İşte bütün mesele bu!..
İnananlarla,inanmayanların arasındaki ruhani futbol dünyası!..
Önce insanın kendine ve işine olan saygı meselesi!..
Sen,sana verilenlere rağmen formana, kulübene,tribünde olan bir avuç çoluk çocuğa ve bayanlara, tribünde olamayan taraftarlarına saygın yoksa, bu yeşil zeminde ki ömrün de bilesin ki kısa olacaktır.
*
Şehir içerisinde, ülke içerisinde ve ülke dışındaki bir ücra köşede televizyon başında, oturdukları sandalyede her yedikleri golde, biraz daha sandalyeden kayarak, masanın dibine girip yüzleri kızaran Trabzonluları ve Trabzonsporluları hayal edemiyorsan, sen en başta kendine olan inancını ve onurunu kaybetmişsindir demektir.
Size, bu gece maçı fazla yazmayacağım. Bir takım sahasında Galatasaray’dan yada başka bir takımdan 4 ‘de, 7’ de gol yiyebilir. Mesele bu değil.
Mesele, bir ekibin, bir takımın yada bir kardeşler takımının bunu hazmetme ölçüsüdür.
Midenizin kaldırma meselesidir. Ben ve benim gibi düşünenler kaldıramadık.
Midemizdekileri dışarı çıkarmamız şu an meselesi.
*
Türkiye’de yıllığı 1 trilyona oynayacak oyuncu var mı ? derseniz, size ancak on kişi sayabilirim . Bu ülkede en fazla 1 trilyon’ dan yüksek fiyat edecek 11 nci bir oyuncu asla yok.
Nedir bu milyon Euro’luk transfer görüşmeleri anlayan varsa beri gelsin.
Galatasaray, şampiyonlar ligine direk katılabilmek için seni yenmek zorunda, Sende UEFA’da fazla ön eleme oynamamak için Galatasaray’ı yenmek zorundasın.
Eğer inanmamışsanız ,yapacak bir şey yok. Sizi 8 direkli hamam paklar. Birde olsaydı, tellak rahmetli Kurban usta.
*
Sakatlıktan çıkmış Özer’in yine 10.dakikada sahayı terk etmesi, bir şansızlık olabilir.
Rakibin dikine oynarken, sende yandan yana yatay oynarsan, olacağı budur.
Rakibin 2 tane duran topla gol buluyor da, siz 4 kez Muslera ile karşı karşıya kalıp, ters ayağınıza gelmesine rağmen vuramıyorsanız, değeriniz yıllık 300 bin liradır, 600-700 bin euro değil.
Avni Aker’in sabıkalı hakemleri, Fırat Aydınus, Aleks Taşcıoğlu ve Serkan Ok’un beraber görev aldığı bir triyodan, zaten şüpheci olmamak mümkün değil.
Gerçi onlara işi bırakmanıza gerek bile kalmadı. Çünkü kendi kendinizi zaten imha ettiniz.
*
Bir yönetim kurulu bu saate kadar teknik adamı ile masaya oturup anlaşmadıysa, bu da ayrı bir mesele.
Hami hoca ilk kez mağlubiyetle tanıştı, olabilir. Desteğe devam...
Burada önemli olan mağlup olmak değil, mağlubiyeti hak etmeyerek yenilmektir ama siz takım olarak bunu da beceremediniz.
Aykut’un sol köşede yaptığı hatalara, bugün forvet hattının son ayakları da eklenince, tribündeki çocuk taraftarlarınızın suratını maç sonrası görmenizi isterdim.
Barajda ki hatasıyla Sneijder’in serbest atışından havada dönen ters topu, kaleci olarak herkes yiyebilirdi. Bu golden sonra Onur’un orta hakeme ısrarlı itirazlarına anlam veremedim, keşke yapmasaydı. Sarı kart ona sezonu kapattırdı.
*
Ben, Türkiye Futbol Federasyonunun ayakları üzerinde duramayan Başkanı Yıldırım Demirören’i istifaya, Trabzonspor’un kafa olarak dağılmış bu yönetimini de, olağan üstü kongre kararı almaya davet ediyorum.
Bırakın futbolu, tekniği, taktiği , golleri, dakikaları, cezalı ve sakat oyuncuları bir tarafa.
Bu işin inanç, bir yürek meselesi olduğunu anlamadıysanız, bu 90 dakika da benim yazdıklarımda nafile size arkadaşlar.
*
Maç bitmiş adam sana sahanda 4 atmış ve sen Trabzonspor’sun.
Sivas galip gelmiş. Haliyle haftaya önemi artan Antalya deplasmanında, Onur’un yerine kaleye geçeceksin.
Maçtan sonra sanki ben 4 gol yiyen takımın bir ferdi değilim . Girmişsin sarı kırmızılı bencil Selçuk’un koluna, gülerek koridora giriyorsun Zeki Ayvaz.
Bak da, haftaya Antalya maçından sonra ki skor da , bizde sana gülmeyelim.
