Trabzonspor;
Ne zaman bir kaç hamle yapsa..
Sağlam transferler yapsa..
Yerli ve yabancı uyumu sağlasa..
Mali ve idari yönden örnek olsa..
İstanbul'un büyüklerini endişeye koysa..
Şakkadak çıkıyorlar.
Pattanak zıplıyorlar.
Sahada ince ince kıymaya..
Göstere göstere vurmaya..
Abuk sabuk bir maçla..
Yada saçma bir kararla..
Her fırsatta çelme takıyorlar.
İnsan Şota gibi şaşırıyor.
Ve diyorki;
“Durun korkmayın,
Daha henüz o kadar olmadık,
Korkmasınlar”
Harbiden ya..
Durun arkadaş..
Trabzonspor’da sakatlar var.
Bilmem ne var!
Yerini dolduramayan oyuncular var.
Hala Suturiç’in ağrılarından kurtaramadılar mübarekler!
El insaf!
O kadar tırsmayın.
Salmayın siyah gömleklilerinizi..
Bırakın insanlar biraz futboldan keyif alsın.
OLDUĞUN YERDE KALIRSIN!
Maç sonu bir fotoğraf paylaştım.
İnan Kalyoncu çekti.
Bir bordo mavili kız çocuğu..
Üzüntüden ne yapacağını şaşırmış.
Ellerini arkaya uzatıyor olmuyor.
Yüzüne tutuyor olmuyor.
Gözlerini ovuşturuyor.
Kızgınlığı, öfkesi, üzüntüsü..
Belli etmek istemesede olmuyor.
Yaşlarını saklamaya çalışıyor.
Çok içlenmiş!
Çok dertlenmiş!
Paylaşırken ’Trabzonspor’la yanına şu notu ekledim;
“Şu kahroluşu yaşatacak ne vardı?”
Bir Trabzonspor yöneticisi buna karşılık;
“Bunun hesabını ne olursa olsun sorulacak.
Ben bu işe kellemi koymaya hazırım ve yapacağım.” cevabı verdi.
*
Mesajı okuyunca hemen geçmişte yaşananlar aklıma geldi.
Acı bir gülümseme yansıdı yüzüme.
Bazı adımlar sadece Trabzonspor’u düşünerek yola çıkanlarla atılır.
Trabzonspor’un geleceğini kendisinin geleceğinden daha önemli görenlerle.
Kendi geleceğini daha önemli gören başkan bile gördüm ben!
Ortaya kelle koyulacaksa bir kişi değil tüm yönetim koymalı!
Ve bunu yapmalıdır.
Öyle sağlam adımlar atılmalıdır.
Birlikte hareket edilerek ancak bir yere varılır.
*
Tribünüyle..
Camiasıyla..
Yönetimiyle..
Aksi halde tek tük cılız bir sesle kalırsın..
Olduğun yerde!