Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Hes Köylünün Can Suyu Olmalı

Küresel iklim değişimi ve artan nüfusa bağlı olarak hızla azalan ve niteliği bozulan su rezervlerlerinin yanı sıra zorlayıcı Avrupa Birliği Uyum Yasaları Türkiye de Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlıSu Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün kurulmasına neden olmuştur.

Toplumsal barış ve sosyal adalet için ülke ekonomisine katkı sağlayan HES gelirleri havzanın ekolojik bir parçası olan, düşük gelirli, kente göç eden, kırsaldaki yoksul vatandaşa da hakça yansımalıdır.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 2012-2023 yılları arasında gerçekleştirilecek olan Ulusal Havza Yönetimi Stratejisinin Amaç 2 ve 5 maddeleri bu görüşe açık olmasa da olanak sağlamaktadır.

Şekil1: Küresel İklim Değişimi ve Avrupa Birliği Esaslarına bağlı olarak Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yönetilecek Türkiye nin 25 coğrafik havzası

YENİ SU HAVZASI YASASININ AMACI

2012-2023 yılları arasında uygulamaya konulması düşünülen yeni Havza Yönetimi Yasasının temel ilkelerini aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür.

1-      Ülkemiz su toplama havzalarındaki doğal kaynak savurganlığını ve çevre tahribatını durdurmak.

2-      Toprak, su, bitki örtüsü ve biyolojik çeşitlilikten oluşan ekolojik dengeyi korumak

3-      Ekolojinin bir parçası olan ve havzada yaşayan gelir düzeyi düşük kırsal kesimdeki vatandaşın refah düzeyini artırmaktır

YENİ YASA KÖYLÜNÜN YANINDA

Avrupa Birliği Uyum Yasalarıyla birlikte ülkemiz su havzalarının korunması, geliştirilmesi ve sürdürebilir kullanımı ile ilgili olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 2012-2023 yılları arasında uygulamaya konulacak Ulusal Havza Yönetim Stratejisi Taslağı hazırlanmıştır.

Ulusal Havza Stratejisinin bir diğer amacı da alt havzada yaşayan gelir düzeyi kısmen iyi olan topluma daha nitelikli su temin etmek; üst havzalarda yaşayan düşük gelirli kırsal nüfusun refah düzeyini artırmaktır.

Başka deyişle bu stratejiyle havzalardaki hidroelektrik enerji potansiyelinden yararlanmanın geliştirilmesi, HES yatırımlarının ekolojik, sosyal ve ekonomik etkilerinin uygun değerlendirmelere dayalı olarak gerçekleştirilmesi esas alınmıştır.

KÖYLÜ YENİ YASADA PAYDAŞ

2003 yılında havza köylüsünün ekolojik bir parçası ve doğal kaynağı olan suyun kullanım hakkının kontrolsüz ve plansız bir şekilde özel sektöre verilmesiyle özel sektör ve vatandaş haklı olarak çıkar çatışması içerisine girmiştir.

Oysa Ulusal Havza Yönetiminde köylü ve HES yatırımcısı yerel ve merkezi yönetim ile birlikte hareket eden paydaşlar olarak kabul edilmektedir.

Ancak taslak da milli gelirden en az payı alan orman köylüsünün refah düzeyinin ne şekilde artırılacağı açık ve doyurucu değildir.

Önerildiği gibi salt orman işçisi istihdamı ile refah düzeyinin artırılamayacağı veya kırsal alandan kente göçün önlenemeyeceği bir gerçektir.

Her yıl 5 milyar dolar enerji yatırımı yapılmasının gerekli olduğu Türkiye'de, yılda 9 milyar dolar tutarında enerji üretecek su denize akıyorsa HES’ ler kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkar.

Başka deyişle HES ler bu ülkenin ekonomisine ve enerji ihtiyacına katkı sağlayan en önemli vazgeçilmez unsurlarıdır.

Ancak ülke ekonomisine katkı sağlayan HES gelirleri bölge halkına da hakça yansımalıdır.

TOPLUMSAL BARIŞ VE HUZUR İÇİN

Doğanın doğal koruyucusu olan, milli gelirden en az payı alan, sürekli köyden kente göç eden, elinden doğal kaynağı olan ‘suyun kullanma hakkı’ bedelsiz olarak alınan kırsal kesimdeki vatandaşı tatmin etmenin en adil ve geçerli yolu HES gelirlerinde pay almaktır. Toplumsal barış ve sosyal adalet için bu şarttır.

Orman ve su İşleri Bakanlığı tarafından 2012-2023 yılları arasında gerçekleştirilecek olan   Ulusal Havza Yönetimi Stratejisinin Amaç 2 ve 5 maddeleri bu görüşe açık olmasa da olanak sağlamaktadır.

Prof.Dr.Osman BEKTAŞ

obektas@ktu.edu.tr

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.