan Futbolcunun sadece çok iyi motivasyona ihtiyacı vardır ve bunu bu ülkede yapacak çok daha kaliteli Teknik Direktörler bulunmaktadır)

Oğuz hoca bence Sayın Fatih TERİM  ile birlikte bu takımdan ayrılmalıydı ama bunu yapmadı kendini tüketti,  

Türkiye Futbol Federasyonu bence bu maçla birlikte miadını tamamlamış olup, derhal topluca istifa etmeleri gerekir.

Tabi ben bunları yazıyorum ama onların okuyacağını hiç sanmam, hiç olmazsa bu yazıyı okuyan tüm Futbolsever Federasyona faks ve e-mail ile ulaşıp istifalarını istesinler. Bence burada sporcuların hiçbir suçu yoktur sonuçta seçilmişler ve oynamaları için kendilerine sorumluluk verilmiş ve yenilmişlerdir.

Doyuma ulaşmış insanı tekrar doyurmaya çalışamazsınız, adam ya kusar ya da çatlar, yeter artık bizdeki yürekte çatlamadan seçin artık zafere aç kadroları da bizlerde rezil olmaktan kurtulup, geceleri rahat uyuyalım.

 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.