Levent Ustabaşı
Hamsiyi ufacık tutmayın ekmeğinizle oynamayın
Bu sene hamsi sofraya geçen seneye göre daha ince geldi.
Geçen gün kilosunu 10 liraya aldım.
Sofraya koyduğumda yarısı zaten gitti.
Ben utandım!
Nasıl aldım yavrucakları diye..
Satan utanır mı?
Tutan utanır mı? diye düşündüm..
Nedeni ortada..
Küçücük daha yavru bile olmamış hamsiler avlanıyor.
Bakılmadan edilmeden sorumsuzca..
Bakın Türkiye'den bu yılın son 1,5 aylık döneminde 8 ülkeye yapılan hamsi ihracatından yaklaşık 402 bin dolar gelir elde edildi.
Hamsinin istenilen miktarda olmaması ve pahalı olması ihracat rakamlarında geçtiğimiz yıllara göre düşüşe neden oldu.
Yani sadece sofraları değil ticareti de fena halde vurdu.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürdoğan’ın son getirdiği eleştiri can alıcı..
İhracat rakamlarının az olmasını bilinçsiz yapılan avlanmaya bağlarken denize karşı haşin, gaddar davranıldığını söyledi.
Şöyle izah ediyor;
“Denizden sadece alıyoruz hiçbir şey vermiyoruz… Gelecek yıl balık sezonu 1 ay daha geç açılsın”
Mutlaka sert adımlar atılmalıdır.
Tekrar Gürdoğan’a kulak verelim;
“Bu sezon hamsiden 402 bin dolar ihracat girdisi sağlandı ancak sezon devam ediyor. Deniz suyunun yeterince soğumaması buna bağlı olarak iklimsel farklılıklardan dolayı bu sene geçmiş yıllara göre hamsi ihracatımız az oldu. Denize karşı biraz haşin davranıyoruz. Özellikle zamansız avlanmalar olumsuz etki yapıyor. Denizden sadece alıyoruz hiçbir şey vermiyoruz. Gır gır dedik şu dedik bu dedik deniz tabanını bozduk. Rusya'da, Gürcistan'da, deniz tabanındaki canlılarla ilgili yapılan hiçbir balıkçılık türü yoktur. Maalesef Türkiye'de bu var. Tezgâhlara baktığımızda ince hamsiler olsun diğer balık çeşitlerini de yine aynı incelikte görebiliyoruz. Bir dahaki sene, özellikle balık mevsiminin en az 1 ay daha geç açılmasının çok daha faydalı olacağını, balığın ekonomik boyuta kazanmadan tutulmasının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Ekonomik boyuta gelmeden tutulan balıklar için de lafta değil çok büyük cezalarla bu işin engellenmesi ve denetimler daha çok sıklaştırılması gerekir.”
Uyarılarını alkışlıyor ilk adımı Başkanvekili Gürdoğan’ın kendisinden bekliyoruz.
Çünkü İhracatçılar Birliği’nin üyeleri arasında balık işleyen fabrikalar var.
Başkan vekili olarak kendi üyeleriyle bir toplantı yapıp, “Tekneleri uyarın, küçük hamsileri almayacağız deyin. Tek tek limanları kontrol edin. Bundan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri Sahil Güvenlik ekipleri de limanları kontrol edecekler” dese yerinde olmaz mı?
İlçe kaymakamlıkları sadece kendi ilçelerinde limanları kontrol etse, tek tek kurallara uygun avcılık yapmayanları tespit eder.
Son sözüm balıkçı kardeşlerime;
Şurda bir kaç ay denizden ekmek yiyorsunuz,
ekmeğinizle oynamayın,
kendi bildiğiniz dalı kesmeyin!