Gürol Ustaömeroğlu
La havle ve la kuvvete
İçinde Trabzonspor geçen her yazıda ve sohbette kulüp başkanımız Sayın
Sadri ŞENER’i ne yazık ki anmadan edemiyorum. Neden mi?
Öncelikle Sayın ŞENER’in takımımız ve kentimiz ile ilgili düşüncelerindeki samimiyetinden asla kuşku duymam. Kuşku duyanlardan ise ben kuşku duyarım. Ancak, her futbol karşılasması öncesinde veya sonrasında, ya da futbol ile ilgili her konuda mutlaka ama mutlaka bir görüş beyan etmek zorunda olması gibi bir duyguya kapılmasını da yadırgamadan edememekteyim. Hele hele Türkiye Kupası’nın kazanılmasından sonra oluşan özgüven işi daha da dallandırmaktadır.
Son Fenerbahçe karşılasması öncesinde beyan ettiği ve Bursaspor’u yakından ilgilendiren cümleler daha soğumadan ulusal basında yayınlanan bir haber ile sarsılmış durumdayız. Sayın ŞENER’in Sayın Başbakan’ın da hoşuna giden bir önerisi ülke gündemine oturmuş durumdadır. Ne öneriyor Sayın ŞENER?
Güneydoğu Bölgemize ayrı bir futbol ligi kurulsun, oradan her yıl 2 takım süper
lige çıksın. Yani Güneydoğu’ya futbolda da olağanüstü hal ilan edilsin. Urfa, Mardin Hakkari gibi illerdeki futbol kendisini kanıtlasın…vesaire, vesaire, vesaire..
Yani Trabzonspor Türkiye Kupasını aldı, başımız göğe erdi, mutlu sona ulaştık artık başka hedefimiz yok, şimdi Güneydoğu’daki futbolun kalkınmasına fikir üretecek noktaya kendimizi taşıdık. Kendimize böyle bir misyon üstlendik. Sayın Başbakan’da bu fikre sıcak bakmaktaymış. Haydi dil, televizyon tamam da spor ayrılığı bakalım bu anlayışlarla nerelere kadar gidecek, bu fikri ortaya atanlara da ne kazandıracak yaşarsak hep beraber göreceğiz.
Sayın ŞENER siz hiç Güneydoğu’da yaşadınız mı?
Ben yaşadım.
Trabzonspor Kulübü ayda kaç lira elektrik, su, SSK ücreti ödüyor? Vergi borcu var mı? Olmadığını sanıyorum. Peki olsaydı bütün bunlardan dolayı bir borç, şu anda durumunuz nice idi. Ya da şahsınızın veya herhangi bir yöneticinizin böyle bir borcu varsa durumunuz nice olurdu? Ya da bırakınız sizi, yöneticiyi veya kulübü Trabzon’daki bir esnafın vergi, bağkur, elektrik, su, SSK veya devletle ilgili herhangi bir borcu oluştuğunda başına gelecekleri tahmin edebiliyor musunuz?
Öneri getirdiğiniz o bölgenin yastık altı ekonomik gücünü biliyor musunuz? Buna mukabil o bölgede elektrik, su, bağkur, vergi, SSK ..vb. gibi fatura ödemesi yapan kaç kişi biliyorsunuz? Bakın yapabilen demiyorum yapan diyorum. Varsa lütfen söyleyin. Peki ödeme yapmayanların kaçı hakkında bir yasal işlem yapılabiliyor. Bu konuyu bir kez daha düşünürseniz oradaki sorunun futbolu kat be kat aştığını rahatlıkla anlayabileceksiniz. Oraya akan yatırım ve ekonomik gücün eşit dağılımını sağlayamadığınız müddetçe, sempatikliğinizi futbol ile ispatlayamazsınız. Siz orada futbolda olağanüstü hal ilan edelim fikirlerinizi etrafınızla paylaşırken Güzide Diyarbakırspor’u Türkiye Futbol Ligi tarihinde ilk kez teröristler dışarı diyerek sahasından kovmaya kalkan Bursaspor’a şampiyonluk yolunda alkış tuttunuz, şampiyonluğunu desteklediniz. Şimdi bu son fikrinizle kendinizi Diyarbakırspor’a ve dolayısı ile Güneydoğuya affettirme peşinde misiniz yoksa?
Aman dua edin de bu fikriniz bölücü mihraklarca destek görmesin.
Sonra kalkar yine bu kez tam tersi beyanat ile kafaları karıştırırsınız. Hep böyle olmadı mı şimdiye kadar?
Spor ayrıştırıcı değil, birleştirici etkinliktir. Dolayısı ile niyetiniz ne olursa olsun bölgesel ayrımcılığa çanak tutacak bir öneriye la havle demekten başka bir şey gelmiyor dilimden. Hakikaten La havle ve la kuvvete illa billah..